Yaklaşık üç ay oldu. Zorunlu haller dışında evden çıkmadım desem yalan olmaz. Kedimiz Papi'den daha yararsız yaşadığımı da düşünmeden edemiyorum.
Bu hâle nasıl mı geldik? Sorunun yanıtı elbette belli. Korona bizi bu yaşam tarzına zorunlu kıldı. Sanki bir milât oldu yaşamımızda. Koronadan önce, koronadan sonra.
Koronadan önce merhaba demekten korkmuyorduk sevdiklerimizle gözgöze bakıp. Belki sıcacık bir gülümsemeyle birleşiyordu ellerimiz tokalaşırken. Tokalaşmanın bu denli güzel, bu denli önemli olduğunu bilmeden. Gülümseyen gözlere bakıp tokalaşmayı çok özledim ben.
Bizi daha çok sevenlerle, daha yakın hissettiklerimizle sarılırdık belki, sarılınca geçerdi özlemimiz, varsa sıkıntılarımız. Daha iyi hissederdik kendimizi. Ama sarılmanın bu kadar güzel olduğunu bilmeden. Şimdi biliyoruz, sarılmadan geçmiyor ki özlem.
Koronanın bize dayattığı yeni yaşam tarzında, sosyal yaşam ihtiyacımızı daha çok sosyal medya üzerinden gidermeye çalışıyoruz. Hoş koronadan önce de iyice yaşamımıza girmişti sosyal medya. Şimdi tam merkeze, baş köşeye yerleştirdik.
Sevdiklerimizin (listemizdeki herkesi sevmesek de) paylaşımlarını takip ediyoruz, beğendiklerimiz oluyor, hoşumuza gitmeyenler de. Ama biliyoruz ki herkes beğenilmek için paylaşım yapıyor. Dikkat çekmek istiyor hayatındaki önemli konulara. Ya da aslında güncel yaşamında hiç oralı olmadığı konularda hassas olduğunu ilân ediyor sosyal medyadan. Nereden mi biliyorum? Benim de sosyal medya hesaplarım var. :(
Sıklıkla tereddüt yaşadığımız da oluyor, paylaşırken, beğenirken, yorum yaparken... Acaba başımıza bir iş açılır mı? Acaba yanlış anlamalara sebep olur muyum? Acaba takipçilerim hakkımda ne düşünür? Bunlar ve benzeri bir sürü soruyla boğuşuyoruz farkında olmadan. Endişeleniyoruz olumsuz eleştiri almaktan. Öyle ya herkes beğenmeli bizi.
Yanlış anlaşılma korkusuyla sevgimizi ifade edemediğimiz zamanlar da oluyor belki de. Oysa koronadan önce sözcüklere gerek kalmazdı ki anlatmak için. Sıcacık bir gülüş, bir dokunuş hissetmemize yeterdi. Şimdi sosyal medyayı çok "sosyal" kullanıyoruz. Yeni sosyal yaşam tarzımız @sosyal oldu. Ama sarılmadan geçmiyor ki...
Bu günler de geçecek biliyorum. Bizden neleri eksiltecek, bize neleri ekleyecek bunu zaman gösterecek. Ama bir an önce @sosyallikten kurtulmak, sevdiklerime sımsıkı sarılmak, sıcacık, sevgiyle parıldayan gözlerini görmek istiyorum.
Umudum ve dileğim en kısa zamanda @sosyallikten, sosyalliğe dönebilmek. Biliyorum, sarılınca geçecek...
Yine gündemi ne güzel bir dille anlatmışsınız,
Hiç bırakmayın bizlere merhaba demeyi.