Aksu Belediyesi’nin de üyesi olduğu Akdeniz Belediyeler Birliği tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Akdeniz Belediyecilik Proje Yarışması’nın ödül töreni Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Üye olan belediye başkanları ile beraber AK Parti İl Başkanı Rıza Sümer’in de iştirak ettiği ödül törenine,  21 belediye 5 kategoride 55 projeyle katıldı. Ama Aksu Belediyemizin hiçbir kategoride hiçbir projesi yoktu.

Oysaki bu yarışma, belediye yöneticilerinin vizyonunu, hedeflerini, liderlik ölçülerini ortaya koyan bir adım olarak algılanıyor. Diğer bir değişle belediye oskarları olarak ifade edilen bu yarışma, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in dediği gibi,  belediyelerin markalaşma sürecini gösteren en büyük adım olarak gösteriliyor. Bu da demek oluyor ki, kent ile ilgili bir hedefiniz, idealiniz ve bir marka oluşturma çalışmanız varsa orada boy gösterirsiniz. Yoksa da onlarca mazeret üretir, üretkenlikten yoksun bir şekilde hayatınıza daim edersiniz. Yöneticisi olduğunuz kentin gelişmesi anlamında bir arpa boyu yol alamamış olursunuz.

Şimdi bu söylemlerden sonra birçok mazeretler ortaya atılabilir. “Sorun yumağı olan bir kentte ne yapabiliriz. Ne üretebiliriz” diye.

Mazeretler insanoğlunun önünde bitmeyen engellerdir. Mazeretlere takılı kaldığınız zaman adım atamazsınız. Adım atmak için önce oturduğunuz yerden kalkmanız lazım.  Kalkınca ister istemez ilk adımı atmış olursunuz, ilk adım atılınca da, ikinci adım da haliyle arkasından gelmiş olur. Böylelikle gideceğiniz yere varmış olursunuz.

Yöneticilerin mazeret üretme şansı yoktur. Çözüm odaklı üretme zorunlulukları vardı. Çünkü o göreve talip olduklarında, talip oldukları görevin birçok sorununun olduğu bilinci içerisindeler. Çözüm odaklı olacağız diye yetki isterler. Yine yaklaşık olarak 12 sene önce AK Partili bir belde belediye başkanının sitem dolu sözlerine, o dönem Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olan Menderes Türel’in, “Başkanlık ağlama duvarı değildir” şeklinde verdiği cevap gibi, yönetici olanların ağlama şansı yoktur. Siz, eğer yönetmeye talip olmuşsanız, sorunları çözmek zorundasınız.

Hal böyle olunca da bir tarafı tarih, bir tarafı turizm, bir tarafı tarım ve bir tarafı da ticaret olan aynı zamanda Doğu’nun Antalya’ya açılan kapısı Aksu’da, vizyon çalışmalar yapmak zorundasınız. Bir şehri şehir yapan gerçek, o da yerel yöneticilerin çalışmasıyla olur. Yine Sayın Türel’in ödül töreninde dediği gibi, “Bir ilçe gelişirken, yanındaki ilçe geri kalıyorsa orada sürdürülebilir gelişme mümkün değildir”

Hepimizin bildiği gibi bu kentin bir mülkiyet sorunu var. Bu sorunun, neredeyse 4 yıldır çözülememesinin tek yegâne sebebi, hala Aksu’yu bir belde mantığında gören yöneticilerimizden kaynaklanıyor. Yaklaşık olarak bir yıl önce, değer verdiğim bir AK Partili Aksu Belediye Meclis Üyesiyle ayaküstü gerçekleştirdiğim sohbette, “Arkadaş bazen düşünüyorum, bizim belediye başkanımızın makam odası acaba köy kahvesi mi?” şeklinde sitemine tanık olmuştum. Şimdi gelinen süreçte anlıyorum bu sözde her şeyin cevabı var.

Her ne kadar bu kentin mülkiyet sorunu varsa da, onlarca şirin mahallemiz var. Bu mahallelerin bir kısmı turizm bölgesi Kundu’ya, bir kısmı da Perge Antik kente yakın. Hem Kundu’ya, hem de Antik Kent Perge’ye her yıl milyonlarca turist geliyor. Bu mahallerden biri veya bir kaçında, “Hayalim deki mahalle projesi” ele alınabilirdi.  Evler tek tip veya rengarenk boyanabilirdi. Bahçelerde düzenlemeler yapılıp çiçekler dikilebilirdi. Beton duvarlar yerine bahçe sınırlarına çit bitkileri dikilebilirdi.  İnanın o otellere ve Perge Antik Kente gelen turistler, özelikle o mahallelere uğrar ve en azından bir gözleme yerlerdi, oralarda. İşte alın size ekstra para harcamadan bir proje. Hem ödül almış olurdunuz, hem de kentin ekonomisine bir katkı kazandırmış olurdunuz. Bunu yapabilmek için mülkiyet sorununu bahane etmeye gerek yok. Yeter ki yapmak isteyin. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.