HÜSRAN VE FİYASKO
Ahmet Yaşar, 1 Kasım seçimi sonuçlarını “Hüsran, hezimet ve fiyasko” olarak nitelendirerek, özellikle Aksu’da bunun hesabını vermesi gereken kişinin MHP İlçe Başkanı Kemal Kara olduğunu söyledi. Yaşar, “Çalışmayan çeksin gitsin” dedi.
AYAK OYUNLARI
Her iki başkanın da aslında genel seçim gecesi istifa etmeleri gerektiğini kaydeden eski Belediye Meclisi üyesi ve milletvekili aday adayı Ahmet Yaşar, kendi isminin de parti içindeki birtakım siyasi ayak oyunları ile silinmeye çalışıldığını dile getirdi.
Fiyaskonun hesabını verin
MİLLİYETÇİ Hareket Partisi’nin Aksu ve Antalya’da siyasete ağırlığını koyan isimlerinden olan Ahmet Yaşar, gündemi sarsacak bomba gibi açıklamalarda bulundu. Bir takım ayak oyunları ile siyasetten silinmeye çalışıldığını öne süren Ahmet Yaşar, “1 Kasım’daki sonuçlar, hem Antalya ve hem de Aksu için hüsran, hezimet ve fiyaskodur. Bu nedenle, İl Başkanı Ali Adnan Kaya ve İlçe Başkanı Kemal Kara, vakit geçirmeden partililere bunun hesabını vermeli ve istifa etmelidir” dedi. Ahmet Yaşar, Güney Haberci Aksu’nun siyasi gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İşte fırtına yaratacak açıklamalar:
-1 Kasım seçimleri sonrasında MHP’nin fotoğrafını analiz eder misiniz?
-Türkiye genelinde olduğu gibi Aksu’da da bir hezimet yaşandı. İlçemizde ilk defa CHP ikinci parti oldu ve MHP’nin yerine geçti. MHP’nin buradaki oy kaybı CHP’yi havaya sokmuş oldu. MHP’ye gönül verenler, oy verenler üzüntü içerisinde. Aksu’da maalesef bir hezimet yaşandı.
-Bu durum nereden kaynaklanıyor?
-Milliyetçi Hareket Partisi Aksu’da, hem İlçe Başkanı olarak hem de teşkilat olarak çalışma içine girmedi. Düğüne, sünnete, mevlütlere gitmekle parti çalışması yaptığınızı sanıyorsanız yanılırsınız. İnsanlardan bu şekilde oy almanız mümkün değil. Tabana inmeniz gerekiyor. Mevcut yönetim göreve geldiği andan itibaren bir tane mahalle toplantısı yapılmış değil. Halkla kucaklaşma yapılmadı. Hem iktidarda değilsin hem de çalışma yapmıyorsun. Bunun sonucunda ikinci parti olmaktan üçüncü parti durumuna düşüyorsun. Tembelsin ve çalışkanın önüne geçmen gerekirken, o çalışmayı yapmıyorsun. Ne yazık ki Aksu’da halkın içine girilmedi. Partinin projeleri halka doğru dürüst anlatılamadı. Tanıtım yapılamadı. Yerel medyaya ulaşılamadı. Siyasal reklam gereği gibi uygulanamadı. Genel merkezin uyguladığı hayırcı politika da vatandaştan kabul görmedi. Neticede mevcut tablo ortaya çıktı.
-Teşkilat nasıl bir çalışma yürütmeliydi?
-Teşkilatların varlığı seçimlerle sınırlı olmamalı. Seçim olsa da olmasa da, teşkilatlar sürekli halkla iç içe bir çalışma yürütmelidir. Sürekli toplantılar yapılarak halkın sorunları tespit edilmeli ve çözüm yolları üretilmelidir. İlçe yönetimi üyelerle ve bize gönül verenlerle de sürekli bir iletişim içinde olmalıdır. Bir yandan çalışmıyorsun diğer yandan başarısız bir sonuç alıyorsun. Yapılacak şey basit, istifa edersin. Eğer bir ilçe veya il teşkilatının başında isen ve sürekli başarısız sonuçlar alıyorsan görevi bırakmalısın. Özellikle Aksu’da üçüncü parti olmak MHP açısından hezimettir ve tam bir fiyaskodur. Yapılması gereken mevcut başkanın çekilmesidir. İl Başkanı Ali Adnan Kaya ve Aksu İlçe Başkanı Kemal Kara derhal istifa etmelidir. Aslında bu istifayı 1 Kasım gecesinde yapmaları gerekiyordu. Seçimleri kazanamıyorsan başarısız sayılırsın.
-Aksu Belediye Meclisi’ndeki MHP’li üyelerin istifalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Belediye Meclisi üyelerini bıktırarak, istifaya sürükleyerek nereye kadar varırsınız bilemem. Milliyetçiliği, ülkücülüğü tartışılmayacak olan Mehmet Ali Öztürk’ün istifası akıl alacak gibi değil. Demek ki iyice bunalıma sürüklenmiş.
-Seçim çalışmalarında neden aktif olarak görev almadınız, kırgınlığınız mı var?
-Yerel seçimlerde bizler, meclis üyeleri olarak çok ciddi çalışmalar içerisine girdik. Özellikle benim de içinde bulunduğum Pınarlı grubu, çok önemli çalışmalar yaptı. Ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle dolaştık. Sürekli bir çalışma içinde olduk. AKP’nin gerisinde kaldık ama ciddi bir oy aldık. Yerel seçimlerden sonra partim bana grup sözcülüğünü, Büyükşehir’de Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğini verdi. Türkiye Belediyeler Birliği Meclis Üyesi olma onuruna da eriştim. Halkın dertlerine çare bulmaya çalışmakla geçen yoğun bir dönemden sonra, milletvekilliği gündeme geldi. Milletvekilliği benim içimde eskiden beri olan bir duyguydu. Genel Başkanımla yaptığım görüşmede bana olur dendi, ben de bunca yıllık birikimimi ülkem ve partim için değerlendirmek istedim.
-Ancak istifanızla birlikte beklenmeyen gelişmeler oldu.
-İstifa ettikten sonra Büyükşehir Meclis Üyeliği maalesef CHP’ye geçti. Onun bütün vebalini, bütün sorumluluğunu maalesef benim üstüme yıktılar. Halbuki ben il başkanına, il başkan yardımcısına sordum, hukuktan sorumlu arkadaşlarla konuştum. Herkes bana bizden birisinin geleceğini söyledi. Ne diyeyim, oyun mu diyeyim, böyle bir talihsizlik yaşadım. Bana bunu söylemeleri gerekirdi. Meclis üyeliğini kaybettirdiğin için seni sildik diyebilirlerdi. Ama benimle ilgili anti-propaganda yapıldı. Kendi partim beni dışladı. Hem listeye konulmadım hem de aranıp sorulmadım. Şu nedenden dolayı seni yazmadık diye bir gerekçe de belirtmediler. Ondan dolayı bende bir moral bozukluğu vardı. İl Başkanının “Aksu’yu Ahmet Yaşar yüzünden kaybettik” diye söylemleri de vardı. Ben de bunu görmelerini istedim. Parti çalışmalarına katılmadım. Aksu’yu benim yüzümden mi kaybetmişler, o zaman aldığımız 12 bin oy, şimdi 8 bin oya indi. Aksu’yu kimin yüzünden kaybettikleri ortaya çıktı.
Son Güncelleme: 23.11.2015 12:55