Klimalardaki ‘koronavirüs’ tehlikesi

Tüm dünyayı saran koronavirüs, “Bu virüs nasıl yayılıyor?” sorusunu beraberinde getirdi. Virüsün en önemli yayılma araçlarından birinin klimalar olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Dr. Ahmet Coşgun, ortamdaki havayı ve virüsleri alan split klimaların, virüsü eşit şekilde tüm ortama yayabileceğini söyledi. Önümüzdeki 15-20 günlük sürecin kritik olduğuna dikkat çeken Coşgun, bu süreçte klima filtrelerinin en az 3 kere temizlenmesi gerektiğini söyledi.

KLİMALAR TEHLİKE SAÇIYOR

Öğr. Gör. Dr. Ahmet Coşgun, split klima mantığının dezavantajlı olduğunu söyledi. Coşgun, “Bizim klimalar, split klimalardır. Bu klimalar ortam ısısını çekerek soğutma yapıyor. Isıyı çekerken bir fan vasıtasıyla da biz bu havayı peteklerin üzerinden geçiriyoruz. Ortamdaki aynı havayı geçiriyor. O zaman bir kişi o ortamda koronavirüslüyse, klima çalışırken hapşurduğu zaman eşit bir şekilde tüm bu odaya o virüsü yayar. Biz split klima mantığıyla soğutma yaparak 1-0 yenik durumdayız. Hastanelerde hepa filtreler kullanılmalı ve her ay değiştirilmeli. Küçük virüsleri bile tutuyor. Ancak hepa filtreler çok pahalı. Hastaneler buna ödenek yetiremiyor” dedi.

56 DERECEDE TEMİZLENMELİ

Coşgun, split klimaların risk oluşturmaması için en az 56 derece sıcaklıkta temizlenmesi gerektiğini belirtti ve şöyle konuştu: “Hastanelerde pis su hatlarının da dezenfekte edilmesi lazım. Devlet gider hatlarını dahi dezenfekte etmeli. Bir yayılmış virüsler var, bir de yayılan virüsleri tutmak var. Vakumlayarak tutuyoruz o havayı. Hastanelerin de o şekilde olması ve yayılan virüsleri tutması lazım. Tüm temizliklerin 56 dereceden yüksek sıcaklıkta yapılması gerekiyor. Virüs 3-4 saat havada asılı kalabiliyor. 15-20 gün çok önemli bizim için. Bu süreçte en azından 3-4 defa split klimaların filtre temizliğinin yapılması lazım. Koronavirüs oraya yerleştiyse bile o temizlikle gitsin. Aslında özellikle hastanelerde merkezi iklimlendirme sistemlerini kullanmalıyız. Merkezi iklimlendirmeyle hem ısıtma, hem de soğutma yapılabilir”.

KAPALI MEKANLARDA HIZLI YAYILIR

Kapalı mekanlarda virüsün daha hızlı yayıldığını belirten Coşgun, “0.0005-0.3 mikron çapı arasında bulun koronavirüs, akciğerdeki filtreyi aşarak ciğerlere ulaşabiliyor. Kapalı ortamlarda toz partiküllerinin üzerinde asılı şekilde duruyor. Ondan dolayı kapalı mekanlar kapatıldı. Virüsün yayılma yeri kapalı ortamlardır. Mesela kahvehanelerde çok rahat bir şekilde yayabilirsiniz. Bir kişi o koronavirüsü aldıysa, hapşurduğu zaman 1 milyonun üzerinde partikül yayıyor. Kapalı ortamda bir hastalık tüm insanlara bulaşır. Kapalı ortam dediğimiz, tamamen izoleli ortamlar aslında insan sağlığı için iyi bir durum değil. Mesela eski tip ahşap pencereler daha sağlıklıydı, hava dolaşımı vardı. Pimapen pencerelerde bu yok. Farkında olmadan eski sağlıklı sistemleri yok ettik” şeklinde konuştu.

AÇIK ORTAMLAR GÜVENLİ

Coşgun, açık ortamlarda zaman geçirilmesi gerektiğini belirterek, “Açık bir ortamda, virüs asılı olarak çok fazla duramaz. Ancak hava dolaşımı olursa partiküllerin bir kısmını atabilirsiniz. Dışarıdaki hava içerideki havadan yüzde 90 daha temiz. Benim önerim; kapalı ortamlardan ziyade açık ortamlarda durulması gerektiği. Açık ortamlarda hiçbir şey olmaz. Oksijenin bol olduğu yerlere gitmekte hiçbir sakınca yok. Denize girilebilir. Bunun dışında, virüsün kendisi tutunamıyor, sabunla beraber elimizi sürekli güzelce yıkamalıyız. Halılar daha sık temizlenmeli. Damacanalar silinmeli. Kolonya iyi bir dezenfektan. Bağışıklığı güçlendirmek için tarhana ve kelle paça tüketilmeli. Kıyafetler 60 ile 90 derece arasında yıkanmalı. Yüksek sıcaklıktaki içecekler tavsiye edilebilir” diye konuştu.

TUZLU SU ÖLDÜRÜR

Coşgun, sıcaklığın virüsün ölüm sebebi olduğunu da sözlerine ekledi. Geçtiğimiz aylarda bir grup insanının bu virüsü atlattığını, ancak grip diye düşünerek geçirdiğini ifade eden Coşgun, boğazda yanma hissedildiği anda 5 çay kaşığı tuzu suyla karıştırarak, buruna çekmenin zaman virüsü öldürmeye yarayacağını ifade etti.

Haber Merkezi: Yağmur Naz Yıldırım