Eski adıyla Çalkaya sorunu olarak dile getirilen, şimdiyse Altıntaş olarak konuşulan bölge, maalesef Aksu’nun bitmeyen çilesi durumunda.
Meslekte neredeyse çeyrek asrı geride bıraktım. O dönem bu bölgenin kangreni olarak konuşuluyordu. Yıl olmuş 2022, hala gündemde bir Altıntaş var. İktidarı konuşuyor, muhalefeti konuşuyor, vatandaşı konuşuyor. Sorunları ve çözüm önerilerini dile getiren biz gazetecilerde haklı olarak konuşuyoruz. Ama en masumane ve samimi konuşma biz gazetecilerin. Kendi adıma ifade edeyim ki, benim bu bölgede nemalanacağım bir durum yok. Orada ne bir metre karelik arsam var, nede ileriye dönük bir rant düşüncem. Her attığım adımda olduğu gibi, burada ki amaçta kamu ve millet menfaati.
Bilindiği üzere geçmiş yönetimlerin yanlışlarından dolayı, o bölgede 2019 yılına kadar bir çivi bile çakılamıyordu. Yanlış imar uygulamaları, bir parselin birden fazla kişiye satılması ve bundan dolayı aynı alan üzerinde birkaç farklı tapunun bulunması ve bunun yanı sıra sosyal donat alanlarıyla beraber, kamuya ait olan alanların şahıslara satılması gibi birçok etkenler, o bölge de imar planlarının yapılmasını engelliyordu. Bununla beraber Aksu Belediyesi’nin girdiği borç yükümlülüğü de cabası.
Ve gelinen süreçte 2019 yerel seçimleri öncesi bir milat denilecek radikal karar alındı mevcut bölgeyle ilgili. Aksu Belediyesi hem merkezi hükümetin, hem de o dönemin Türel yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğini arkasına alarak, o bölgeyi kentsel dönüşüm projesi kapsamına koydu. Yasa gereği imar ve iskân yetkisini Büyükşehir Belediyesi’ne vermek zorunda kaldı. Ama karşılığında bir özel sulh name hazırladığını ve bu sulh name de sorun çözüldüğünde, imar iskân yetkisinin tekrar alt kademe belediye olan Aksu Belediyesi’ne devredileceği ifade edildi.
Gelinen süreçte sorun çözüldü, hemen akabinde 2019 yerel seçimlerine gidildi. Büyükşehir’de görev değişikliği oldu. AK Partili Menderes Türel yerine, CHP’li Muhittin Böcek Büyükşehir’in yeni patronu oldu. Çözülen sorundan dolayı bir taraftan bölgenin rantı kat kat artarken, bir taraftan da hızlı bir şekilde inşaatlar yapılmaya başlandı. Herkes artık Altıntaş kazandığı rantıyla gündem olacak derken, bu sefer de imar iskân yetkisinin iadesiyle gündem de. Yani 2019 yılından bu yana, bu sorun her platformda konuşuluyor.
Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin fırsat buldukça yetkinin geçici olarak verildiğini, bundan dolayı da imar iskân yetkisinin tekrar kendilerine devredilmesi gerektiğini ifade ediyor. Bunun yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı’nda AK Parti’nin grup sözcüsü olan Aksu ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ali Çetin her platformda bu gerçeği gündeme getiriyor. Ayrıca Şahin, Ankara’ya her gittiğinde bu yetkinin iadesi için gerekli yerlerle görüşmeler yaptığını ve TBMM’nin gündemine alındığını ve özel bir düzenlemeyle bu yetkinin eninde sonunda kendilerine verileceğini ifade ediyor. En son geçen hafta Şahin’le yaptığım ayaküstü bir sohbette, Büyükşehir şu ana kadar imar ve iskân yetkisinden dolayı ortalama olarak 400 milyonluk bir gelir elde ettiğini ve buna rağmen bölgeye herhangi bir yatırımı yapmadığını da dile getirdi.
Bölgeyle ilgili kısa detaylar bu şekilde gelişirken, geçtiğimiz Cuma günü Güney haberci TV’de hazırlayıp sunduğum Özgür Masa Programına Aksu ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ramazan Özen’i davet ettim. Özen’e bundan sonraki hedeflerinden tutunda, parti içi çalışmaları, Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olarak Aksu’ya dokunuşları, vb. birçok soruyla beraber, Altıntaş’ta ki yetki devrinin iadesiyle ilgili neden bir net adım atmadıklarını sordum.
Nihayetinde, mantıken imar ve iskân yetkisi alt kademe belediyelerinde kalması gerektiğini düşünenlerdenim. Ayrıca bölge Aksu’nun ve Aksuluların. Her ne kadar Özen, muhalefet meclis üyesiyse de, kendisi hem Aksulu, hem de Aksu’yu Büyükşehir’de temsil eden biri ve aynı zamanda kent yönetimine talip olan bir siyasetçi. Bundan dolayı ortak paydanın Aksu olması halinde, Aksu menfaatine radikal adımların atılması gerektiğini düşünüyorum.
Kendince haklı sebeplerden dolayı bir eleştirilerde bulundu. Bir taraftan Aksu Belediye yönetimini samimiyetsizlikle suçladı, bir taraftan da Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin’in bu anlamda kendilerine yönelik bir adım atmadığını öne sürdü. Buna benzer birçok suçlayıcı ifadeyi ortaya attı. Bunlar her siyasetçinin yapacağı eleştiriler. Siyasi arenada bu tür eleştiriler her zaman normal karşılanır. Ben olayın o tarafında değilim. Sonuçta birileri bir şey söyler, cevap hakkı doğan kişiyse, her zaman için cevap hakkını kullanır. Bu siyasetin geninde olan bir gerçek.
Taraf olduğum detay; Özen’in, mevcut alanın Aksu’ya ait bir alan olduğunun altını çizerek, “Burası Aksu’nun mahallesi. Aksu’nun hakkımı, hakkı. Hem de anasının Ak sütü gibi hakkı. Neden Büyükşehir Belediyesi’ne gidip te burayı istemiyoruz. Sorunun çözüm noktası Büyükşehir Belediyesi’yse neden Büyükşehir Belediyesinin üzerinde psikolojik farklı baskılar uygulamıyoruz. Buradan herkesin huzurunda söylüyorum. Sonuna kadar yanındayım. Her türlü desteği vermeyi hazırım. Büyükşehir Belediye Meclis salonuna neden buradan 500 tane Altıntaşlıyı götürüp, -Biz Aksu’yu istiyoruz-dedirtemiyoruz. Bize desin ki, bu konuyla ilgili ne yapabiliriz. Biz de tüm teşkilat olarak elimizi taşın altına sokmaya hazırız” şeklinde hiç beklemediğim çarpıcı açıklamalar ortaya koydu.
Artık bu açıklamalar, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek cephesinden, Özen’i ne derece zora sokar, ona bilemem. Aksu’nun ve toplumun menfaatini her şeyin üzerinde tutan bir birey olarak, ortaya koyduğu açıklamalar beni ilgilendiriyor. Bunun yanı sıra söylemlerinde, ne kadar samimi olup olmadığı beni ilgilendiriyor. Bundan dolayıdır ki, hem kentin menfaati açısından, hem de söylemlerinde ki samimiyeti test etmek açısından, geçmişe bir sünger çekerek, adım atılması gerektiği düşüncesindeyim. Başta Aksu Belediyesi olmak üzere, AK Parti, MHP, CHP ve İYİ Parti teşkilatları Aksu’nun olan hakkın, Aksu’ya verilmesi anlamında bir bütün olması gerektiğini düşünüyorum. Amaç siyaset değil, Aksu ve Aksuluların menfaatiyse, o halde Altıntaş için birlik olun, el ele vererek bu hakkı alın. Aksi halde zamanı ve yeri geldiğin de bu halk, gerekeni yapar. Benden söylemesi.