Gelişmişliğin sembolü nedir? Nasıl ifade edilir tam manasıyla, bir ölçüsü var mıdır gelişmişliğin…
Kimine göre uzay çağı, kimine göre teknoloji, kimine göre bilimsel çalışmalar…
Peki ya şehirlerin, köylerin ve ilçelerin gelişmişlik seviyesini nasıl ölçeceğiz.
Eminim çoğu kişi şöyle tarif eder; beton binalar, havuzlu ve saunalı siteler, asfalt yollar, alış veriş merkezleri, spor alanları, caddeler gibi gibi…
Dünya artık buna gelişmişlik demiyor. Tam tersi medeniyetsizlik olarak vurguluyor. Çünkü artık dünyanın bilim insanları yeryüzüne çakılan her çivi ve yenilenebilirliği mümkün olmayan her şeyi katliam olarak görüyor.
Dünyamızın geldiği son nokta ortada işte! Hava kirliliği, kalabalık şehirler, hastalıklar, psikolojik sorunlar liste bu şekilde uzayıp gidiyor.
Bir yerde betonlar hakimse gelişmişlik, değilse köy tabir ediliyor kısacası…
Bütün bunları şunun için yazıyorum. Aksu’ya merkezden gelen herkes buranın hala köy ve gelişmemiş olduğunu ifade ediyor. Oysa Aksu gelişiyor. Bunun canlı şahidiyiz. Geliştikçe de daha çok dünyaya kapılarını açıyor. Bunları görmemek için kör yada nankör olmak lazım!
Aksu sürekli gelişen bir ilçe. Siz gelişmişliği beton binalar tarafından bakarsanız bu ilçenin gelişmediğini söyleyebilirsiniz. Oysa günde üç öğün yediğiniz, sofralarınızı donatan o ürünler bu ilçeden mutfağınıza, evinize geliyor. O ürünlerle beslenen çocuklarınız büyüyor, gelişiyor farkında nasıl olmazsınız!
Toz, toprak ve çamur dediğimiz burun kıvırdığımız yerler, hepimizin karnını doyuruyor. O çamurun içinden çıkıyor sebzesi, meyvesi, susamı, tahılı…
Aksu o kadar gelişmiş bir ilçe ki bugün dünya tarım ve turizm pazarında söz sahibi. Merkez ilçelerin hangisinde böyle özellik, güzellik ve başarı var soruyorum…
Lütfen buranın güzelliğini ve hepimize sunduklarını görelim ve bunun içinde şükredelim. O klasik gelişmişlik olarak adlandırdığınız şekle girmesi için laf tüketerek hakikati göz ardı etmeyelim lütfen! Burada o güzelim seraların yerini beton binalar aldığında ne tüketeceksiniz taş mı? Çimento mu?
El birliğiyle bu tarım kenti için biz ne yapabiliriz, diye düşünebiliriz. Bir karış dahi toprağın yok olmasına engel olmak için hesaplar yapabiliriz mesela.
Bu arada “Köy” demek gelişmemişliği sembolize etmemeli. Köy demek bana göre; üreten, çalışan, emek veren, ülkesini koruyan, sınırını kollayan ve dünyayı doyuran demektir. Atamızın ifade ettiği gibi “Milletin Efendisidir” aynı zamanda. Bu güzelim “Köy” kelimesini telaffuz ederken iki kere düşünmeliyiz. Bir şey daha var. Köyü olmayan bir tane yada köy bağlantısı olamayan bir tek kişiyi görmek mümkün değil ülkemizde. İnsan geldiği yeri inkâr etmemeli, sevmeli ve yaşatmalı diye düşünüyorum. Lütfen bırakın Aksu “Köy” kalsın…