Bilindiği üzere Ramazan Bayramı tatili dolayısıyla Aksu Belediye Meclisi’nin Haziran Ayı toplantısı bayramdan önceki Cumartesi günü gerçekleştirildi.

Gündeme ilişkin birçok konunun ele alındığı toplantıda, DSP’nin Grup sözcüsü Mustafa Poyraz, Kemerağzı’n da kamunun arazisi üzerinde kurulan ve işgal niteliğinde olan o meşhur Pazar yeriyle ilgili, Aksu Belediyesi yetkililerinin hukuksuzluğa nasıl göz yumduklarını, tek tek ele alarak, gündem dışı bir konuşma yaptı. Haklı olarak ta görevi yasaları uygulamak olan bu yetkililerin, neden yasal olmayan hareketlerin içerisine girdiğini, Başkan Halil Şahin’e sordu.

Bu pazar yeriyle ilgili, yasal olmadığı gerekçesiyle, yine 2 yıl önce bir hukuk mücadelesi başlattığının altını çizen Poyraz, attığı bu adımı haklı gören Yüce Türk Yargısının, bu pazar yeriyle ilgili yapılan ihale ve ihalenin dayanağı olan Encümen kararını itiraz yolunu kapatarak, iptal ettiğine dikkat çekti.

Sonrası tek tek aşağıdaki detayları sıraladı

Sayın Başkan bildiğiniz üzere, 01.03.2017 tarihinde o alanı kiralayan şahıs ile yaptığınız ve sizin imzanızın bulunduğu yazılı sözleşmenin 10’uncu maddesinde, “sözleşmenin feshi halinde tebligata müteakip 15 gün içinde taşınmazın tahliye edilmesi zorunludur” şeklinde bir şart koşulmuş.

Antalya 2’inci İdare Mahkemesinin 20. 09. 2017 tarihinde, ihale ve ihalenin dayağı olan encümen kararının iptaline yönelik verdiği karardan 5 ay sonra, yani 12.02.2018 tarihinde yine sizin imzanızın bulunduğu o Pazar yeriyle ilgili, Antalya 2’inci İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı dayanak göstererek sözleşmenin tek taraflı fesih edildiğine dair, O Pazar yerini kiralayanlara, gönderdiğiniz bir bilgilendirme yazısı mevcut.

Gönderdiğiniz bu yazıda taşınmazın en geç 15 gün içerisinde tahliye edilerek belediyeye teslim edilmesi gerektiği ifade edilmiş.

Maalesef bu yazışmanın üzerinden 13 ay geçmesine rağmen hala o Pazar yeri yerinde, uygulamakla yükümlü olduğunuz yasaları uygulamadığınız görülmektedir.

Sayın Başkan, değerli meclis üyeleri ve saygıdeğer halkımızın önünde size sormak isterim.

Yüce Türk yargısının verdiği kararlar sizler tarafından neden uygulanmıyor?

Eminim bu salonda ve salon dışında kime sorarsanız sorun, yargının verdiği kararlar uygulanır ve uygulanmaması halinde de suç işlenmiş olur. Ayrıca deminde belirttiğim gibi, siz Aksu Belediyesi olarak firmayla olan sözleşmenizi tek taraflı fesih ettiniz.

Konuşmasının son kısmındaysa haklı olarak şu soruyu yöneltti; “Madem, yargının verdiği kararın sizde bir karşılığı yoksa, neden sözleşmeyi fesih ettiniz?”

İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Çok sakin gözüken Başkan Şahin, bir anda alev topuna dönerek, adeta bir çıkmazın içerisinde olduğunun ruh hali, yüzüne yansıdı. Bilindik mazeretlerini sıraladıkça sıraladı.

Poyraz’ın, Yargının kararları ve Başkan Şahin’in yargının verdiği karar sonrası yüklenici firmaya kendi imzasıyla gönderdiği tahliye yazısı ile yine Başkan Şahin’in imzasının bulunduğu, yüklenici firmayla yapılan sözleşmenin 10’uncu maddesinde, “Sözleşmenin feshi halinde tebligata müteakip 15 gün içinde taşınmazın tahliye edilmesi zorunludur” hatırlatmasını adeta tiye aldı.

Poyraz’ın bu vesileyle hukuk bilgisinin arttığını ifade eden Başkan Şahin, “Orion Pazar olayı hep konuşuldu. Ben de burası mahkeme salonu değil tabiki de Mustafa Poyraz bu konuya takıldı durdu” şeklinde alaycı bir üslup kullandı.

Oysaki Poyraz’ın ifade etmeye çalıştığı şey, ortada Yüce Türk yargısının verdiği bir kararın olduğu ve bu kararı uygulamakla yükümlü olan başta Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin olmak üzere Aksu Belediyesi’nin yöneticilerinin kararı uygulamayarak suç işlediğini ifade etmesiydi.

Ayrıca, bunun ifade etmek için, ekstra bir hukuk bilgisine sahip olmak ta gerekmiyor. Mustafa Poyraz’ın ifade ettiği gerçek, aklı başında olan herkesin bileceği bir şey. Yargının verdiği kararlar uygulanmalı, uygulanmaması halindeyse suç işlenmiş olunur. Hukuk devletinin gerçeği bu.

Kaldı ki, hukukçularda bunu söylüyor. Dava sürecini yürüten Avukat Murat Erdoğan’ın, “Bu alan peşkeş çekilmiştir. İşgal edilmiştir” şeklinde açık ve aleni bir şekilde beyanı var. Yine Avukat Erdoğan’ın bu alanla ilgili ikinci bir beyanı da, “Kallavi katmerli peşkeş”

Madem meclis üyesi Poyraz’ın hukuk bilgisi olmamasından yola çıkarak, detaylı açıklamalarını tiye alan Başkan Şahin, hukuk bilgisi olan ve aynı zamanda hukukçu olan Avukat Erdoğan’ın açıklamalarına ne diyecek?

Av. Erdoğan her iki açıklamasında da, mevcut alanın açık bir şekilde peşkeş çekildiğini ifade ediyor. Net bir suçlama var ortada. Başkan Şahin abdestinden o kadar eminse, kendisine ve temsil ettiği kurumun yöneticilerine karşı ifade edilen bu suçlamalarla ilgili neden bugüne kadar bir suç duyurusunda bulunmuyor. Erdoğan’ın, “Bu alan peşkeş çekilmiştir. İşgal edilmiştir” şeklindeki açılmasının üzerinden 13 ay gibi bir süre geçti.

Oysaki temsil ettiği makamın bünyesinde hukukçular mevcut. İşte sözün bittiği yer burası.

Bir taraftan mahkeme kararlarını uygulamayacaksınız. Bu kararın neden uygulanmadığını soran meclis üyesiyle adeta dalga geçeceksiniz. Açık aleni bir şekilde bu alanın peşkeş çekildiği ifade ederek, sizleri suçlayan hukuk adamının söylemleri karşısında sessiz kalacaksınız.

Daha da yetmedi, meclis oturumunda düşüncelerini ifade eden meclis üyelerini azarlayacaksınız.

Bunun adı olsa olsa bir suç bastırmadır. Eminim Başkan Şahin’de yanlış yaptığına çok iyi biliyor. Ama inadınızdan mıdır, yoksa rantın tatlı geldiğinden midir? bilinmez, tüm bu gerçeklere rağmen, yanlışlığa hala ısrarla devam ediyor.

Ayrıca bu yanlışlığı yapmasına etken olan kılıfta hazır. Neymiş efendim, “Kentin menfaatleri. Belediye borç batağındaymış. Atıl durumda olan bir alanı değerlendirerek, belediyenin kasasına yıllık 1 milyon TL para aktarılmış. Yasaların verdiği her karar dinlenilirse kentte hizmet edilemezmiş”

Buyurun buradan yakın. Sayın Başkan’ın özrü kabahatinden büyük. Sanki toplum olarak herkes, kentin menfaatlerine yarayacak oluşumların, hayata geçirilmemesi için etten duvar örmüş. Uymakla yükümlü olduğumuz yasalar, vatandaşın hayatını zehir etmek için dizayn edilmiş.

Öncelikle şunu belirtmek isterim; Aksu’da yaşayan hiçbir bireyin kentin menfaatleri karşısında durduğu yok. Karşı durduğumuz nokta, kamu malının birilerine peşkeş çekilmesi noktasıdır. Asfalt ihalesinde olduğu gibi. 11 milyon TL olarak gerçekleştirilen asfalt ihalesi, yine Aksu Belediyesi’nin çokbilmiş bazı bürokratlarının keyfi olarak iptal ettirilerek, yüzde 30 hizmet artışıyla 22 milyon TL’ye yeniden ihale edilmesi. Aradaki 7-8 milyon TL’lik farkın buhar olması. Kaldı ki, Aksu Belediyesi tarafından ortaya konulan iptal gerekçeleri yetkili mahkemeler tarafından tek tek ret edildi.

Yine Aksu’nun merkezinde bulunan piyasa değeri 15-20 milyon TL olan ve inşaat emsali 1.8 olan bir arazinin Kültür merkezi yapılacak diye birilerine peşkeş çekilmek istenmesi.

Galericiler sitesinde durum aynı. Vatandaşın arazisi üzerinde her hangi bir anlaşmaya gidilmeden, Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit’in Ankara merkezli iki firmayla anlaşma yaptığına dair 16 sayfalık bir sözleşmenin ortada dolaşması ayrı bir çelişki. Sahtedir denilerek, geçiştirilen o belgeyle ilgili her hangi bir suç duyurusunda bulunulmaması, ayrıca akıllara çok farklı soruların getirilmesine neden oluyor.

Mayıs ayı meclis oturumunda yine Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit’in imzasının bulunduğu bir belgenin ortaya çıkması da ayrı bir skandal.

Kaldı ki tüm meclis üyelileri ve Başkan Halil Şahin’in huzurunda, Başkan Yardımcısı Koçyiğit belgeyi kendisinin düzenlediğini, imzanın da kendisine ait olduğunu ifade etti. Gerekçe olarak ta, o alanda firmaların şantiye kurulmasına izin vermekmiş.

Koçyiğit’in akıllara ziyan bu açıklaması karşısında Başkan Şahin’e şu soruyu sormak istiyorum.

Sayın Başkan; Her platformda o alanla ilgili anlaşma yetkinizin olmadığını ve imar planlarıyla yükümlü olduğunuzu ifade etmenize rağmen, Yardımcınız Koçyiğit, hangi yetkiye dayanarak, vatandaşın arazisi üzerinde şantiye kurulması yetkisini firmalara veriyor? Ayrıca bir hissedarın bir yüklenici firmayla anlaşmaması halinde o mevcut alanda herhangi bir çalışmanın yapılmayacağı gerçeği ortadayken.

Gelelim meşhur Pazar yerine.

Sayın Başkan, mevcut alanda 1 Milyon TL’lik gelirden bahsediyor. Oysaki orada yıllık en alt limit olarak 15 milyon TL’lik bir rantın döndüğü ifade ediliyor, hem bölge insanı, hem de davaya müdahil olan kişiler tarafından.

Bu 15 milyon TL’lik rant belediyenin kasasına girmiş olsaydı, eminim hiç kimsenin bu anlamda sesini çıkarma şansı olmazdı. İşte o zaman ses çıkartan kişilere, haklı olarak, “kentin menfaatlerinin önüne engel olmayın” deme hakkına sahip olurdunuz. En büyük destekçinizde biz olurduk.

Ayrı bir konu da, Başkan Şahin’in her platformda belediyenin borç batağında olduğunu ifade etmesi. Oysaki yöneticilerin bahane üretme şansları yoktur. Yasal ölçülerde çözüm üretme zorunlulukları vardır. Göreve talip olurken de bunun bilinciyle yola çıkarlar. Kaldı ki bir tarafı tarih, bir tarafı turizm, bir tarafı ticaret ve tarım olan bir kentin yöneticisine de krizden çıkmanın yolunu ifade etmek, biraz haddi aşmak olur. İşte burada gerçekten kentin menfaatlerini ön planda tutan yöneticiler varsa, zaten bu sorunlardan da bahsetmek yanlış olur. Zaten Aksulular bu samimiyeti gördüğü zaman, her şekliyle desteğini de ortaya koyar.

Ayrıca belediyenin borç batağında olduğu bu süreçte, bazı yöneticilerinde mal varlıklarında afaki bir artış sergilemesi de ayrı bir samimiyetsizlik.

İşte sayın başkan bunlara biraz kafa yormuş olsa, göz göre yanlışlıklara saplanmaz ve çıkmazlarından kurtulmuş olur. Aksi halde bugünleri de arar dururuz. Bizden söylemesi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.