Aksu’dan gönüllü ekip

Ülke olarak hepimizi yasa boğan depremden sonra hemen bölgeye giden ve çeşitli yardım faaliyetleri içerisinde bulunan Aksu Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Emre Aydoğan, yaptıkları çalışmaları bir bir anlattı. Ülkü Ocakları Genel Merkezi ve Antalya İl Başkanlığı’nın talimatları doğrultusunda Aksu’dan bir gönüllü ekibi oluşturduklarını ifade eden Aydoğan, “Ekiplerimizi depremin olduğu ilk gece bölgeye gönderdik. Akabinde bölgenin temel ihtiyaç malzemelerini oluşturmak için Aksu’da biz de ekip olarak çalıştık. Toplanan yardımlarla beraber 5 gün sonra bölgeye gittim” dedi.

Aksulu vatandaşlardan büyük destek

Enkaz bölgesinden gönderilen ekibin içerisinde operatör, demir ustası gibi nitelikli arama kurtarmada çalışan arkadaşlarının olduğunu dile getiren Aksu Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Emre Aydoğan,  “Aksulu vatandaşlarımızdan çok destek aldık. O sırada üreticilerimiz burada don nöbeti tutuyorlardı. Kapılarını çaldık. Kimse bizi geri çevirmedi. Yakacağının yarısını hemen deprem bölgesine verilmek üzere paylaştılar. Gece yakacağı odunu, kömürü bize verdi.  “Bunu alın, ben yine kendime alırım” dedi. Fazla sobası olanlar soba yardımında bulundu.  Hayırseverlerimiz yakacak ve soba aldılar. Bölgeye 25 soba ve 15 ton yakacak gönderdik” açıklamalarında bulundu.  

AFAD’la koordineli çalışma

Aydoğan, “Yardımlarımızı gönderdikten sonra insan gücüne ihtiyaç olduğunu söylediler. Bir ekip çıkardık. Birlikte yola çıktık. İskenderun’a ulaştık. Bölgede ki bir okulu geçici süreliğine merkez haline getirdiler. Okulun sınıflarını gıda, yakacak, giyim, temizlik malzemeleri gibi kategorilere ayırdık ve vatandaşlara yardımcı olduk. Belen belediyemizden araç ve insan gücü aldık. Ağırlık olarak yakacakları dağ köylerine, ulaşımı zor bölgelere ulaştırdık. Bölgede Burdur AK Parti Milletvekili Bayram Özçelik, Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Belen Kaymakamı Mahmut Sami Yılmaz ve Belen Belediye Başkanı İbrahim Gül ile birlikte farklı köylere ulaştık. Eş güdümlü yardımlar yürüttük. AFAD’la koordineli çalıştık” şeklinde konuştu.

Barınma sorunu

Hatay İskenderun’da yıkık, hayalet bir şehirle karşılaştıklarının altını çizen Aydoğan, “Limanda ki yangında soğutma çalışmaları devam ediyordu. Canımız yandı ilk gördüğümüzde. Duygusallığı bir yana bırakarak görev bilinciyle hareket etmeye başladık. Vatandaşlarımızın birçoğuna destek olduk. Evi yıkılan kadar, yıkılmayan insanlar da barınma sorunu yaşıyordu. Bu anlamda onlara destek olmaya çalıştık. Evlerin yıkılmadığı yerlerde bile insanlar sokaktaydı. Buradan götürdüğümüz çadırları, okulun bahçesine kurduk. İnsanlar orada kaldı. Aş evlerine destek olduk yemeklerini verdik” dedi.

Dostça ve kardeşçe

Aydoğan, “11. günün sonunda canlı insanların enkazdan çıkması, resmen mucizevi olaylardı.  Bunlardan çok etkilendik. Depremin olduğu ilk günden itibaren minimum dinlenerek hareket ettik. Bölgede olmak o insanlarla birlikte hareket etmek çok farklı bir duygu. Aile gibi olduk onlarla, üzüldük geri dönerken. Evi yıkılmamış insanlar personel gibi bütün işlere yardım ettiler. Herkes seferber olarak çalıştı. İnsanlar bize hayırlarını emanet ettiler, bizde bizzat yerlerine ulaştırdık. Toplumun; bütün kesimlerden, bütün görüşlerden, bütün mezheplerden insanlar ortak gayede buluşarak dostça ve kardeşçe mücadele verdi” diye konuştu  

Aydoğan son olarak şunları söyledi: “İskenderun ve Belen ülkü ocaklarıyla Aksu Ülkü Ocakları olarak koordineli bir şekilde çalışma yürüttük. Ocak binaları yıkıldı. Biz buradan destek olmaya çalışıyoruz. Karşılıklı çalışmalarımız devam ediyor. Onlar bizim kardeş ocaklarımız oldu. Yine bölgeye gideceğiz. Son durumlara bakacağız. Nerelere ulaştığımızı ve eksiklerimizi tespit ederek yine desteklerimizi sürdüreceğiz. Sosyal projelerimiz karşılıklı devam edecek. Koordinasyon merkezini kuran ve işleri yürüten İbrahim Öz başkanımıza fedakârlıklarından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Çocuğu ve eşi burada hastanede olmasına rağmen yardıma koştu. Hala bölgede çalışıyor. Aksu Ülkü Ocakları Başkan yardımcım Taner Kaya ve ekipteki arkadaşlarım olayın başından beri bölgedeler. Bu iki isim çok önemli bizim için. 11 gün başından ayrılmadan fedakârca çalıştılar. Ekip arkadaşlarımız çadırlarını vatandaşa verdiler ve kendileri dışarda paletlerde ateş yakarak kaldılar. Bu fedakâr arkadaşlarımıza ve ekibimize çok teşekkür ediyorum.”