Osmanlı Ocakları ve Ocak Partisi Kurucu Genel Başkanı Kadir Canpolat sosyal medya hesaplarından, “Öğrenen ve öğreten olacağız” notuyla bir fotoğraf paylaştı. Bu Fotoğrafta çok önemli bir detay dikkatleri çekti. Hediye olarak verildiği anlaşılan elinde tutuğu, Kuran.

Fotoğrafı instagram hikâye (Story)’de şu sözümle paylaştım: “Atalarının mirasına sadakatle bağlı, Atatürk’ün yürünecek bir iz, bir fikir olduğu bilincinde Türkiye’nin Dualı Başkanı, Kadir Canpolat.”

Tabi bu paylaşıma takipçilerimin hepsi kalpli görüldü yapmadı. (!)” Dualı Başkan” ifademe ciddi anlamda sert yorumlar gelse de ben ne yazdığımın bilincindeyim. Kuran; Danimarka’da, İsveç’te, Hollanda’da yırtıldı, yakıldı. Neden? Kim yaktı? Sorgulamak gerekiyor. Sorgulamak demişken Kuran’da en önemli öğreti “sorgulamak”, “önce insan olmayı öğrenmek” Şimdi Kuran’ı açıklamak bize düşmez o işi ehline bırakıp biz okumakla mükellef olabiliriz. İşin garip tarafı burada siyaset yok, samimiyet var.

Bir insanı karalamak için birkaç söz yeter mi? Ya da Kuran bir yerde yakıldı diye değerini kaybeder mi? (Tövbe tövbe) (!) Üstelik O insan FETÖ’ye ilk mücadeleyi 15 Temmuz’dan önce Zaman gazetesi önüne siyah çelenk bırakarak başlatmış biri olursa.

Hemen yakın tarihimize bir göz atalım. 15 Temmuz 2016. Ahtapot gibi ülkemizi saran, bizim okumayıp duvara astığımız Kuran’ı kullanıp bir nesli daha ortaokul sıralarında ele geçiren, çıkarları için kullanan başını secdeden kaldırmayarak ağlaya ağlaya kanımıza giren; kendi çocuklarımızın eline Kuran’ı değil, silahı tutuşturan ve 253 şehit verdiğimiz 15 Temmuz İhanet Darbesi. Korkulacak olan dinler ve kutsal kitapları değil. Onları menfaatleri için başka insanlara zarar verecek şekilde kullanan Münafıklardır...!

Tarih her şeye şahittir. Bilim her şeyi kanıtlar ve biz ders çıkarmalıyız. Kuran, bize “Oku, ben kendi veri tabanında kayıtlı bilgiyim” diyor. Uzakta aradığımız mucizeler hep bize bizden daha yakındır.

Sorgulamadan, anlamadan, eleştiri sadece ön yargı olmaz mı? Atalarımız: “Yiğidi yer, hakkını da ver” ya da “Yiğidi öldür; hakkını yeme!” demiş.

Biz Kuran’dan ve duadan neden korkuyoruz? Kuran’dan küreselciler korkuyor yaratılmak istenen yeni dünya düzeninde ‘Vatan, Bayrak, Kuran” ters düşüyor. Bırakın biz Allah’ın ipine sarıldıkça onlar bizden korksun.

Kadir Canpolat’ın elinde ve dilindeki Kuran’dan korkmayın. O bunu oy için yapmıyor. İnancıyla, siyaseti karıştırmayacak olgunlukta kendi yolunda ilerliyor. Ülkemizde siyaset dedikodu kazanı gibi birbirini karalayarak bir yerlere tutunma çabası gösterenlerle, ülkenin ilerlemesi için önce hainlerden ayıklama davası ve ilimle kendi kaynaklarına sarılanlar olarak ikiye ayrılıyor.

İşine sanat katan, bulunduğu ortama değer katan ve ülkemiz için üreten, fikir, dava insanlarını yazmaya çalışmak benim şimdiye kadar yapmaya çalıştığım. Hedef, ülkemizde yararlı, güzel işlere imza atanları, gençlerimizin kalbine dokunabilenlerin imzasını zihinlere yazabilmek. Bunun dini, ırkı yok. Milli ve manevi değerler var. Biz, Türk’üz. Vatan da bizim, bayrakta bizim, ezan da bizim.” Yeter ki bir olalım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.