22 senedir gazetecilik mesleğini icra edenlerdenim. Bu işin mutfağında yetiştim. Usta kalemlerle çalıştım. Onlardan çok büyük bilgi ve birikimler edindim. Sayısız birçok dosya haberciliğine imza attım. Gün oldu kelle koltukta dolaştım. Çok sayıda açık aleni bir şekilde tehditler aldığım oldu.  Gün oldu milyon dolarlık rantların karşısında dik duruşlar sergiledim.

Kentin mülkü amirleri olan valileri ve kaymakamlarıyla haber amaçlı aynı ortamlarda bulundum. Kent menfaatleriyle ilgili söyleşilerde bulunduk. Çok sayıda farklı siyasi parti temsilcileriyle bir araya geldim. Meslek yaşantım boyunca, çok sayıda milletvekili ve belediye başkanlarıyla toplantılarda bir araya geldim. Bunun yanı sıra kentimize gelen birçok bakanı, haber amaçlı takip ettim. Gün geldi kentin birçok saygın iş insanı, gün geldi kentin en ücra semtinde ki en gariban vatandaşlarla bir araya geldim. Dertleriyle dertlendik, sevinçleriyle mutluluğumuz arttı. Onların dertlerini ve sevinçlerini kendimizinmiş gibi yaşadık.  

Bunun yanı sıra kamu mallarının peşkeşine karşı dik duruşlar sergiledim. Antalya merkezde bulunan Dokuma Alanı’nın peşkeşine karşı, kentin sivil toplum örgütleriyle beraber gece yarılarına kadar nöbet bekledik. Yine Lara ormanlarının peşkeşine karşı dik duruşlar sergiledik. Kurşunlu ve Doyran’da ki Orman katliamlarına karşı durduk. Ve Antalya basını ile STK’ların ortak hareketi sonrası, bu alanlar kamunun malı olarak kaldı. Buna benzer birçok şeyi sıralayabiliriz. Bu mücadeleleri gerçekleştirirken, cebimizde 5 lira paranın olmadığı zamanlar oldu. Ama yine dik duruşumuzdan hiçbir zaman için taviz vermedik. 

Sonrası başlayan bir Aksu serüveni. Bundan tamı tamına 10 yıl önce başladı bu serüven. Aksu’nun ilk gazetesi olduk. İlk olmak, her zaman için zordur. Bu zorluluğu dibine kadar yaşadık. Gazetemizi ayakta tutabilmek için cebimizden çok büyük bedeller ödedik. Kimseyi tehdit etmedik. Kişilerin özel hayatlarını hiçbir zaman irdelemedik. Kentin menfaatleri doğrultusunda haberler yaptık. Aksu’nun 35 mahallesini birçok Aksulu’dan daha iyi bilenlerdeniz. Çok sayıda dostluklar elde ettik.

Farklı amaçlar için kimsenin kapısını çalmadık. Abone ve reklam anlamında destekler istedik. Hiç şüphesiz, bu da her gazetenin doğal bir hakkıdır. Taleplerimizi olumlu ve olumsuz karşılayan her iki kesime de teşekkürlerimizi sunduk. Gün oldu, yaptığımız haberlerden dolayı da ekonomik ambargolara maruz kaldık. Ama yine de kimseye boyun eğmedik. Ve sonrası gelen başarı. Şu an itibariyle Aksu’nun 35 mahallesinin 27’sinde abonelerimiz mevcut ve her hafta kesintisiz olarak dağıtımımızı yapmaktayız.  Sözün özü ödenen bedeller karşısında, büyük başarılar elde ettik.

Bu bedelleri öderken, hiçbir kurumdan kamuya ait olan alanlarla ilgili bir kuruşluk nemalanmamız olmadı. Birçok sosyal projeler gerçekleştirdik. Bu çalışmaların olması için mevcut alanların olması gerekiyordu. Bu alanları temin ederken hep yasal yollarla hareket ettik. Kira bedelleri ödedik. Bu projeler kapsamında yüzlerce üniversiteli gençlerle çalıştık. Onların bütçelerine katkıda bulunduk. Bırakın resmi yerleri, özel kurumlarla bile, karşılığını veremeyeceğimiz hiçbir ticari oluşumun içerisine girmedik. Tüm bunları yaparken, ne evimizin içerisinde, nede evimizin bahçesine, kamuya ait bir çöp bile sokmadık. Yani sözün özü; Allah’a şükürler olsun hesabını veremeyeceğimiz hiç adım atmadık.

Tabi ki bu başarılar, ödenen bedellerle oluyor. Biz bu bedelleri misli misli ödedik. Damdan düşercesine kimse bizi ödüllendirmedi. Biz, bu bedelleri öderken, inanın toplumun büyük çoğunluğu bizleri adeta keriz yerine koydu. Önce mesleğimize duyduğumuz saygı ve sonrası duyarlı bir vatandaş mantığıyla hareket ederken, toplum ise 3 maymunu oynadı. Aman -bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın- mantığıyla hareket etti. Zora düştüklerinde de kapımızı çaldılar. “Hadi, elini taşın altın sok, beraber hareket edelim” dediğimiz de ise, “Beni bu işe karıştırma”  cevabıyla karşılaştık. Oysa ki, -Elini taşın sok- dememiz deki maksat ise, kendi adıyla bir açıklamaydı. Ama bu açıklamadan kaçınarak bizleri maşa olarak kullanmaya çalışanları, bir gün sonrası eleştirdikleri kişilerle aynı masalarda kuzu sarması olarak gördük. Bu iki yüzlüğü gösterenler son zamanlarda bize ayar vermeye çalışıyorlar. Yüzümüze konuşacak cesareti bulamayanlar, her zaman ki gibi karınlarından konuşmaya başlamışlar.

Neymiş ki, Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin’le aramız düzelmiş.

Oysaki 22 yıllık mesleki yaşantım da hiç kimseyle bir şahsi düşmanlığım olmadı. Her seferinde bunu dile getirmişimdir. Ben bir gazeteciyim. Toplum kabul gördüğü sürece, işimin gereği toplumun yararına olan haberler yapmak. Ne Başkan Halil Şahin’le, nede başka bir siyasetçiyle bu güne kadar bir kan davam olmadı. Bundan sonrada olmayacak. Bunu Başkan Halil Şahin’e, her bir araya geldiğim de dilimin döndüğünce ifade etmişimdir. Geçmişte dosya haberciliği yaptığım zamanlarda bile, her seferinde Başkan Şahin’i aramış, kendisinden açıklama almışımdır. Kendisini sıkıntıya sokan ve kamuoyunda günlerce konuşulan haberlerden sonrada, kendisini gördüğüm her yerde, selamımı vermiş ve elini sıkmışımdır. Saygıda kusur etmemişimdir.  Başta da dediğim gibi ben bir gazeteciyim, oda kentin Belediye Başkanı. İnsani duygum ve mesleki yaşantım bunu gerektiriyor.

Peki, biz bunları yaparken, bizi şu an için eleştirenler ne yaptı. Buna verilecek cevap sayfalara sığmaz. Yine de kısa birkaç kelimeyle cevap verecek olursak; İkiyüzlülükten başka bir şey yapmadılar. Başkan Şahin’in arkasından ateş püskürtüp, verip veriştirdiler, yanına gelince kırk yıllık dostmuş gibi davrandılar. Bizler en azından bunu yapmadık. Elle tutulur şeyleri mertçe yazdık. Arkasından ne konuştuysak, yüzüne de saygımızı yitirmeden, aynı mertlikte konuştuk.

Lafı fazla uzatmadan toparlayacak olursak, bu ikiyüzlülük ve duyarsızlıklara defalarca kere tanık olduğumdan dolayı, bir yıldır dosya haberciliği yapmamaya karar verdim. Bu fikrimi dost ortamlarında dile getirdim. Aynı düşüncemi Başkan Halil Şahin’e de, açık bir şekilde ifade ettim. Ve bu duruşumu her ortamda da dile getirdim. Tüm buna rağmen eleştiri hakkını kullanmak isteyen herkese de kapımızın açık olacağını da, buradan haykırmak istiyorum.

“Kişi kendinden bilir işi” misali; Allah’a şükürler olsun, bugüne kadar çetrefilli hiçbir işimiz olmadı. Etik ölçülerde işimizi yaparak, ekmeğimiz kazanmanın derdindeyiz. Kamuya ait mallar üzerinden bir hesabımız olmadı. Rant peşinden koşmadık. Tehdit şantajla hiç mi hiç, işimiz olmadı. Aksu’da bir gazetemiz var. Bu gazeteyi ayakta tutmak için abone ve reklam çalışmaları yapmaktayız. Gazetemiz Aksu’da 27 mahalleye ulaşmakta. Abone ve reklam ağımız içerisinde özel kişiler ve resmi kurumlar mevcut.  Aksu Belediyesi de bunlardan biri. Her Aksulu’dan istediğimizi gibi Başkan Şahin’den abone anlamında talebimiz olmuştur. Dünde öyleydi, bugünde öyle. Bunun aksini ispatlayan varsa, “Hodri meydan….”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.