Mevlana'nın çok sevdiğim bir sözü ile başlamak istiyorum. "Ne fark eder ki, kör insan için elmas da bir, cam da … Sana bakan kör ise SAKIN kendini camdan sanma! " Ne kadar derin ve güzel bir sözdür. İnsanın kendi değerinin farkında olmasının ne kadar önemli olduğunu çok keskin bir dille vurgulamıştır.
Hepimiz kabul ederiz ki, insan olarak doğmak, "İnsan Olmak" için yeterli değildir. Ne yazık ki insan doğmuş olmak, bizleri insan yapmıyor. Bakın çevremiz, "İnsan Olmak"tan çok uzaklarda kalmış nice sözde insanlarla doludur...
"İnsan Olmak" nedir? İnsan olmak bana göre farkındalıkla başlar. Yani insan olduğunun ve bunun ne anlama geldiğinin farkında olmakla başlar. Allah’ın onu nasıl bir varlık olarak yarattığını idrak etmekle başlar.
İnsan önce kendi değerinin, yapabileceklerinin ve sahip olduklarının ne kadar değerli olduğunun farkında olmalıdır. Daha sonra yaşadığı çevrenin, ait olduğu ailenin ve yaşadığı ülkenin gerçeklerinin farkında olmalıdır.
"İnsan Olmak" için, öncelikle, gerek meslek, gerekse sosyal yaşamda, yasalara ve toplumsal kurallara uymak, dürüst, saygın ve namuslu bir yaşam tarzı sürdürebilmek akla gelen ilk şartıdır.
"İnsan Olmak", ne sıradan bir şey, ne de olağanüstü bir varlık olmaktır. Yalnız ve yalnız sahip olduğu insancıl potansiyelin farkında olmak, bunu çevresine tüm insanlara ve insanlığa yansıtmak durumunda olduğuna inanmaktır...
"İnsan Olmak", öncelikle Yüce Yaradan'ın insanoğluna ayrıcalıklı bir varlık olarak sunduğu aklı, zekayı, algılama gücünü en doğru şekilde kullanmakla; anlayışla, sevgiyle, hoşgörüyle, şefkatle, merhametle ve özellikle sarsılmaz terazi olan vicdan ve adaletle mümkün olur. Vicdan, insanı insan yapar...
Günümüz koşullarında evet zor bir şeydir insan olabilmek ve insan kalabilmek. Dürüstlüğün prim yapmadığı, her şeyin kokuşmuş bir çark içinde döndüğü bu düzende insan gibi insan olmakta, öyle kalabilmekte zor iştir. İnsan yaradılışı itibariyle hep kolayı seçer ve farkında olmadan insanlığından her geçen gün bir parça kaybeder.
Evet... gerçek anlamı ile "insan Olmak" derken, çevreme, topluma, dünyaya şöyle bir göz atıyorum. İnsanoğlu bugüne kadar hep öldürmüş, katletmiş, yakmış, yıkmış, kandırmış, soymuş, hak yemiş, ezmiş, baskı yapmış ve zulmetmiş. Bugün hala bunları yapmaya devam ediyor.
Hem de bunları yaparken, öyle güzel sözlerle, öyle süslü deyimlerle, öyle cilalı anlatımlarla yapıyor ki, tüm bu yaptıklarını adeta çok asil, insancıl ve masumane uygulamalarmış gibi etraflarına sunmaktan geri kalmıyorlar.
"İnsan Olmak", dünyanın barış içinde yaşamasını ilke edinmek, özgürlük. uğruna yapılan savaşlar dışındaki tüm savaşları cinayet olarak kabul etmektir.
Düşünmelidir insan, sorgulamalıdır, araştırmalıdır, sorular sormalı ve cevapları bulmak için her kaynağı incelemelidir "İnsan olmak."
"İnsan Olmak", iyilik-güzellik- doğruluk değerleri için savaşabilecek bilgiye sahip olmaktır.
Güven duyulabilecek kişiliğe... Mutlu edebilecek bir yüreğe... Bunların hepsini yapabilecek bir "sevgi"ye sahip olmaktır...
Vicdanı özgür kuşaklar yetiştirmek; bu kuşaklar içinde yer almaktır...
Çağını anlamak, çağının gerisinde kalmamaktır...
Geçmişle bugünün doğru sentezini yapabilmek, geleceği bugünden görebilmektir...
"İnsan Olmak" aynı zamanda, karşımızdaki bireylerin kara günlerinde, sıkıntılarında, acılarında, ıstıraplarında, açmazlarında, yokluklarında hiçbir özel davete gerek görmeksizin hemen yanında, yanı başında olmaya kendini adamış olmaktır.
Gerçek olan şu ki, çalışkan, üretken, bilgi ve görgüye önem veren, kendinden başkalarına yol gösteren, aydınlatan, sempati gösteren, dayanışmayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı bilen, bu tür özellikleri ile çevresindekilere örnek olan, bilgiye, değerlere ve ilişkilerinde vefalı, alçak gönüllü, hem sevgi dolu, hem de sevgiyi aşılamasını bilen biri olmak da "İnsan Olma"nın olmazsa olmazlarındandır.
Aslında çok derin ve karmaşık olan insan olmak kavramının pek çok çarpıcı örnekle altı çizilebilir. Ancak yaşamın içinde dehşete düşüren, trajikomik, insan olan herkesin yüreğini burkan, içini acıtan o kadar çok olayı okuyor, izliyor, görüyor ve yaşıyoruz ki, bu konuda bir veya bir kaç örnekle yetinmek mümkün değildir.
Ve Allah kendini insan zanneden bütün insansı varlıklara da biraz akıl, fikir, vicdan nasip etsin, kalplerinde ki mühürleri kaldırsın ve onları gerçekten insan olma onuru ile taçlandırsın….
