2020 Mart ayı itibariyle dünyada ve ülkemizde korona virüsten ötürü “pandemi” ilan edildi.
Devamında sokağa çıkma yasakları derken, yaz ayının gelmesiyle kısıtlamalar esnetildi. Bu sürede, esnaf iyi kötü dükkan açtı, iş yaptı. Sonbaharda havaların soğumasıyla yeniden kısıtlamalara geçildi. Hala devam eden hafta sonu yasakları, zor durumda kalan esnafın işlerini iyice sekteye uğrattı.
Öyle ki yeme-içme yerlerin de sadece paket servise izin veriliyor. Zaten çarkını zor döndüren esnaf, iyice ekonomik yönden tamamen zayıfladı.
Bir tarafta bunlar yaşanırken, diğer yanda oteller, kayak merkezleri hınca hınç dolu. Yani bu kısıtlamalar çok da adil olmadı.
Hafta sonu ajanslara bir haber düştü. Otel de “korona partisi” diye. Antalya’da bir otel, kısıtlamaya rağmen disko bölümünü açmış ve müşterilerine parti düzenlemiş. Ne enteresandır ki otel müşterilerinde maske ve mesafe olmadığı gibi, herkes pistte dans ediyor. Bu görüntüleri de otel de müşteri olarak bulunan biri çekmiş ve servis etmiş.
Ne olacak şimdi!
O otelden çıkan virüs, Antalya ve etrafına yayılmayacak mı?
Her türlü önlemi alan masum insanların ne suçu var. Hepsine ceza kesilse ne olur?
Her insanın başına, birer kolluk kuvvetimi vermek gerekiyor. Neden bu kadar umursamazlık!
Onlar bunu yaparken, bu tarafta lokanta sahibi haklı olarak şunu söylüyor. -Bizim günahımız ne, bu virüs yemek yemeye gelen lokantalarımızdan mı bulaşıyor?
Evet, kafe ve lokantaların suçu ne?
Kısıtlama yapılırken, hangi kriterler göz önünde bulunduruluyor bilmiyorum ama, insanla çok fazla temaslı yerler açık. Bu nasıl bir çelişki...
Diliyoruz ve umuyoruz ki, bu virüsten bir an önce kurtuluruz. Ekonomik yetersizlikler yüzünden, dükkanların kapılarına kilit vurulmadan, aile içi ekonomik kaygılardan dolayı geçimsizlikler başlamadan, şiddet olayları artmadan ve en önemlisi çocuklarımız, gençlerimiz eğitimlerini eksik tamamlamadan son bulur.
Diğer tarafta yaşanan “korona partileri” içinde, işletme sahipleri ve kişileri vicdanlarına bırakıyoruz.