“Çekirdek aile modelinde, baba, anne ve evlatlar vardır. Baba aile reisidir. Sözü aile içinde kanundur. Anne, babaya söz geçirirse, söylemleri dikkate alınır. Evlatların babalardan bir beklentileri olduğu zaman, önce anneye açılırlar. Anne talepleri babaya iletmiş olur. Annenin sözü geçiyorsa, böylelikle, evlatların talebi de yerine gelmiş olur. İşte biz de aynen böyle bir aile modeliyiz. Babamız Genel Merkez, annemiz İl Teşkilatı, evlatlar ise İlçe Teşkilatlarıdır. Annemiz, babaya, yani İl Teşkilatı sözünü Genel Merkeze dinletirse, en kısa sürede kamuoyunun uygun göreceği adaylarımız, Antalya dahil olmak üzere tüm ilçelerde açıklanır. Biz de bunu bekliyoruz.”
Bu sözler, bizi kahkahaya boğan ve aynı zamanda düşünmeye sürükleten açıklamalardı. Umarız baba, yani AK Parti Genel Merkezi, tabanın sesine kulak verir ve beklenen kaliteli bir seçim sürecini hep beraber yaşarız.
Güzel kulenin çirkin soytarısı
Hep birlikte işe koyulurlar. Kimi taş ve tuğla getirir, kimi kereste taşır, kimisi de ağaç yontup çivi çakar. Derken, kısa sürede kuleyi bitirirler. Kulenin boyu, şehrin en yüksek evinden daha da yüksek hale gelir. Çatısını renkli mermerlerle kaplarlar.
Ellerine geçirdikleri eski bez parçalarıyla, mermerleri ova ova parlatırlar. Çatı çok harika olur. Güneşin ışıkları vurdukça pırıl pırıl yanar her tarafı. Hatta mahalleli adres tarifi yaparken, “Kulenin altındaki mahalle” diye konuşur.
Sonra, kulenin içinde bir adam belirir ve orayı kendisine mesken tutar. Kulenin en tepesine çıkar, şaklabanlıklar yaparak, saygı gösterisinde bulunur. Bu durum gün geçtikçe mahallelinin hoşuna gider. Derken, önceleri mahallenin önünde eğilen ve her türlü soytarılığı yapan kulenin bekçisi, birden bire değişime uğrar. Bizim bekçi, soytarıdan ziyade, kendisini efendi olarak görmeye başlar. Hatta kuleyi beklediği ve temsil ettiği için, kuleye girmek isteyenlerden vergi almaya başlar. Bu durum tepkilere neden olur. Ahali yavaş yavaş elini ayağını kuleden çekmeye başlar. Böylelikle kule unutulmaya yüz tutar. Bu durum kulenin soytarısının elini ayağını kuleden çekmeye neden olur. Kaderine terk edilen kule, bu sefer bakımsızlıktan harabeye dönüşür. Mahalleli bu sefer harabeye dönene kuleyi yıkar, yerine geniş ve mütevazı bir ev yapar. İçinde mahallenin sorunlarının çözümü ile ilgili ortak kararlar alırlar. Böylelikle mutlu bir yaşam sürerler.
Kapılar nasıl kapanır?
Seçim sürecinde yaşanan olaylar da tıpkı bu hikayede anlatılanlara benzer. Belli bir dönem aday adaylık sürecinden sonra aday olursunuz, ardından başlayan başkanlık yarışı, bir de bakmışsınız başkan koltuğuna oturmuşsunuz.
Başkan olana kadar el, etek öptüklerinize, hürmet ve sevgi gösterilerinde bulunduklarınıza, mührü elinize aldıktan sonra kapıları kapatır, tepeden bakarsanız. Ancak, bu halk sizi başkan yaptığı gibi yere indirmesini de bilir.
Bu konuda elinizde yeterince örnekler de bulunmaktadır, siz de örnekleri taklit mi edersiniz, yoksa rol model mi olursunuz?
Tercih sizin.