1988 yılında 'Avrupa Konseyi Yılın Müzesi' ödülünü alan, 14 sergi salonu olan Antalya Müzesi'nde insanlık tarihinin binlerce yıllık geçmişi, kronolojik sergilenen eserlerle takip ediliyor. Bu kronoloji içinde insanlık tarihiyle yaşıt yemek kültürünün izlerini sürmek de mümkün.
Batı Torosların Antalya'ya uzanan yamaçlarında, denizden metrelerce yükseklikte bulunan ve insanoğlunun ilk izlerini taşıyan Karain Mağarası'nda 1946 yılında başlayan kazılarda, yeme içme kültürüne ilişkin sayısız bilgiye ulaşıldı. Bugün Antalya Müzesi'nde dönemin buğday tohumu ve incir fosilleri ile avcı ve toplayıcı ilk insan topluluklarının avlanmakta, hayvanları parçalamakta kullandığı taştan, hayvan boynuzundan yapılma kesici aletler sergileniyor.
PİŞİRME TEKNİKLERİ
Tohumu keşfeden, hayvanları evcilleştirmeyi başaran insanoğlu mağaralardan çıkıp yerleşik hayata geçerken, Antalya çevresindeki su kaynaklarının yakınlarında basit tarım yerleşmeleri de oluşmaya başladı. Bademağacı gibi bölgelerde yapılan kazılar, yeni toplumsal yapıya geçişle birlikte yemek serüveninde pişirme tekniklerinin de değiştiğini gösteriyor. Bölgedeki kazılarda bulunan güveç gibi toprak kaplar, maltız gibi ocaklar Antalya Müzesi'nin koleksiyonunda yer alıyor.
Tarım ve gelişen ticaretle birlikte Antalya; Pisidya, Pamfilya ve Likya gibi bugün de izleri sürülen çok katmanlı uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Antik uygarlıklarda yemeğin birleştirici niteliği, Helen ve Roma dönemlerinde birer şölene dönüştü. Perge'de kazılarda bulunan ince taş işçiliğine sahip bir masa, Zeus ve Semele'nin oğlu, şarap tanrısı Dionysos heykeli ve lahitteki üzüm salkımları Antalya Müzesi'nin Perge Salonu'nda görülebiliyor.
Antalya'nın deniz ticaretinde önemli bir noktada olması, farklı kültürlerin yiyecekleriyle zenginleşen bir mutfak da yarattı. Antalya ve çevresinde bulunan batıklar, tarihte yiyecek üretimi ve yiyecek ticareti hakkında birçok şeyin bilinmesini sağladı. Batıklarda ortaya çıkarılan amforalarda Antalya'dan diğer Akdeniz limanlarına şarap ve zeytinyağı başta olmak üzere pekmez, bal, sirke, zeytin, üzüm, incir, kuru veya salamura balık ve balık sosları, hububat, susam gönderiliyordu. O döneme ait bu amforalar, Antalya Müzesi'nde diğer yeme içme tarihine ait eserler arasında yer alıyor.
Yemek kültürünün tarihi, müzede sergileniyor
Yemek kültürünün tarihi, müzede sergileniyor
Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı
KÜLTÜR-SANAT
Türkiye'nin en büyükleri arasında yer alan Antalya Müzesi, aynı zamanda insanların önce avlayıp sonra ektiği, pişirip şölene dönüştürdüğü yemek kültürünün de tarihini barındırıyor.
Paylaş: