Hilal Kara
ANTALYA (İHA) -
Seracılığın merkezi Antalya’da yaklaşık 250 dekar sera alanı olduğunu ifade eden Çanakcı, “Bir dekar alandan yılda 1 ton bitkisel atık çıkıyor. 250 bin dekar alandan, bir takım kayıplarla birlikte 200 bin ton bitkisel atıktan bahsedebiliriz. Bilindiği üzere bitkisel atıkların, bertaraf edilmesi bir sorun. Bu atıklar biyoyakıt enerjisine dönüştürülerek aynı zamanda elektrik üretilebilir. Ülke ekonomisine katkı sağlayacak bu çalışma için Antalya her zaman potansiyel bir yer” dedi.
TÜBİTAK destekli ilk çalışma
Ülkemizde enerji kaynaklarının kısıtlılığı, döviz kaybı gibi konuların gündeme geldiğini belirten Çanakcı, “Elimizde önemli miktarda biokütle atığı var. Bunları enerji başta olmak üzere ilgili sektörlere kaydırabiliriz. Bunun için tedarik zincirine ihtiyaç var. Antalya bunun tam merkezi. Bunun sektörde karşılığı var" dedi.
Üniversitedeki atıklar için bir tesis başlangıcı yaptıklarını dile getiren Çanakcı, "Fakültemizde TÜBİTAK destekli proje gerçekleştirdik. Seralardan çıkan atıkları özel makinalarla toz haline getirerek onları sıkıştırıp, briket ve pelet şeklinde biyoyakıt olarak ürettik” diye konuştu.
“Atıklar serada yakıt ve gübre olarak kullanılabilir”
Sera atıklarının hem ekonomik, hem çevresel fayda sağladığının altını çizen Çanakçı, sözlerine şöyle devam etti:
"Bitkisel atıkları alıp kompost gibi işlemlerden geçirerek tekrar toprağa dönüştürebiliyorsunuz. Bitkilerin beslenmesinde kullanmak üzere değerlendirilebiliyor. Aynı zamanda doğru işlenerek gübre olabiliyor. Bu atıkların enerji tesislerinde hammadde olarak kullanılabilme imkanları var. Bunlar biyokütle tesislerinde biyokütle santrallerinde yakılabilir. Peletler kömüre nazaran daha sağlıklı. Bunlar oduna eş değer malzeme. Çiftçi kendi sera atığını işlendiği zaman, bunu kışın sobasında yakıt ve gübre olarak kullanabilir."
“Çevreye ciddi anlamda zarar veriyor”
Atıkların bertaraf edilirken birçok sorunu da beraberinde getirdiğini kaydeden Çanakcı, “Temizlik ateşi yapılırken yangınlara da sebep oluyor. Akarsulara karışan atıklar, denize akıyor ve denizdeki canlılar zehirleniyor. Çevreye zarar verirken sağladığı faydalardan yararlanmıyorsunuz" şeklinde konuştu.
Belediyelerin bir takım çalışmalar yapmaya çalıştığını fakat yeterli olmadığını vurgulayan Çanakcı, belediyelerin inisiyatif alması gerektiğini belirterek, "Daha bütünleşmiş şekilde diğer sektörlerle de irtibatlı tedarik zincirinin kurulmasına ihtiyaç var" dedi.