Asalet ve insan olabilme doğuştan ve ailemizin bize kattıklarıyla oturur, eğitimle şekillenir diye düşünüyorum.
Üniversite mezunu olmak elbette ki kişiliğimizi ve karakterimizi yeniden yapılandıracak kuvvete sahip değil ama diploma daha çok mesleki kariyerimiz için önem arz etse de o üniversitenin o kampüsün havası insana çok değer katar. “Mürekkep yalamış insanın hali başkadır” diye meşhur bir sözümüz de var üstelik.
Ama gel gör ki herkeste aynı etki yaratmayabiliyor, üniversite okumak ve diploma almak.
Hayretle bakıyorum bu insanların davranışlarına ve sözlerine. Bazen yok diyorum bu işte bir sıkıntı olmalı.
Neyden bahsettiğim çok açık.
Diplomalı cehaletten…
Realiteyi kabullenemeyen ve hazmedemeyen bir kesim var aramızda…
Ki bu kesim, konuşarak, anlaşarak, bilimsel yollarla olaylara bakmak yerine diplomalı saldırgan olmayı tercih ediyorlar.
Öyle ki işin aslını astarını araştırmadan boş laf edenler.
Küçük hesapların peşine düşerek, büyük oynamaya çalışanlar…
Yıllardır birikmiş başarısızlıklarını sağa sola iftira atarak kamufle etmeye çalışanlar.
Taş üstüne taş koymak yerine gelişmek ve yenilenmek için can atan, çağ atlayan ilçelerine, zerre faydaları olmayanlar. Aksine dolu kovaya tekme atmaya uğraşanlar…
Sözüm meclisten dışarı elbette...
Bu ilçede başarılarıyla iz bırakanları tenzih ediyorum.
İşini yapan, iş gücü sağlayan başarılı iş adamı ve siyasetçileri tenzih ediyorum.
Bedel ödeyenleri tenzih ediyorum.
Daldan dala atlayan, siyasi kariyerinde yer edinemeyen, her şeye muhalif olmaya çalışanlar...
Bugün burada aday, yarın başka yerde olmaya çalışanlar…
Dikiş tutturamayan, mağlubiyetini kabul edemeyenler…
Duvarda ki asılı diplomalılardan bahsediyorum.
Onlar kendilerini çok iyi bilir.
Hiçbir vakit şu yada bu kişinin yanında olmadım. Gazeteciyim ve bölgede yaşananlara kişisel değil, etraflıca bakıp değerlendiriyorum. Derdim ne kimseyi göklere çıkarmak nede yerin dibine batırmak.
Amacım; gözümüzün önünde cereyan edenlere kayıtsız, duyarsız kalmadan bilgi sahibi olmak ve bu bilgileri kamuoyuyla paylaşmak…
Ama yiğidi öldürürken, hakkını da teslim ederek…
Kimin ne yaptığı açık ve aleni ortada…
Bu topraklarda doğmadım ama yılların birikimi ile çok daha iyi analiz etme yeteneğim olduğunu düşünüyorum.
Neyin ne olduğunu görüyorum…
Memleketi kimler satın almış, kimler milyon dolarları bu topraklardan kazanıyor, etrafınıza bir bakın…
Bu gelişmişliği gösteren neden siz her şeye muhalifler, neden siz laf üretmek yerine iş üreten olmayı tercih eden taraf olamadınız?
Bende unutmuş değilim söylenen lafları, yapılanları ama onlara takılmak yerine işimi yapmaya çalışıyorum.
Derdim kimseyle cebelleşmek değil, kamuoyuna sağlıklı bilgiler verebilmek.
Bu da böyle biline…
Bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Yıllardır Aksu’da gazete çıkarıyoruz.
Mal varlığımı araştırabilirsiniz.
Krediyle aldığım bir aracım bir de canım var.
Ne kaçağım ne köçeğim mevcut!
Her şeyin şeffaf olduğu bir ortamda bilip bilmeden konuşmak cehaletinizi ön plan da tutuyor. Bunu da bilin lütfen!
Atı alan Üsküdar’ı geçmiş siz hala neyin derdindesiniz.
KADİR Mevlam akli melekelerinizle hareket etmeyi sizlere nasip etsin, İnşallah!
Sevgiyle Kalın…