Manavgat Mimar Sinan Mahallesi'nde ailesiyle oturan Dilek Anbar, 2014 yılında evinin koridorunda ölü bulundu. Olayla ilgili genç kızı 20 aylıkken evlat edinen Fatma ve Hıdır Anbar ile üvey anneanne Nazmiye Yurtyapan gözaltına alındı. Nazmiye Yurtyapan ifadesinde, Dilek'in kendisine bıçak çektiğini, yaşanan karışıklıkta torununu eşarpla boğduğunu iddia etti. Soruşturma sonunda Hıdır Anbar serbest bırakılırken, Fatma Anbar ve annesi Nazmiye Yurtyapan ise cinayet suçlamasıyla tutuklandı. Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuksuz sanık Hıdır Anbar beraat etti. Diğer sanıklar Nazmiye Yurtyapan ile Fatma Anbar 'çocuğu ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürmek' suçundan ömür boyu hapse mahkum edildi.
Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, geçen Nisan ayında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davaya dahil edilmediği gerekçesiyle kararı usul yönünden bozdu. Yerel mahkemeye gönderilen dava dosyasıyla ilgili ilk duruşma, Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Nazmiye Yurtyapan ile Fatma Anbar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılarak ifade verdi.
Mahkeme başkanı kararın usul yönünde bozulduğunu, bu nedenle yargılamanın yeniden yapıldığını hatırlattı. Duruşmada ifade veren Fatma Anbar, olayla hiçbir ilgisi olmadığını, işlemediği suç nedeniyle 3.5 yıldır tutuklu olduğunu söyledi. Gözyaşı döken Anbar, “Eşimle 18 yıl boyunca çocuğumuz olmadı. Dilek'i 20 aylıkken evlat edindik. Bir süre sonra bazı rahatsızlıkları olduğunu fark ettik. 'Bipolar bozukluk' teşhisi konuldu. Yaşadığı sürece Dilek'in psikolojik ve ruhsal sorunlarıyla uğraştık. 17 yaşında olmasına rağmen, kendi ihtiyaçlarını gideremiyordu, elbiselerini dahi ben giydiriyordum" dedi.
Eşinin Dilek'in sosyalleşmesi için çaba gösterdiğini anlatan Fatma Anbar, “Dilek parmaklarını çok iyi hareket ettiriyordu. Bu nedenle onu piyano kursuna gönderdik. Çok güzel piyano çalıyordu. Onun iyileşmesini, kendi ihtiyaçlarını giderecek duruma gelmesini istedik. Düzce'de bulunan müzik lisesini kazandı. Eşimle ağır bir yükün altına girerek Düzce'ye taşındık, oradan ev aldık" diye konuştu.
'DİLEK VE ANNEM ANLAŞAMAZDI'
Kendisi hakkında hiçbir delil olmadığını savunan Fatma Anbar, olay anında eşiyle evde bulunmadıklarını iddia etti. Annesinin kendisini cep telefonundan arayıp eve çağırdığını kaydeden Fatma Anbar, "Dilek ve annem hiç anlaşamazdı. Eşimle hemen eve gittik. Kapıyı açtığımda Dilek yerde yatıyordu, boğazında eşarp vardı. Anneme, 'Ne yaptın sen' dedim. Annem de 'Ben onu öldürmeseydim, o beni öldürecekti' diye cevap verdi. Boğazındaki eşarbı makasla keserek çıkardım. Polisi ve sağlık ekiplerini aradım. Doktor geldiğinde Dilek'in öldüğünü söyledi" dedi.
Olay anında evde olmadığına ilişkin görüntü kaydı bulunduğunu da söyleyen Fatma Anbar, "İşlemediğim bir suçtan dolayı cezaevindeyim. Cezaevinde, şimdilerde hep Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği 'af' konuşuluyor. Herkes af bekliyor. Cezaevi koğuşlarında, koridorlarında insanlar affın ne zaman çıkabileceği hakkında sözler söylüyor. Ama ben bu davadan afla değil, beraat ederek çıkmak istiyorum" diye konuştu.
Ağır yürüme ve duyma problemi yaşayan Nazmiye Yurtyapan da hakimin sorularını Fatma Anbar'ın kulağına yaklaşarak yüksek sesle tekrarlaması üzerine cevaplandırdı. Olay anında kızının evde olmadığını söyleyen Nazmiye Yurtyapan, "Dilek'le baş örtüsü konusunda kavga ettik. O anda ne olduysa oldu. Çok pişmanım, başkaca diyecek bir şeyim yok" dedi.
Duruşma, dosyadaki eksiklerin giderilmesi, şahitlerin dinlenmesi için ertelendi.
Eşarpla boğulan Dilek davasında yeni gelişme
Eşarpla boğulan Dilek davasında yeni gelişme
ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde evlatlık kızı Dilek Anbar'ı (17) boğarak öldürmek suçundan ömür boyu hapse mahkum edilen Fatma Anbar (56) ile annesi Nazmiye Yurtyapan (87), Yargıtay'ın bozma kararından sonra yeniden yargılanmaya başlandı. Fatma Anbar, "Cezaevinde, şimdilerde hep Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği af konuşuluyor. Ben afla değil beraat ederek çıkmak istiyorum" dedi.