ANTALYA’nın sahip olduğu coğrafi özelliklerle hava kirliliğiyle karşılaşabilecek kentler listesinin en sonunda yer alması gerekirken hava kalitesi düşük kentler listesinin ilk sıralarında yer aldığı belirlendi. Antalya Kent Konseyi’nin çevre, turizm, imar ve planlama çalışma gruplarının bir araya gelerek hazırladığı Hava Kirliliği Raporu’nda havadaki partikül madde ve kükürt gibi kirleticilerinin oranının zaman zaman uluslararası limit değerleri aştığı belirtildi.
KRONİK BİR SORUN
Antalya’da kronik hale gelen hava kirliliği sorunuyla mücadele için yerel yönetimlere, işletmelere ve vatandaşlara yönelik çözüm önerilerinin sunulduğu raporda, kent yönetimlerinin politikaları, yapı yoğunluğunun standardın çok üstünde bulunması, enerji tasarrufuna karşı önlemlerin projelerde bulunmasına rağmen yapılarda uygulanmamış olması ve kontrolsüz yakıt dağıtımı, hava kirliliğini arttıran faktörler olarak gösterildi.
YALITIM ZORUNLULUĞU
Hava kirliliğinin uzun ve aşamalı çalışmalarla önlenebileceğini belirten Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “İnşa edilecek tüm binalara etkin dış cephe ve tavan yalıtımı zorunluluğu getirilmeli. Pek çok konut, kötü depolanmış, rutubetli, düşük nitelikli kömür ve odunun uygun olmayan sobalarda bilinçsizce yakılmasıyla ısıtılıyor. Tüm ikazlara rağmen devam eden ve hava kalitesine olumsuz etkisi çok yüksek olan bu ısınma biçimine karşı çözüm aranmalı. Kaliteli kömürün nasıl depolanacağı, nasıl yakılacağı, atıklarının bertaraf edileceği, kazan ve bacaların nasıl olması gerektiği de kömürün kalitesi kadar önemli. Bu konuda apartman yöneticileri, muhtarlar eğitilmeli ve kent sakinleri bilgilendirilmeli.”
SERA YAKITLARINA DENETİM
Ekolojik temellere dayalı kent ağaçlandırma stratejilerinin olmadığına değinen Kurt, “Cadde ve sokaklara bilinçsizce dikilen ağaçlar ve özellikle yaprağını dökmeyen ağaçlar, rüzgar hızını keserek, nispi rutubet miktarını artırarak, gölgeleme yaparak, kent içinde eşit koşullarda hava kirliliğinin daha şiddetli yaşanmasına yol açmaktadır. Seralarda lastik, yanık yağ, sera atıkları ve katı atık gibi ciddi kirlilik yaratan yakıtlar da izlenmeli ve izne bağlanarak denetim altına alınmalıdır. Trafiğin hava kirliliğine kış aylarında artan etkisine karşı denetimler artırılmalı ve karbon ayak izi tespiti gibi ulaşımda araç sayısını azaltıcı politikalar uygulanmalı” dedi.
BATI AKDENİZ HASSAS GRUPTA
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava Kalite İzleme Ağı’nın her gün saatlik olarak kontrol ettiği hava kalitesini gösteren değerlere göre, Türkiye’de solunan havadaki kirlilik oranının Dünya Sağlık Örgütü’nün normal kabul ettiği değerin zaman zaman 9 kat üzerine kadar çıktığı görüldü. Harita kalitesi haritasında hassas grupta yer alan Batı Akdeniz’de hava kirliliği kaynaklı sağlık endişesi orta seviyenin üzerinde çıktı. Limit kabul edilen Hava Kalitesi İndeksi 0-50 aralığında iken, bölgede yıl içerisinde hava kirliliği 100 – 150 aralığında yer aldı, günün bazı saatlerinde ise sağlıksız olan 150-200 aralığını sıklıkla geçti. ‘Sağlıksız’ olarak nitelenen 150-200’lük indeks düzeyinde, açık hava sporları ve piknik gibi etkinlikler yapılmaması önerildi.
Ceren DENİZ/HÜRRİYET