Antalya'da yağmur var. Hüzünlü melodilerimi susturup yağmur sesine karışsın istiyorum içimdeki sesler.
Artık biliyorum neden şiir yazdığımı. Bir tek sevdiğim sesler susturabiliyor içimdeki sesleri. Toprak kokusu reyhan kokan elleri özletiyor. Bir çocuk gibi ağlamak istiyorum bazen hep güçlüyüz ya gülümsüyorum sadece...
Işınlanmak isterdim istediğim ân da istediğim yerde olmak için. Ayrılıkları bitirmek isterdim, mesafeler olmazdı hiç. Şöminenin başında odun ateşi ısıtıyor ellerimi, yağmur sesine karışıp şiir oluyor sözlerim.
Ateş Laleler
Bir ressamın ilk fırça darbesi
Bir şiirin ilk cümlesi
Bir şarkının ilk melodisi
Güneşin ilk ışığı gibi
Merhaba dedin.
Çay demliydi...
Henüz bestelenmedi şarkımız.
Sözler var yarım,
Sıcak gülüşlere karışırdı sofralar,
Kalsaydın biraz...
Yağmur vurdu toprağa,
Umutla açıldı ışığa perdeler.
Miski amber sindi dokunduğun ateş laleler.
Gözlerin uzak bir diyar,
Ellerinde kaldı soğuk,
Kırmızı güller, savrulur yaprakları...
Fırtına gibi aramıza serildi bir ses!
Kapıyı çarptı rüzgâr!
Dikenler doldu gözlerime,
Dönüp bir kez bile bakamadım yüzüne...
Öyle narin öyle güzeldi ellerin
Tutamadım, zehirli ateş laleler,
Kurudu kalbimde, siyah güller.
Yamalı yalnızlığıma sardım
Aşka dokunmadan
Gecenin koynuna doladım gözlerini
Bunca yıl bekledim
Fedâ ettim ben-i sen oldum,
Artık gelsende bir gelmesende....
Not:
Haftaya sizinle tanıştırmak istediğim biri var " Güneşten Işık Yontan Baba" içimizden biri. Sanat, magazin ve iş dünyasının yakından tanıdığı biri....
Bugünün kıymetini bilenler için mutlu yarınlar hep var.
Görüşmek dileğiyle....