Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı Nevzat Akcan, tarımın en az %51’inin kamuda olması gerektiğini, eğer özel sektöre bırakılırsa küçük çiftçiyi bitireceğini belirtti. Akcan, günlük politikalarla tarımın bir yere varmasının mümkün olmadığını ifade etti.
TARIM KAMUDA OLMALI
Tarımın kamudan alınmaması gerektiğini belirten Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Dernek Başkanı Nevzat Akcan, “Yeni Hal Yasası demek, kamudan alıp ranta vermektir. Yasa çıkarsa anonim şirketlere 30 tane hal yaptırılacak. O adam bizi alacak, hallaç pamuğu gibi döndürecek. Sebze ve meyvede maliyet bir daha artacak. Mecburen yeniden zam gelecek. Tarım sektörünün hiçbir zaman kamudan alınmaması gerekiyor. En az yüzde 51’inin sürekli kamuda olması gerekiyor. Devletin denetçi rolünde olması gerekiyor. Tarım asla özel sektöre bırakılmamalı. Tarımın temelinde halk vardır” dedi.
KÜÇÜK ÇİFTÇİ BİTİYOR
Çiftçinin tükenmek üzere olduğunu vurgulayan Nevzat Akcan, “Bu kanunlardan dolayı küçük ölçekli aile çiftçisi her geçen yıl bitiyor. Yasada geri adım atılmazsa küçük mahalle bakkalları gibi, küçük çiftçi de bitecek. On yıldır aynı kanunla uğraşıyorlar hala bir adım öteye gidemedik. Kanun başarısız oldu ki sistem tıkanıyor. Tarım stratejik bir sektör. Halkın elinden alınıp özel sektöre verilir mi? Bütün dünyanın gözü Türkiye’de. Tohum firmaları, ilaç firmaları buraya milyon dolarlık yatırım yapıyorlar. Biz ne yapıyoruz? Hala bu sektöre vuracağız diye uğraşıyoruz” ifadelerini kullandı.
TEK ÇARE TARIM
Türkiye’nin tek çaresinin tarım olduğunu belirten Nevzat Akcan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizim fabrikamız, sanayimiz yok. Yerli otomobil üreteceğiz, silahımızı yapacağız diyorlar. Hadi bir tane yerli otomobil fabrikası açılsın, 5 bin kişiyi istihdam ettik desinler. Hep hayal ürünü. Hayal satmayalım biz burada, gerçekçi olalım. 10-20 yıl sonrasını düşünmemiz gerekiyor. Tarıma sarılmaya mecburuz. Güneşimiz, denizimiz, suyumuz var. Bunu çok iyi değerlendirmemiz gerek. Günlük politikalarla, günlük kararlarla hiçbir yere varmamız mümkün değil”.