Düne kadar turizmin yanı sıra emekli kenti olarak anılan Antalya, bugün neredeyse yaşanmayacak bir şehir haline geldi.
Nedeniyse fahiş ölçüde yükselen kira fiyatları.
Bu durum başta vatandaşları isyan ettirirken, öte yandan ekmeğini emlak sektöründe kazanan emlakçılarında tepkisine neden oluyor.
Antalya’da yükselen kira fiyatlarına sitem ederek bir dizi önlem aldıklarını belirten Antalya Emlakçılar, Oto Galericileri ve İş Takipçileri Odası Başkanı İsmail Çağlar, “El vicdan diyorum! 5 liralık yere 15 lira demek! Akşam yatıyorsun, sabaha fiyat değişmiş. Hayırdır ya! Ne oldu akşamdan sabaha kadar?” açıklamalarında bulunuyor. Çok yüksek fiyatlara evini kiraya veren ev sahiplerinin işlerinin yapılmaması ve onlarla çalışılmaması yönünde üyelerimize görüş bildirdiklerini de ekliyor.
Peki, bu vicdansızlığa kim dur diyecek?
Bugün asgari ücretin fiyatı belli. 8.250 TL. Daha bir ay öncesine kadar 5 bin TL’ye kiraya verilen bir ev, bugün en düşük kira bedeli 12 ile 15 bin TL bandında. 20 bin, 30 bin TL, hatta 40 bin TL’ye kadar varan kiralık evler mevcut. Yani bir evde 2 kişi asgari ücretli olarak çalışıyorsa, alacakları maaş, ancak en alt limit olan bir evin kira parasına yetiyor.
Bunun elektriği, suyu, mutfak masrafları ne olacak. Ya bir de okula giden çocuklar varsa, cep harçlığı ve birçok temel ihtiyacını neyle karşılayacak. Oysaki bu kentte yaşayan binlerce asgari ücretlisi var. Emeklisi var. Devlet memuru var. Yapılan hesap aynı evde 2 asgari ücretlinin çalışması üzerine kurulmasına rağmen, gelir gider dengesi sağlanmıyor. Ya o evde sadece bir asgari ücretli çalışıyorsa nasıl bir denge sağlanır, onu da artık siz hesaplayın. Gel gelelim bir de emekliyseniz?
Asgari ücret ve emekli penceresinden bakıldığında ki durum böyle. İsterseniz bir de devlet memuru penceresinden bakalım. Gerçi onlarında bundan bir farkı yok. Çünkü bu gün ortalama bir devlet memurunun aldığı maaş 15 bin TL civarında. En düşük kira bedelli bir evde oturduğunuz da, maaşınızı komple ev kirasına vermek zorundasınız.
Bu artışların başlı nedenlerinin Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 2 büyük deprem ve sonrası kentin büyük bir göç almasından kaynaklı olduğu ifade ediliyor. Her ne kadar tasvip etmesem de, savaştan kaynaklı yaşanan artışa bir nebze de olsa anlayış gösteririm. Ama kendi ülkende yaşanan büyük bir felaketken sonra, insan dışı fırsatçılığa bir anlam veremiyorum.
Ülke olarak büyük bir felaket yaşamışız. Enkazlar da canlar gitmiş. Depremzedeler varını yoğunu kaybetmiş. Yaşam hakkı olan içilecek bir bardak suya muhtaç kalmış, devletimiz bir yılda şehirleri yeni inşa etmeye çalışırken, sen de kalk ev sahibi olarak 5 bin TL’lik bir evi, bu sosyal durumu fırsat bilerek 15 TL’ye kiraya ver. Buna denecek tek şey var. O da el insaf.
Durum bu kadar açıkken, bir sosyal patlamanın yaşanmaması için bir an evvel birilerinin bu vicdansızlığa el atması gerekir, diye düşünüyorum.
Bir memur emeklisi olarak esefle kınıyorum bu insafsızları ...