1982 yılında henüz çok genç yaşta birbirine aşık iki insan yaşamlarını birleştirme kararı alarak evliliğe adım atıyorlar. İyi günde kötü günde birbirlerine verdikleri söze hep sadık kalarak 35’inci evlilik yıl dönümlerini geçtiğimiz hafta kutladılar. Yaşamlarına kattıkları iki güzel evlat ve dünya tatlısı iki torunlarıyla ikinci baharlarının keyfini çıkarıyorlar.
Bu güzel insanlar; Aksu’da faaliyet gösteren Doy -Doy simit dünyasının işletmecisi Tufan Dişli’nin annesi Zehra Dişli ve babası Nejdet Dişli. Mutlulukları gözlerinden okunan bu güzel çift ‘biz birbirimize doyamadık’ diyorlar. -Nasıl başardınız hem bu kadar yıl evli kalmayı hem de hala birbirinize bağlılığınızı? - diye sordum, yanıt hemen geldi. ‘Biz evliliğimizde saygıyı hiç eksiltmedik. Her şeye sevgiyle baktık. Biliyorduk ki sevgi her kapıyı açıyor. Sırtımızı birbirimize duyduğumuz sevgiye ve saygıya dayadık, hep kazandık” dediler.
Adım damatlık alan gelin oldu
Çok zor şartlarda evlilik gerçekleştirdiklerini söyleyen Zehra Teyzemizle şöyle geçmişe bir yolculuk yaptık; ‘ikimizde henüz yirmili yaşlardayız, dört yıl birbirimizi sevmişiz. Ailelerimiz çok sıcak bakmıyorlar bu evliliğe. Nejdet’in düzenli işi yok geçinemezsiniz diyorlar ama biz çok seviyoruz birbirimizi ve her şeyin üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Daha çok genciz çalışır, kazanır evimizi geçindiririz diyorum aileme. Çaresiz kabul etmek zorunda kaldılar. Önceleri çok karşı çıkan ailem daha sonra pişman etmediğimiz için onları bizimle gurur duydular. O kadar zor şartlarda evlendik ki düğün günü damatlığı bile önceden biriktirdiğim paralarla Nejdet’e ben aldım. Adım, damatlık alan gelin oldu. Yine olsa yine yaparım. Birbirini seven iki insan arasında hiçbir şeyin hesabı olmaz. Bunu özellikle söylemek istememin nedeni şimdiki neslin hep bir beklenti içinde olması ve beklentilere cevap verilmeyince hemen bağlarını koparmaları. Sevgi de beklenti olamaz. Evlilikte karşılıklı fedakârlık olur kimin ne verdiğinin yada ne kadar verdiğinin hiçbir önemi yok. Biz 35 yılı böyle devirdik. Hala aynı duygularla aynı sevgiyle yolumuza devam ediyoruz.’
Eşimi ve çocuklarımı koşulsuz, şartsız çok sevdim
‘Yaşamımızın adı sevgi, sevgi yoksa bir şey yok demektir. Eşime her daim yardımcı oldum’ diyor Zehra teyze. Ailem ve çocuklarım için çalıştım, yoruldum ama hiç pes etmedim, of dahi demedim.
‘Birbirimize hiç küs kalmadık. Neyse derdimiz o gün içerisinde çözdük, bir sonraki güne taşımadık, içimizde biriktirmedik. Çıktığımız bu yolda ilk günden buyana birbirimizi hiç yalnız bırakmadık. Sımsıkı tuttuk elimizi. İki çocuğumuz dünyaya geldi. Çocuklarımız küçük olmasına rağmen çalıştım, her zaman eşime yardımcı oldum. Sıkıntılı günlerimde hayatımızda her şey yolundaymış gibi davrandım. Yüzümü buruşturmadım, hep gülümsedim ki eşimin morali bozulmasın.’
35 Yılda keşke dediğim hiçbir şeyim olmadı
Nejdet amca, Zehra teyzeyi hiç incitmemiş. Her zaman saygı duymuş. ‘Anneliğimi de yaşadım, kadınlığımı da’ diyor. Hiç keşkelerim olmadı. Nejdet iyi bir eş ve aile babası oldu bize. Sıkıntılarıma, yokluklarıma rağmen var olanla idare ettim. Eşya, mal, mülk bunlar zamanla oluyor, her zaman huzurum oldu, mutlu oldum daha ne isteyebilirdim ki.’
Evet, 35 yılı gözleri dolarak anlattı Zehra Dişli ve Nejdet Dişli çifti. 35 yıla damgasını vuran sevgilerini, aşklarını, evliliklerini, çocuklarını, mutluluklarını onlar anlattı ben birkaç satıra sığdırmaya çalıştım. Yazılsa kitap olur bir hayat ama beni ilgilendiren tarafı 35 yıl boyunca bu birliktelik nasıl korundu. Ne söylüyordu gençlere bu güzel çift. Neyi tembih ediyordu. Bununda cevabı alanı da vereni de mutlu eden tek şey koşulsuz, kaygısız, şartsız ve beklentisiz SEVGİ.