Mehmet ÇINAR- Namık Kemal KILINÇ/ANTALYA, (DHA)
Serik ilçesi Belek turizm bölgesindeki Gloria Resort Hotel'de 4 gün sürecek ve çeşitli etkinliklerin gerçekleştiği buluşmada 15 Temmuz şehitleri anılıyor. Şehit ailelerinin buluşması nedeniyle düzenlenen açılış program Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programa Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı Adnan Ertem, AKTOB Başkanı Erkan Yağcı ve şehit aileleri katıldı.
'KARANLIK GECEYİ UĞURLU BİR SABAHA ERDİRDİK'
15 Temmuz şehit yakınlarını Antalya'da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Vali Münir Karaloğlu, "15 Temmuz gecesi dini kisveye bürünmüş, himmet ve hizmet örtüsü altında gizlenmiş hain bir terör örgütünün ülkemizi işgale hazırlamak için yaptığı hain darbe girişimini, o karanlık geceyi öncelikle Rabbimizin inayeti, milletimizin büyük cesareti, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük liderliği, aziz şehitlerimizin fedakarlığı ve gazilerimizin kahramanlığıyla uğurlu bir sabaha erdirdik" dedi.
'İHANETİ UNUTMAMAK GEREKİYOR'
İhaneti unutmamak gerektiğine işaret eden Vali Karaloğlu, "Unutulan ihanet emin olun bir yerlerden çıkar tekrar gelir. Belki şekil, belki isim, unvan değiştirir. Ama ihaneti unutursak, eğer 15 Temmuz gecesi yaşananları, kanıyla-canıyla fedakarlık yaparak şehitlik mertebesine ulaşan şehitlerimizi unutursak eğer, gazilerimizin fedakarlığını unutursak, emin olun biz daha çok 15 Temmuz yaşarız. Onun için 15 Temmuz'u ve 15 Temmuz şehitlerimizi unutmayacağız ve unutturmayacağız. 15 Temmuz hafızasını diri tutmalıyız" dedi.
'HİÇ KİMSENİN YAPTIĞI YANINA KALMAYACAK'
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı Adnan Ertem ise başta FETÖ olmak üzere Türkiye'nin varlığına, milletin birlik ve beraberliğine kasteden terör örgütü yapılarına bir daha fırsat verilmeyeceğinin buradan görüldüğünü söyledi. Bakan Yardımcısı Ertem, "Hamdolsun 15 Temmuz gecesi, gazi milletimiz yurdun her köşesinde ayaktaydı. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan aldığımız talimat üzerine vatanımıza, mili iradeye sahip çıkmak için meydanlardaydık. Demokrasisine, seçimle iş başına gelmiş Cumhurbaşkanı ve hükümetimize sahip çıktık. 15 Temmuz darbe girişiminde yer alan FETÖ mensupları yargı önünde hesap vermeye devam ediyor. Hiç kimsenin yaptığı yanına kalmayacak. Suçlular yargı önünde hesap vermeye devam edecek" dedi.
'VAKIF MÜTEVELLİ HEYETİ BELLİ OLDU'
Bakanlık olarak şehit yakınları ve gazilerin ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının iyileştirilmesi için önemli adımlar attıklarını belirten Ertem, "Tüm şehit yakını ve gazilerimize etkin ve hızlı hizmet verebilmek için Şehit Yakını ve Gaziler Dairesi Başkanlığı'nı genel müdürlük seviyesine yükselttik. Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı, 15 Temmuz itibarıyla kuruldu. Bugüne kadar mütevellisi belli olmadığı için toplantı gerçekleştirememişti. 26 Aralık'ta sayın Cumhurbaşkanımızın tercihiyle 7 kişilik mütevelli heyeti belirlendi ve inanıyorum ki önümüzdeki 10- 15 gün içinde toplanarak artık, şehit yakını ve gaziler için toplanan yardım paralarıyla ilgili bir karar verilecektir" diye konuştu.
'ŞEHİT YAKINI, GAZİ VE GAZİ YAKINLARINA HİZMET'
Bakan Yardımcısı Ertem, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vatan, millet, bayrak ve yüce değerlerimizin muhafazası için canlarını feda eden 11 bin 675 aziz şehidimiz ile 29 bin 87 şehit yakınına, 46 bin 605 gazi ile 77 bin 164 gazi yakınına, 9 bin 534 vazife malulü, 24 bin 914 vazife malulü yakınına, hain terör örgütü saldırılarına maruz kalarak yaralanmış 5 bin 309 sivil, 5 bin 628 sivil yakını olmak üzere toplam 209 bin 916 vatandaşımıza Şehit ve Gaziler Genel Müdürlüğü olarak hizmet veriyoruz. Şehit yakını, gazi ve gazi yakınlarımızın mutlu, huzurlu bir yaşam sürmeleri için manevi ve ekonomik ve sosyal desteklerimizi sürdürüyoruz. İstihdam haklarını genişleterek şehit yakınlarımızın istihdam hakkını ikiye çıkardık. Gazi ve gazi yakınlarımıza bir istihdam hakkı tanıdık. 2014 yılından bugüne kadar 26 bini aşkın şehit yakını, gazi ve gazi yakınımıza kamuda istihdam imkanı sağladık. Geçmiş dönemden itibaren yapılan atamalarla toplam istihdam sayısı 43 bini aştı."
BU SENEKİ TEMA 'YOLUNUZDA YÜRÜYORUZ'
15 Temmuz Şehitleri Derneği Başkanı Tarık Şebik ise aynı acıyı yaşayanların bir araya gelmesinin, hüznü, kederi, ortak acıyı paylaşmasının ayrı değerli ve önemli olduğunu belirtti. Başkan Şebik, "Hem bu acıyı paylaşırken muhabbetimiz artırıyor, hem de öbür taraftan aslında kendimize bir terapi yöntemiyle daha da sağlıklı bir hale kavuşmuş oluyoruz. Bu sene kampımızın temasına 'Yolunuzda Yürüyoruz' dedik" diye konuştu.
AİLELER ŞEHİT EVLATLARINI ANLATTI
Buluşmaya katılan şehit aileleri hem o günü hem de evlatlarını anlattı. Şehit polis memuru Muhammet Oğuz Kılınç'ın babası Zeki Kılınç, 15 Temmuz hain kalkışma sonrasında 251 şehit ailesinin çeşitli zamanlarda bir araya geldiğini belirterek, "Acıyı ve hüznü aynı zamanda, onur ve gururu hep birlikte yaşıyoruz. Şehit evlatlarımızın bize vatan olarak bıraktığı bu memlekette onları unutturmamak için dertleniyor, hüzünleniyoruz. Oğlum Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde istihbarat birimindeydi. Ben de emniyet teşkilatında 32 yıl görev yaptım. Cemaat yapılanmasına karşı bizler de bedel ödedik, ihraçlarla yargılandık. Oğlum o gün izinli olmasına rağmen evinden kalkıp, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde tanklara, F-16'lara karşı mücadele etti. Elindeki silahla helikopterlere ateş açtı. Tankların önündeki hainlere karşı mücadele eden ve önde giden ilk 5 kişiden biriydi. Oğlum başından vurulmak suretiyle şehit edildi. Çocuklar bizi şair- yazar yaptı. Nitekim ben de bir kitap yazdım" dedi.
AKADEMİSYEN OLACAKTI
Şehit Yasin Naci Ağaroğlu'nun babası öğretmen Osman Ağaroğlu da "15 Temmuz'da Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı önünde, Türkiye'nin en güvenli olması gereken yerinde, teröristlere bile atılmayan dönerli mermilerle, helikopter mermileriyle oğlum Yasin Naci Ağaroğlu şehit edildi. Dertlerimize ortak oluyoruz, yeni dostlar kazanıyoruz. Oğlum Yasin Naci, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmişti. Liseyi bitirdiğinde 'Ben adı cemaat kendi hıyanet olanların okullarında değil devlet üniversitesinde okuyacağım' demişti. Şayet o darbe denilen işgal hareketi olmasaydı o gün sabahleyin de -İlahiyat Fakültesi'ni dışarıdan bitiriyordu- tek ders sınavına girecekti ve İslam Ceza Hukuku dalında akademisyen olarak kalacaktı. Yeri de belli olmuştu ancak ömrü vefa etmedi. O gece göreve başlayamadan katledildiler" diye konuştu.
KÖPRÜDE İLK ŞEHİT OLANLARDAN
Erzincan'dan inşaatta çalışmak için İstanbul'a gelen oğlu Recep Gündüz'ün köprü üzerinde şehit edildiğini belirten babası Yaşar Gündüz de şunları söyledi:
"Köprüde ilk şehit olan, Türk bayrağını eline alıp da seğirtip, iki kurşun yiyip de bayrağı yere düşürmeyen yavru benimdir. Ben neye yanıyorum, Mehmetçik elbisesine hayatta leke sürmem ama Kartal Meydanı'ndan köprüye yürüyüş yaparken oğluma, arkadaşı, 'Abi nereye gidiyorsun, bize kurşun sıkacaklar' diyor. Oğlum, 'Bize sıkmazlar, Mehmetçik bu' diyor. Onlar bizi kandırdı. Şükür dört oğlum daha var, onlar da bu vatan için can vermeye hazır."
'VATAN TOPRAĞI HERŞEYDEN ÜSTÜNDÜR'
Gölbaşı Özel Harekatta görevli iken şehit düşen Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit'in babası Yahya Kemal Yiğit, "Şu üzerine bastığımız vatan toprağı her şeyden üstündür. Eğer üzerinde yaşadığımız vatan toprağı yoksa bizlerin hiç zerre kadar kıymeti harbiyesi yok. Bugüne kadar milyonlarca şehit verdik. İçimizdeki hainleri hep biliyoruz. Biz bu vatana canımızı seve seve feda ederiz" diye konuştu.
'KARDEŞİM HAİNLERDEN DEĞİL, KAHRAMANLAR ARASINDA'
Şehit Cennet Yiğit'in ablası Emine Yiğit de "Onlar sayesinde hüznü de gururu bir arada yaşıyoruz. Bir tane kardeşim vardı onu da bu vatan toprağına feda ettik. Bin tane de cennetimiz olsa yine veririz. Bu vatanı hiçbir şekilde bölemeyecekler. Gururluyuz, çok şükür benim kardeşim hainlerden değil, kahramanlar arasında yer alıyor. 'Bir şehit ablasıyım' diyebiliyorum, çok şükür Allah'ıma. Allah bu ülkeyi, Cumhurbaşkanımızı, Kur-an'ımızı bayrağımızı başımızdan eksik etmesin" dedi.
'SANKİ O GÜNLERİ HİSSETMİŞ'
TÜRKSAT'ta koordinatör olarak görev başında şehit düşen Ahmet Özsoy'un kardeşi Mehmet Özsoy ise "Kardeşim Ahmet Özsoy, TÜRKSAT'ta koordinatör olarak görev başındaydı. Rahmetlik kardeşim bugünleri hissetmiş gibi 1985 yıllında bu olayları kağıda vesika olarak not düşmüş. Ben devlet büyüklerimize ve aziz milletimize minnettarım. Bu vatan uğruna hepimiz hazırız. Düşmanlarımızın karşısında dimdik ayaktayız" diye konuştu.
'KARAKOLUN ÖNÜNDE ŞEHİT OLDU, ARKASINDAN VURDULAR'
İstanbul'da şehit düşen Kader Sivri'nin babası Hakkı Yaşar Sivri da oğlunun 13 Temmuz'da Rize Güneysu'dan İstanbul'a geldiğini 15 Temmuz'da hain darbe girişimi başlayınca, evden çıkıp Çengelköy Polis Karakolu'nun önüne gittiğini anlattı. Baba Sivri, "Evden çıktılar, geri çeviremedim onları ve karakolun önünde şehit oldular. Hainleri karakola sokmayınca arkadan vurdular" dedi.