Antalya’nın dünyaya açılan kapılarından biri olan Kemerağzı ve Kundu bölgesinde ki turizm esnafı, yaşadıkları sorunları kurumsal çatı altında dile getirmek için 2018 yılında, yani 3 yıl önce Kemerağzı Mahallesi Kundu Esnafları Koruma Derneği’ni oluşturdular. Bu süreç zarfında başarılı bir çalışma sergiledikleri kanısındayım.
Bu kısa sürede gün oldu Antalya’nın mülki amiri Vali beyle bir araya geldiler. Gün oldu bakanlar, gün oldu vekillerle. Bölgenin Aksu İlçesinin sınırları içerisinde yer almasından dolayı, İlçenin Belediye Başkanı Halil Şahin’in yanı sıra, İlçe meclis üyeleri ve İlçenin Kaymakamıyla defalarca dirsek temasında bulunduklarına şahidim. Burada ki maksat, esnaf olarak sorunlarını yetkili mercilere ileterek, çözüm aramak. Bu oluşumun içerisinde, çeşitli siyasi görüşe sahip esnaflar mevcut. Ama tüm buna rağmen attıkları hiçbir adımda siyasi düşünce veya mesaj yoktu. Demin de ifade ettiğim gibi tüm amaç ve gayeleri yaşadıkları sorunları dile getirerek, sorunların çözümünde öncü olacak siyasilerden çözüm ummak.
İşte bu doğrultuda esnaf derneği, hafta sonu AK Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin ile AK Parti’nin Aksu İlçe Başkanı Tevfik Fuat Çebeci’yi davet ederek Kemerağzı mahallesinde toplantı gerçekleştirdi. Bire bir yaşadıkları sorunları tek tek ifade ettiler. Başıboş gezen sokak hayvanlarından tutunda, marka baskını, turisti rahatsız eden dilencilere kadar, birçok şeyi dile getirdiler. Hem İl başkanı, hem de İlçe Belediye Başkanı sorunları tek tek dinleyerek, çözüm oluşturacaklarına yönelik sözler verdi. Ayrıca Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ukdesinde oluşan sorunların, çözüm adresinin Büyükşehir olduğuna da dikkat çekildi.
İşte o arada söze giren Kemerağzı Mahallesi Kundu Esnafları Koruma Derneği Başkanı Metin Kanmaz, 2 yılı aşan bir süredir Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten randevu talep ettiklerini, ancak bir türlü taleplerine yanıt alamadıklarına dile getirdi.
Başkan Böcek’i Konyaaltı Belediye Başkanlığı döneminde, Dernek Yönetim Kurulu üyeleriyle beraber ziyaret ettiklerini ifade eden Kanmaz, “ O görüşmemiz de kendisi bize, -Büyükşehir Belediye Başkanı olursam, Kundu’yu Venedik gibi yapacağım – diye söz verdi. Şimdi iki buçuk yıldır Büyükşehir Belediye Başkanı. Bunun bir yılını hastalıkla mücadele olarak sayalım. Allah şifa versin. Bırakın Kundu’yu Venedik yapmasını, bir türlü görüşme talebimize yanıt alamadık. Defalarca talepte bulunduk. Hala beklemedeyiz. Dernek olarak hediyelerimizi aldık. Ne hikmetse bize randevu vermiyor. Yani Büyükşehir Belediye Başkanımız Kundu esnaflarına randevu vermiyor. Lütfen bunu siyasi olarak algılamayın. Hizmet bekleyen esnafımız adına, bu sitemimi dile getiriyorum” şeklinde serzenişte bulundu.
Bu tür serzenişlere dönem dönem farklı ortamlarda kulak misafiri oldum. Büyük umut bağladıkları Başkan Böcek’in, Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından sonra, çok büyük değişime girdiği, ulaşılmaz olduğu, ekip arkadaşlarının büyük kısmının vatandaşla aralarına set bıraktığı, şeklinde ifadelere tanık oldum.
Hatta ekip arkadaşları, yani bürokratlıklardan biriyle bundan 2 yıl önce yaşadığım bir olayı da paylaşmak isterim. Başkan Böcek’in Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinin takriben 4’üncü ayında, düzenlediği bir toplantı sonrası, kendisine ayaküstü birkaç soru sormuştum. Konuyla ilgili bilgisinin olmadığını ifade eden Böcek, beni bürokratlarına yönlendirmişti.
Görüştüğüm her bir bürokrat, beni başka bir bürokrata yönlendirdi. 4 görüşme sonrası nihayet sorularıma cevap vereceğini sandığım bürokratla karşılaştım. Kendisini dev aynasında gören bürokratımız, soruları tamamlamama izin vermeden, yarım ağızla, kendince cevap vermeye çalıştı. Ama verilen cevaplar, sormak istediğimiz sorularla yakından uzaktan ilgi ve alakası yoktu. Ben araya girip kendimi ifade etmeye çalıştıkça, lafımı tamamlamaya izin vermeyen bürokratımız yine kendi bildiğini okumaya çalıştı ve hatta takındığı üslup yerlerdeydi. Yani sözün özü, seviyesine inmiş olsam, belki de kedimizi bir an boks ringinde zannedecektik. Neyse ki Allah’tan lafı uzatmadan kendisine teşekkür ettim. Olayın canlı şahidiyse, Basın ve Halka İlişkiler Daire Başkanı Songül Zengin’dir.
Düşünün 4’üncü ayın sonunda bir gazeteci olarak, toplumu etik ölçülerde bilgilendirme adına, Başkan Böcek’e sorduğum soru ve kendisinin yönlendirmesi sonucu muhatap kaldığım süreç bu ise, nerdeyse 3’cü yılını dolduracak bürokratlarda oluşan güç sarhoşluğunu artık siz tahmin edin. Şimdi birçoğu -Başkan Böcek’in bunda ne suçu var- diyecektir. Unutulmamalıdır ki bir dervişi uçuran müritleridir. Bir siyasetçinin ekip arkadaşları ne kadar iyi olursa, o kadar halk nezdinde yeri olur ve gönüllere girer.
Hiç şüphesiz ki 2 milyon 500 bin nüfuslu bir kentte, bir birey olan Belediye Başkanı her yere yetişemez, her vatandaşla temas halinde olamaz. Zaten öyle bir güç olmuş olsa, onca daire başkanlarına ve danışmanlara ve personele ihtiyaç kalmazdı. Ondan dolayıdır ki, başarı; iyi bir idareci ve ekip çalışmasıyla olur.
Zaten iyi bir ekip çalışması olmuş olsaydı, yazının başında da ifade edilen, 2 yılı aşan bir süredir beklenen randevu talebi askıya alınmış olmazdı. Bunun yanısıra toplumun çoğunda bu ve buna benzer rahatsızlıklar ortaya çıkmazdı. Amacımız burada körü körüne, bir kurumu karalamak değildir. Ortaya çıkan bir sorunu, daha büyük yaralara neden olmadan dile getirerek uyarmak. Dikkate almakta, almamakta muhatabına kalmış. Neredeyse 3 yılı geride bıraktıysak, bunun burasında kalan 2 yılda, göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Unutulmamalı ki, kontrolsüz güç güç değildir!
