Kundu'daki Trendy Lara Hotel'deki resepsiyonda Vali Karaloğlu ile eşi, davetlileri üzerinde '29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın 95. Yılı Kutlu Olsun' yazılı giriş kapısı önünde karşıladı. Resepsiyona, Antalya Garnizon Komutanı ve 3'üncü Piyade Eğitim Tugay Komutanı Piyade Albay Tuncay Polat, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Ak Parti Antalya Milletvekili Kemal Çelik, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, MHP İl Başkanı Mustafa Aksoy, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Antalya Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, Almanya Antalya Konsolosu Wolfgang Wessel, Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk, Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Yeliz Gül Ege, Antalyalı pehlivanlar Orhan Okulu, İsmail Balaban, Turan Balaban, Antalyaspor Teknik Direktörü Bülent Korkmaz'ın yanı sıra, şehit yakınları, gaziler, muhtarlar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Davetlilerin tek tek elini sıkan Vali Karaloğlu, resepsiyona aileleriyle katılan çocukların ellerinden ve yanaklarından öperek bayramlarını kutladı.
Resepsiyonda Vali Karaloğlu ve protokol üyeleri, üzerinde '29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın 95. Yılı Kutlu Olsun' yazılı pastayı kesti.
Resepsiyonda konuşan Vali Karaloğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bin yıllık devlet tecrübesiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurulduğunu anlattı. Vali Karaloğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle bu topraklardaki son şaheserimizdir Türkiye Cumhuriyeti. Bu toplumun her kesimi, Cumhuriyete sahip çıkma konusunda üzerine düşeni yerine getirmekte tereddüt etmedi, etmeyeceğiz" dedi.
Karaloğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Bin yıldır bu topraklardayız. Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'ya ayak bastıktan sonra bu topraklarda üç büyük devlet kurduk. Önce Anadolu Selçuklu Devletini, muhteşem Selçuklu Medeniyetini bu topraklarda inşa ettik. Anadolu Selçuklu Devleti'nden sonra, Osmanlı Devleti'ni kurarak üç kıtaya hükmettik ve üç kıtaya medeniyet taşıdık. Sonra bu iki devletin tecrübesiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde son devletimiz son Cumhuriyetimiz, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk. Çok denendik, çok sınandık. Terör saldırılarıyla, ekonomik saldırılarla, krizlerle. En son 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimiyle çok denendik, çok üzerimize geldiler. İçeriden ve dışarıdan. Hain sadece dışarıda yok. Bazen kendi içimizde, yakınımızda olabiliyor. Bu millet bütün tehlikeleri tek tek savuşturdu. Bugün dimdik ayaktayız. Tarihte çok şanlı zaferlerimiz var. Zafer kazandığımızda şımarmadık, adaletten vazgeçmedik. Gittiğimiz her noktayı, fethettiğimiz her noktayı adaletle hükmetmeye, yönetmeye çalıştık. Yenilgilerimiz de oldu. Yenilgiden sonra da zillete düşmedik, ümitsizliğe düşmedik işin peşini bırakmadık. Birliğimizi beraberliğimizi koruyarak yeniden ayağa kalkmasını bu topraklarda bildik. Ama şimdi sadece atalarımızın büyük zaferleriyle övünme zamanı değil. Gazi Mustafa Atatürk'ün hepimize koymuş olduğu muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak için en iyisini yapmak zorundayız. En mükemmelini yapmak durumundayız ki, büyük gazinin bize göstermiş olduğu muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkalım. Sayın Cumhurbaşkanımızın bize koymuş olduğu 'Dünyanın en büyük 10 ekonomisi' hedefine ülkemizi toplumumuzu taşıyalım ve dünyada daha çok mazluma, ezilene sahip çıkıp kucak açalım."