Hani bazen ağlanacak halimize güleriz ya, size anlatacağım olay da bu türden.
Geçen hafta Aksu Belediyesi’nde yılın ilk meclis oturumu gerçekleştirildi. Gayet sakin başlayan oturum öncesi, grup sözcüleri gündem dışı konuşmalarını yaptı. Bu sözcülerden biride İYİ Parti grup Sözcüsü Gökhan Kaplan oldu. Kaplan, konuşmasının sonunda Aksu Belediyesi’nde gerçekleştirildiği iddia edilen bir olayla ilgili, Başkan Halil Şahin’den meclisin bilgilendirilmesini kapalı bir oturumla talep etti.
Ve sonunu şu cümleyle bitirdi.
“Onur, haysiyet ve şeref sahibi olduğunu iddia eden bizler, eğer bu konu karşısında sessiz kalırsak nasıl onurlu haysiyetli ve şerefli olduğumuzu söyleyebiliriz”
Tabi ki hayretler içerisinde dinledim bu sözü.
Çünkü onur ya da şeref, değerli ve erdemli olma hâlidir. Söylemlerle kalınmamalıdır. Her bir birey günlük yaşantısında bu özelikleri bire bir yaşamalıdır. Bu durum insanlığın gereksinimidir. Attığı adımlarla, söylemleriyle, bire bir bu yaşam tarzını ortaya koymalıdır. Özelikle beraber yol aldığı arkadaşlarına oldukça dikkat etmek zorundalar. Hele ki, insanlar yakın temas içinde bulunduğu kimseden etkilenir manasında kullanılan bir atasözü olan, “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” gerçeği ortadayken… Bundan dolayıdır ki, toplumun sözcüsü olanlar, buna oldukça dikkat etmelidirler.
O yüzden İYİ Partili Gökhan Kaplan’ın ‘Onur, haysiyet ve şeref” üzerine sarf ettiği cümle, oldukça tuhafıma gitti. Nedeniyse, son zamanda beraber hareket ettiği kişinin geçmişinde, insanlığa sığmayan oldukça çirkinlikleri barındırması. Bırakın Aksu’yu, ‘Sağır Sultan’ bile duymuşken, bu çirkinliklerden Kaplan’ın habersiz olmasının imkanı yok.
Ama yine de “Haberim yok” diyorsa, buradan birkaç bilgiyi paylaşmak isterim.
Bu malum şahıs, Aksu’da birçok siyasetçiyle beraber, birçok iş insanını tehdit etti. Adı “Aksu’nun çantacısı” olarak ifade edildi. Hakkında açılan davalar var. Bu davalardan birini açan da AK Parti’nin eski İlçe Başkanı Durmuş Kaan Şahin. Çantacı diye tabir edilen bu şahıs, Durmuş Kaan Şahin’in açtığı davadan ceza aldı. Tehdit ettiği siyasetçilerden biride, partinizin ittifak ortağı olan CHP Aksu İlçe Başkanı Kenan Yıldız’dır. Buna benzer birçok olayı sıralayabiliriz. Bunlar ile ilgili istediğiniz her türlü belge mevcut. Tabi ki gerçekleri duymak isterseniz.
Bunun yanı sıra en önemlisi Muğla’nın Fethi’ye İlçesi’ne uzanan bir serüven. Bu serüven bugüne kadar gerçekleştirdiği çirkinliklerden daha da kötüsü, daha da iğrenci. Evlilik vaadiyle kandırdığı bir kadına yaptığı taciz, darptan tutunda, her türlü cinsel içerikli görselliğe kadar bir çok olay mevcut. Bunları buradan yazmama terbiyem el vermiyor. Ama bu olayla ilgili tüm detaylarla ilgili başta CHP Aksu İlçe Başkanı Kenan Yıldız olmak üzere, Aksu’nun eski Belediye Başkanı İsa Yıldırım ile yine yakinen tanıdığın birçok siyasetçi bilgi sahibi. Hatta bu çantacının adını geçmişte İsa Yıldırım, kamuoyuna açık ve aleni bir şekilde deklare etmişti. Gerçi Yıldırım’da son zamanlarda bu kişiyle yakın ilişki içerisinde. O da tartışılacak başka bir konu. Çünkü dün bu kişiyle ilgili ağza alınmayacak birçok ifadede bulunmuştu. Şimdi ne değişti?
Beraber yol aldığın kişiyle ilgili bu kadar detay ortadayken, ‘Onur, haysiyet ve şeref” üzerine sarf ettiği cümlenin de tuhafı ma gitmesi, haklı olduğumu göstermez mi? Yani sözün özü; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.