Siyaset, devlet işlerini düzenleme ve yürütme konusundaki görüş, anlayış, olarak tanımlanmış. Ama ne yazık ki bizde, yine sözde siyasetçiler yüzünden, siyaset deyince akla ilk gelen sözcükler, yalan dolan, dalavere, cambazlık... kısaca arsızlık olmuş. Bizim "siyasetçilerimiz" de (Ahlaklı,akıl ve bilimi rehber edinenleri tenzih ederim) siyaseti yanlış anlamış olsa gerek ki, sadece partizanlık yapmayı siyaset sanıyorlar.
Partizan: Elinde bulunan olanakları yalnızca kendi partisinin yandaşları için kullanan, parti çıkarlarını öne alan (kimse), partici
Yaşadığımız deprem felaketinde de ağzını açan "siyaset yapmayın" diyor. Aslında doğru sözcük seçilmemiş olsa da, yakarırcasına arsızlık yapmayın, partizanlık yapmayın demeye çalışıyorlar belki de.
O zaman dilimizin döndüğünce siyaset yapanlar ile arsızlık, partizanlık yapanları ayırt etmeye çalışalım.
Örneğin, aynı tür felaketlerde kendi partisinin menfaatleri doğrultusunda, farklı konuşmak partizanlık, felaketlerden ders alarak toplumun yararına fikir üretmek, en hızlı şekilde yardım ulaştırmaya çalışmak siyasettir.
Felaketi yaşayanlara milletimizin yüce gönlünden yaptığı yardım araçlarına ısrarla parti logosu, pankartı asmaya çalışmak partizanlık, parti ayrımı düşünmeden yardım etmeye çalışmak siyasettir.
Ülkemizin en büyük şehrinin belediye başkanı elinden geldiğince ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için bölgede çalışırken, ona çirkefçe "defol" diye bağırmak partizanlıktan da ötedir mesela. O çirkefe sadece "sen normal değilsin abla" diyerek oradan uzaklaşmak ve ihtiyaç sahipleriyle ilgilenmek, olgun bir siyasetçi davranışıdır.
Gönüllere taht kurmuş, her afette, felakette yardıma koşan AKUT gibi, AHBAP gibi derneklere saldırmak partizanlık, bunlara destek vermek siyasettir mesela.
Şimdi ağzımızı açtıkça "siyaset yapmayın" diyoruz, bence bunu derken bir daha düşünelim. Siyaset yapmak bu kadar kötü ise, en seçkin üniversitelerde Siyaset Bilimi bölümleri boşa mı açılıyor? Siyaset bir bilim alanı olduğu için olabilir mi? Ama biz aklı ve bilimi reddeder, düşünmez, sorgulama zahmetine girmezsek, siyasetçilerimiz siyaset değil, sadece partizanlık yaparlar.
Parti çıkarı gözetmeksizin toplum yararına fikir üretmek, yöntem geliştirmektir siyaset. Bu nedenle kendi partizanlığımızı bir kenara bırakıp ahlaklı, aklı ve bilimi rehber edinen siyasetçilere, gönüllülere destek olmanın zamanı gelmedi mi? İşe yaramayan hamasi nutuklar dinlemekten bıkmadık mı? Seçmen olarak bizler de çeşitli nedenlerle partizanca davranmaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Bence artık zamanı çoktan geldi de geçiyor.
Benim naçizane düşüncem iki de bir, siyaset yapmayın diyenler, eleştirmeyin, ses çıkarmayın, biz ne dersek onu yapın demeye çalışıyor, ancak bunu açıkça söyleyemediği için de, siyaset yapmayın diyorlar. Ben de diyorum ki, sizler de hamasi nutuklar atmaktan, partizanlık yapmaktan vazgeçin. Sadece siyaset yapın, inadına siyaset yapın. Lütfen!!!