Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır'ın danışmanlığında hazırlanmak üzere AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne önerilen tezin, Başbakanlık'ın kamu çalışanlarına yönelik terör genelgesi kapsamında değiştirilmesi istenince ortalık karıştı. Son yıllarda hocalara ve öğrencilere yönelik baskılar, hukuk dışı ve bilimdışı uygulamaların arttığını öne süren Prof. Dr. Kayır, danışmanlık görevinden istifa etti.
AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı'nda Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır danışmanlığında seçilen 'Barış İnşasında Kadınların Rolü: Dört Farklı Kentteki Kadınların Barış Deneyimleri' başlıklı yüksek lisans tez konusunun, Başbakanlığın 'Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında' genelgesine tezat oluşturduğu gerekçesiyle değiştirilmesi istendi. Amacı İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Van'da kurulan kadın dernek ve inisiyatiflerinin deneyimlerinin liberal, sosyalist ve feminist barış kuramlarının irdelenmesi olarak belirtilen tezin konu, çalışma alanı ve kuramsal çerçevesine, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Zekeriya Karadavut itiraz etti.
'SAKINCALI İFADELER'
Prof. Dr. Karadavut, Kamu Yönetimi Bölümü'ndeki yüksek lisans öğrencisinin geçen mart ayında sunulan tez önerisinin, Başbakanlığın terör genelgesi kapsamında tekrar değerlendirilmesi için Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Başkanlığı'na yazı gönderdi. Prof. Dr. Karadavut, tez teklifinde geçen bazı ifadeleri sakıncalı buldu. Prof. Dr. Karadavut, 'Türkiye'deki kentlerde barışın inşa edilme süreci', 'Liberal, sosyalist ve feminist barış kuramları', 'Kadınların barış mücadelesi içindeyken', 'İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Van kentlerindeki kadınların barış tanımları' şeklinde sıralanan ifadeleri, tam anlaşılamadığı gibi maksadını aşan ifadeler olarak değerlendirdi. 'Barış' kelimesinin de bunlardan biri olduğunu savunan Prof. Dr. Karadavut, ilgili yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Barış kelimesi 'savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum' olarak tarif edilirken, tez planında resmi ve bilimsel terminolojiden uzak, eğer farklı bir niyet ifade etmiyorsa, sokak ağzı ve rastgele kullanılan bir terim görünümündedir. Ayrıca kamuoyunda Barış İçin Kadınlar, Barış Anneleri İnisiyatifi, Barış İçin Kadınlar Girişimi gibi legal görünüm altında illegal faaliyet yürüttüğü algısı oluşan birtakım yapıların tezin paydaşı olması ilgili Başbakanlık genelgesi ile tezat oluşturmaktadır."
GENELGEYE GÖRE DÜZENLEME İSTENDİ
Prof. Dr. Karadavut'un yazısının ardından Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erol Esen, tez danışmanı Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır'dan Başbakanlık genelgesi kapsamında tez önerisinin gözden geçirilerek, varsa gerekli değişikliklerin yapılmasını istedi. Genelge, ilgili yazıya da ek olarak gönderildi.
BİLİMSELLİK VURGUSU
Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır, yazının ardından danışmanlık görevinden istifa etti. Prof. Dr. Kayır, üniversite yönetimlerinin YÖK'ün kararlarını kendi süzgecinden geçirerek bilimsel özgürlük ve özerkliği önceleyerek uygulamakla yükümlü olduğunu belirterek, "Maalesef AÜ böyle uygulamamıştır" dedi. Prof Dr. Kayır, son yıllarda üniversitelerde hocalara ve öğrencilere yönelik baskılar, hukuk dışı ve bilimdışı uygulamaların arttığını savundu.
ORTAK AÇIKLAMA
Yaşananlarla ilgili, aralarında Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı, Bodrum, Antalya, İzmir ve Çanakakkale'den 35 kadın örgütlenmesinin imza verdiği açıklama yayınlandı. Açıklamada, üniversitelerin görevlerinden birinin de toplumsal sorunlara çözüm üretmek olduğu belirtilerek, "Barış konusunda bilimsel çalışma zorunluluğu bulunmaktadır. Barışın inşası ülkemizin birincil sıradaki sorunudur ve konuyu incelemenin de üniversitelere düşen temel bir görev olduğu açıktır" ifadelerine yer verildi.
AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı'nda Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır danışmanlığında seçilen 'Barış İnşasında Kadınların Rolü: Dört Farklı Kentteki Kadınların Barış Deneyimleri' başlıklı yüksek lisans tez konusunun, Başbakanlığın 'Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında' genelgesine tezat oluşturduğu gerekçesiyle değiştirilmesi istendi. Amacı İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Van'da kurulan kadın dernek ve inisiyatiflerinin deneyimlerinin liberal, sosyalist ve feminist barış kuramlarının irdelenmesi olarak belirtilen tezin konu, çalışma alanı ve kuramsal çerçevesine, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Zekeriya Karadavut itiraz etti.
'SAKINCALI İFADELER'
Prof. Dr. Karadavut, Kamu Yönetimi Bölümü'ndeki yüksek lisans öğrencisinin geçen mart ayında sunulan tez önerisinin, Başbakanlığın terör genelgesi kapsamında tekrar değerlendirilmesi için Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Başkanlığı'na yazı gönderdi. Prof. Dr. Karadavut, tez teklifinde geçen bazı ifadeleri sakıncalı buldu. Prof. Dr. Karadavut, 'Türkiye'deki kentlerde barışın inşa edilme süreci', 'Liberal, sosyalist ve feminist barış kuramları', 'Kadınların barış mücadelesi içindeyken', 'İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Van kentlerindeki kadınların barış tanımları' şeklinde sıralanan ifadeleri, tam anlaşılamadığı gibi maksadını aşan ifadeler olarak değerlendirdi. 'Barış' kelimesinin de bunlardan biri olduğunu savunan Prof. Dr. Karadavut, ilgili yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Barış kelimesi 'savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum' olarak tarif edilirken, tez planında resmi ve bilimsel terminolojiden uzak, eğer farklı bir niyet ifade etmiyorsa, sokak ağzı ve rastgele kullanılan bir terim görünümündedir. Ayrıca kamuoyunda Barış İçin Kadınlar, Barış Anneleri İnisiyatifi, Barış İçin Kadınlar Girişimi gibi legal görünüm altında illegal faaliyet yürüttüğü algısı oluşan birtakım yapıların tezin paydaşı olması ilgili Başbakanlık genelgesi ile tezat oluşturmaktadır."
GENELGEYE GÖRE DÜZENLEME İSTENDİ
Prof. Dr. Karadavut'un yazısının ardından Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erol Esen, tez danışmanı Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır'dan Başbakanlık genelgesi kapsamında tez önerisinin gözden geçirilerek, varsa gerekli değişikliklerin yapılmasını istedi. Genelge, ilgili yazıya da ek olarak gönderildi.
BİLİMSELLİK VURGUSU
Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır, yazının ardından danışmanlık görevinden istifa etti. Prof. Dr. Kayır, üniversite yönetimlerinin YÖK'ün kararlarını kendi süzgecinden geçirerek bilimsel özgürlük ve özerkliği önceleyerek uygulamakla yükümlü olduğunu belirterek, "Maalesef AÜ böyle uygulamamıştır" dedi. Prof Dr. Kayır, son yıllarda üniversitelerde hocalara ve öğrencilere yönelik baskılar, hukuk dışı ve bilimdışı uygulamaların arttığını savundu.
ORTAK AÇIKLAMA
Yaşananlarla ilgili, aralarında Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı, Bodrum, Antalya, İzmir ve Çanakakkale'den 35 kadın örgütlenmesinin imza verdiği açıklama yayınlandı. Açıklamada, üniversitelerin görevlerinden birinin de toplumsal sorunlara çözüm üretmek olduğu belirtilerek, "Barış konusunda bilimsel çalışma zorunluluğu bulunmaktadır. Barışın inşası ülkemizin birincil sıradaki sorunudur ve konuyu incelemenin de üniversitelere düşen temel bir görev olduğu açıktır" ifadelerine yer verildi.
Son Güncelleme: 29.04.2016 18:33