Gücü elinde bulunduranlar, sahip olunan güç yüzünden kibir sahibi olurlar. Akla mantığa uymayan ters kararlar alırlar. Ta ki o güç ellerinden alınana kadar. Sonra kafayı duvardan duvara vurur, ama o zaman da iş işten geçmiştir.
Hayatın her evresinde böyledir.
Oysaki insanoğlu çok aciz bir varlıktır. Kükreyen devleşen ve hiç ölmeyecekmiş gibi hareket eden o güç sahipleri, can bedenden çıktığında savunmasız bir varlığa dönüşürler. Ve o dev hallerinden hiçbir eser kalmaz.
Birileri tarafından, birilerine verilen konumlarda böyledir. Kişi, o koltuğa oturduğunda o saltanatın hiç bitmeyeceğini zanneder. Kerameti kendisinde görür, -ben olmasam hiç bir şey olmaz- mantığıyla hareket eder. Oysaki kendisini o dev aynasında gören ulaşılmaz zatı muhteremlerin oturduğu o koltuklar, onlardan önce de vardı. Onlardan sonrası da var, olacak. İşte o koltuk altlarından çekildiğinde gerçek dünyaya dönüşleri sağlanıyor, ama o zaman da son pişmanlık fayda etmiyor.
*****
Manşet haberimizde de okuduğunuz gibi, Aksu eski Belediye Başkanı ve şimdide 2019 yerel seçimlerinde CHP’den Belediye Başkan Adayı olarak gösterilen İsa Yıldırım, çok ciddi ve samimi itiraflarda bulundu.
10 yıllık belediye başkanlığı döneminde etrafının şakşakçılarla sarıldığını, dostların uyarılarına kulak asmadığının altını çizen Yıldırım, -Başkanım biz senin için canımızı veririz, öl de ölelim- diyen insanlar vardı. Makam gittikten sonra selam vermez oldular. Allah var, o zaman bende gaza geliyordum, inanıyordum. Bunlar benim dostlarım diyordum. Yaşadıklarımdan dersler çıkardım. Sözün özü, ‘kardeşim gaza gelmeyeceksin’ dedim kendime. Herkes haddini bilecek, üzüldüğüm bir noktada biz zamanında o şakşakçılara biraz kapılıp, vatandaşımıza daha iyi hizmet etme sansını kaçırdık. Bir daha böyle bir şey olmayacak. İnşallah bu seçim hatalarımın telafisi seçimi olacak” şeklinde uzun uzadıya bir özeleştiri muhasebesinde bulundu.
Öncelikle Yıldırım’ı bu samimi itirafından dolayı kutluyorum. Umarım bu itiraf yeni vitrine çıkacak olan bireylere ders niteliği olur. Oysaki Yıldırım gerçek dostlarının zamanında dostane uyarılarına uymuş olsaydı, bu kayıpları yaşamazdı. Pişmanlıkları oluşmazdı.
Şimdi gelelim bugüne…
19.06. 2017 tarihinde, “Kemerağzı Pazar Yeri 2’inci bir dokuma vakası olur mu?” başlıklı bir köşe yazısı kaleme almıştım. Geçmiş dönemde, yani AK Parti’den Kepez Belediye Başkanı olan Erdal Öner’in, 20 Eylül 2005 tarihinde Kepez’de ki Dokuma alanı 49 yıllığına MDC Turkmall (Multi Turkmall) firmasına tahsis etmesiyle ilgili başlayan süreci yazmış, ve bu sürecin Erdal Öner’in siyasi hayatına mal olduğunu hatırlatarak, aynı hatanın Kemerağzı’ndaki Pazar Yeri’nde de oluştuğunu dostane bir şekilde ifade etmiştim.
Sayın Başkana yine dostane bir uyarıda bulunarak, etrafında ki nemalanan şakşakçıların gazına gelmemesi gerektiğinin altını çizmiş, gün ve zamanı geldiğinde o şakşakçıların hiç birinin etrafında olmayacağına dikkat çekerek, yanlış yönlendirmelerden dolayı yargıyla karşı karşıya geleceğini ve buna benzer çok büyük sorunlar yaşayacağını ifade etmiştim.
Ama Sayın Başkan Halil Şahin bu dostane uyarılarımızı dikkate almak yerine, namaza duran imamın dediği gibi, şakşakçılarla saflarını iyice sıklaştırmayı seçti.
Hatalar, hataları getirdi. Meclis üyeleriyle karşı karşıya geldi. Teşkilatla arası açıldı. Uygunsuz asfalt ihalesine onay verdi. Kültür Merkezi alanı peşkeş çekilmek istendi. Belediye bürokratlarının bazılarının adı rüşvetlerle anılmaya başlandı. Aksu’nun çantacısı diye nam salan soytarının, tehditlerine boyun eğmek zorunda kaldı. Hatta o soytarı öyle dozajı artırdı ki, gün geldi, Başkan Şahin’in adını kullanarak, iş adamlarını tehdit etmeye başladı. Tüm bunlara sessiz kalındı. Bu zemini hazırlayanlar, karun gibi zengin olurken, Sayın Başkan müfettiş soruşturmasından kafasını kaldıramadı. 30 yıllık dostlarının etrafından tek tek ayrılmasına neden oldu. Yapılan yanlışlıklar bir bir genel merkeze rapor edildi. Ve buna benzer çok şeyler yaşadı. Şimdi önümüzde bir yerel seçim süreci var. Hala geç kalınmış değil. Umarım sayın Şahin, bu kısadan bir hisse çıkarır. Aksi halde son pişmanlık fayda etmez.
