Hasret Gültekin adını duymuşsunuzdur. Biliyorum, bu adı duyanların tekrar yüreği yandı. Amacım belki kabuk bağlayan yarayı kanatmak değildi aslında.
Ama adını duymayanlara da duyurmak gerekir belki de. 2 Temmuz1993 Sivas-Madımak'ta yakılarak katledilen, yüreği sevgi dolu, o zaman daha 22 yaşında olan güzel bir insan olduğunu. "Bir An Yum Gözlerini" işte o sevgi dolu yürekten söze ve saza yansımış bir şarkıdır.
1989-1993 arasında Ilgaz Dağları'nın üzerinde, güzel, küçük, yemyeşil orman kaplı bir köyümüzde tek öğretmen olarak görev yaptım. Gençtim, yalnızdım. Daha acemi ve daha heyecanlıydım sanırım. Belki kendimi daha güçlü de hissediyordum. Ama emin olduğum bir şey var ki, yarınlardan çok umutluydum. Belki de çok hayalperest...
Bir kasetçalarım vardı. Kasetlerim içinde Hasret Gültekin. En çok dinlediğim kaset olduğunu hatırlıyorum. Dinlerken de gözlerimi yumduğumu... Çünkü öyle diyordu Hasret, "Bir An Yum Gözlerini" Yaşı benden 3 yaş daha küçüktü, belki de ondandı kendime yakın hissetmem, belki de gözlerimi yumdurup götürdüğü güzellikler.
"Bu gün güzel bir gün olacak,
Yarın çok güzel bir gün olacak."
Bu dizelerle başlıyordu umut tohumlarını ekmeye.
" Ve dokuz can alan birisi,
Kurtardı karıncayı bir damla denizden."
Dizeleriyle harikalar diyarına taşıyor, umudumu ve hayallerimi zirveye çıkarıyordu. Kimbilir belki o zamandan kalan bir alışkanlığım var benim. Volta atarken gözlerimi yumar ve şarkı mırıldanırım. Neler neler geçer aklımdan yüreğimden, gözlerimin önünden.
"Anne demeyi öğrenen çocuğun sevinci"
en güzellerinden biridir düşlerimin...
Hayallerimizde sevdiklerimiz hep mutludur. Gülümseyen gözlerinden sevgi parıltıları yayılır etrafına. Ve biliyoruz ki sevgi bulaşıcıdır. Kendimizden başlayarak, ailemizi, çevremizi, sevgiyi hakeden tüm insanları severiz, hayallerimizde. Biliriz ki;
"Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey."
Şimdi diyeceksiniz ki, bunun bir de hayal kırıklığı var. Ben de diyeceğim ki, deniz yıldızının hikayesini biliyor musunuz? Hem bütün güzel şeyler hayallerle başlamaz mı? Ama gözlerimizi açtığımızda hayallerimizin peşinden gitmek, onları gerçekleştirmek için çaba harcamak koşuluyla.
Hadi bir hayal kuralım. Ülkemizi sevgi dolu insanlar yönetiyor. Tek gerçek yol göstericinin bilim olduğuna inanmış, tek düşünceleri herkesin huzur içinde, mutluluk, umut ve sevgi dolu yaşayabilmelerini sağlamak. Bütün çabaları bu yönde. Hukukun üstünlüğü sağlanmış. Kimse kimsenin hakkını yemiyor, çalmıyor. Doğayı korumak için her türlü bilimsel tedbir alınmış. Aksi davrananlar adalet önünde hesabını veriyor. Bizler yöneticilerimize ve adalete kesinlikle güveniyoruz. Çünkü görevlilerin hepsi liyakatli, işinin ehli. Kimseye "hamili kart sahibi yakınımdır." kartviziti verilmiyor artık. İnsanların manevi değerleri de sömürü aracı olmaktan çıkmış...
Hadi bir an yumalım gözlerimizi. Sonra da gerçekleştirelim hayallerimizi. İnanıyorum ki;
"Bu gün güzel bir gün olacak
Yarın çok güzel bir gün olacak."
Biz hayallerimizin güzelliği ve sevgimizin gücü ile, dokuz can alan birini, karıncayı bir damla denizden kurtaracak birine bile dönüştürebiliriz. Hadi...