'Organ sırası beklerken ölmek istemiyorum'

ESKİŞEHİR'de yaşayan Pınar Kadanalı (39), 25 yıldır böbrek yetmezliği yaşıyor. Daha önce anne -babasından alınan böbrek nakledilen, ancak vücudu uyum sağlayamayan Kadanalı, görme yetisini de kaybetti. Organ nakli için bekleyen çok fazla kişi olduğunu söyleyen Pınar Kadanalı, "Ölümle yaşam arasında gidip geliyorum. Organ sırası beklerken ölmek istemiyorum" dedi.

21 Kasım 2020 Cumartesi 10:58
'Organ sırası beklerken ölmek istemiyorum'

Semih ERSÖZLER/ANTALYA, (DHA)

Eskişehir'de yaşayan Yavuz - Fatma Kadanalı çiftinin kızı Pınar'a çocuk yaşta böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Kadanalı'ya önce babasından alınan böbrek nakledildi. Bir süre sonra böbrek uyum sağlamadığı için alındı. Pınar bu dönemde görme yetisini kaybetmeye başladı. Pınar'a annesinden verilen böbrek de uyum sağlamadı.



Diyalize bağlı yaşamaya başlayan Pınar, yaklaşık 7 yıl önce de böbrek yetmezliğine bağlı olarak görme yetisini tamamen kaybetti. Aile sonra çare olarak organ nakli için Eskişehir'deki evlerini ve yaşantılarını bırakarak, kızlarını Antalya'ya getirdi. Pınar Kadanalı, bağışlanacak böbreği bekliyor.

'ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDA GİDİP GELİYORUM'

Bu şekilde yaşamanın çok zor olduğunu belirten Pınar Kadanalı, "Ben 25 yıldır böbrek hastasıyım ve diyaliz makinesine bağlı yaşamımı sürdürüyorum. Ancak bu şekilde yaşamak çok zor. 16 yaşındayken okul merdivenlerinden düştüm. Yarım saat kadar ölü gibi kaldım daha sonra hayata döndüm ve yaşam ünitesine bağlandım. Bu hastalığımdan kaynaklı görme yetimi de kaybettim. İnsanların organ bağışı konusunda duyarlı olmasını bekliyorum. İnsanlarımızın bağış konusunda da yanlış bilgileri var. Bağış yalnızca ölünce olmuyor. Bizim öyle bir vaktimiz yok. Benim bekleme gibi bir durumum yok. Ben ölümle yaşam arasında gidip geliyorum" dedi.


'ORGAN SIRASI BEKLERKEN ÖLMEK İSTEMİYORUM'

Organ naklinde akrabalık şartı aranmaması gerektiğini söyleyen Kadanalı, "Organ sırasında beklerken ölmek istemiyorum. Çünkü çok sayıda bekleyen insan var. Benim yeniden yaşama dönebilmem için katkıda bulunursanız çok sevinirim. Cana can katmış olacaksınız. Ben canlı vericim olmadığı için organ bankası oluşturulmasını ve insanların canlı olarak da donör olabilmesini istiyorum. Burada doku uyumsuz nakil de yapılabiliyor. Devletimizin bu konuda bir yasaklamama getirmemesini, akrabalık şartı aranmamasını istiyorum. Benim gibi organ bekleyen birçok insanın umudu yeniden yeşerecek. Gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor" diye konuştu.

 


'HAYATA DÖNMEK İSTİYORUM'

Kadavradan nakil için sıra beklediğini kaydeden Kadanalı, "Annem ve babam bana böbreklerini verdi. Başka uyan kimse kalmadığı için mecbur kadavra sırasında bekliyorum. Eğer bağışlayan bir verici olursa benim için çok iyi olacak. En azından hayata biraz daha umutla bakabilirim. Her gün ölüm kalım savaşı veriyorum. Acı çekmek istemiyorum, hayata dönmek istiyorum. Duyarlı bir vericinin çıkacağına inanmak istiyorum" dedi.



'BANA BAĞIMLI KONUMA GELDİ'

Kızının bir an önce sağlığına kavuşmasını beklediğini söyleyen anne Fatma Kadanalı da "Burada organ bağışı konusunda hastanelerin daha donanımlı olması nedeniyle ekm ayında Eskişehir'den geldik. Kadavra sırası bekliyoruz ancak pandemi nedeniyle durma noktasına geldi. Organ bağışı konusunda insanlarımız da çok duyarsız. Ben istiyorum ki kızıma organ bağışı olsun, hayata dönsün, yesin içsin, eğlensin. Ben çok zor şeyler yaşıyorum. Sürekli onun yanındayım. Gözlerini kaybedince bağımlı konuma düştü" diye konuştu.

'KIZIM HAYATA DÖNSÜN'

Organ bağışının önemine dikkat çeken Fatma Kadanalı, "Kendi başına özgür olamıyor. Sürekli katı yemek zorunda, su içemiyor. Kızım artık daha güzel yaşasın istiyorum. Yeniden hayata dönmek çok güzel bir şey. İnşallah canlı bir vericisi çıkar da kızım tekrar hayata döner. Organ bağışı hayat kurtarır. Ben de babası da böbreklerimizi verdik. Ancak tutmadı, şu an diyalize bağlı yaşıyor" dedi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.