GÜLCE
Uçurumun kenarındayım Hızır Ulu dilber kalesinin burcunda Muhteşem belaya nazır Topuklarım boşluğun avcunda Derin yar adımı çağırır Dikildim parmaklarımın ucunda Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Uçurumun kenarındayım Hızır Civan hazır Divan hazır Ferman hazır Kurban hazır
Uçurumun kenarındayım Hızır Güzelliğin zulme çaldığı sınır Başım döner, beynim bulanır El etmez Gel etmez Gülce'm uzaktan dolanır Uçurumun kenarındayım Hızır Gülce bir davet Mecaz değil Maraz değil Gülce bir afet Peri değil Huri değil Gülce beyaz sihir Gülce ölümcül naz Buram buram zehir Yar yüzünde infaz
Bir gamzelik rüzgâr yetecek Ha itti beni, ha itecek Güzelliğin zulme çaldığı sınır Uçurumun kenarındayım Hızır Ben fakir En hakir Bin taksir Ateşten Kalleşten Mızrakla gürzden Dabbetülarz'dan Deccal’dan, yedi düvelden Korku nedir bilmeyen ben Tir tir titriyorum Gülce’den Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan Nutkum tutuluyor, ürperiyorum Saniyeler gözlerimde birer can Her saniyede bir can veriyorum.
Okuduğumuz bu şiir ve her şiiri, kitapları, öyküleri ve çok izlediğimiz bir döneme damga vuran; Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Pusu, Kurtlar Vadisi Irak(sinema filmi), Deliyürek ve Ekmek Teknesi gibi dizi filmlerinin senaryolarının yazarı; Ömer Lütfi Mete. Her filminde ilgi çeken ve unutulmayan tasavvuf ilmini yaşayan karakterleri ( Ömer Baba) gibi kendi mistik dünyasının ilahi rüzgarlarını da hissettirdiği yazar, senarist, gazeteci, roman ve öykü yazarı olan Ömer Lütfi Mete aynı zamanda bir şair. Dilinden damlayanlar gönülden çağlayanlardı.
Vedat Yeşilçiçek
(Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi)
Hasan Hüseyin Gök
(Uşak Sivaslı Tatar Ortaokulu ) Ömer Lütfi Mete’yi ve eserleri hakkında bilgi verilen yazılarını okumanızı önererek kısa bir alıntı yapmak istiyorum.
“Bütün eserlerinde İslam dinini ve milli değerleri ilham kaynağı olarak kullanmıştır. Ezan Sesi -Çizme-, Balonya Tüneli, Çığlığın Ardı Çığlık, Asker ile Cemre, Yerden Göğe Kadar romanları, Allahsız Müslümanlık adını taşıyan deneme kitabı, Basılı Yakıt adını taşıyan hikâye kitabı bulunan Mete’nin televizyon dizisi olarak tasarlanmış Bizim Ev, Ekmek Teknesi, Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Pusu, Kurtlar Vadisi Irak(sinema filmi), Deliyürek gibi senaryoları bulunmaktadır. Bestelenmiş şiirleri de bulunan Mete, şiirlerini ‘Gülce’ adlı eserinde bir araya getirmiştir. Üç bölüme ayırdığı bu eserinde, mistik duygularla kaleme aldığı şiirlerinin yanı sıra sosyal eleştiri taşıyan şiirleri de bulunmaktadır. Yanlış anlaşılan dini konulara ve geri planda bırakılmış milli değerleri sanat ve din anlayışının temeline oturtan Mete, tüm eserlerinde takındığı eleştirel tavırla dikkat çekmektedir.” Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi/ Karabük Üniversitesi/2019, sayı 1,cilt 9’da.
Ömer Lütfi Mete’yi ölüm yıl dönümünde rahmetle, saygıyla, minnetle, şükranla anıyoruz. Güzel ruhu şad olsun.
Gözyaşlarınızın yağmur olup Fırat’ın kenarında susuz kalan güllere damlayacağı “Ayn, Şın, Kaf’la yazılan sır: Aşkın Elçisi, Aşkın Secdesi ve “Hak Kelamına Mim Koyan Hazreti Hüseyin”i yazdığı Aşkın Şehidi, Kerbela serisi gibi bir çok kitaba imza atan yazar
Ahmet Turgut; sosyal medya instagram sayfasında Ömer Lütfi Mete’nin seneyi devriyesini anarak kendi gönül coğrafyasının güzelliğini de hissettirdiği her geçen gün kendisini daha çok özlediğini ve Merhum Ömer Lütfi Mete’ye ‘ Ağabeyim’ hitabıyla on dördüncü yıl dönümü olduğunu belirterek şu ifadelerle andı:
Yazar Ahmet TURGUT:” Merhumu tanıyan, onunla çalışan, sohbetinde bulunan herkes “ Ne güzel, ne de Mert insan” derdi. Keza yedi ellere sorulacak insandı. Sevenleri ve öğrencileri kadar fikren muhalif olduğu kimseler de şahittir Ömer Ağabeyin vicdanına ve hakkaniyet sevdasına.
Akil, Arif ve Alim
Evet, her daim “ Ağabey” idi o. “Akil”, “Arif” ve “ Alim”bir kimseydi o. İlle de kaleme aldıkları ve kelama getirdikleriyle “Amil”bir şahsiyetti. Asırlar evvelinden beslenip bugüne renk katan ismiyle müsemma “Alp-Eren” idi o. Kitabın ve hikmetin dostuydu. Bundan sebep dilinden ve kaleminden damlayanlar hep gönül meyvesi sözlerdir.
“ Gülce” namıyla anarak Habibullah’a (s.a.v)çağırırdı. Rabbinden gelecek hayır vesilesine muhtaçlığını anlatırken “Uçurumun Kenarındayım Hızır” demişti.
“Kusursuz Zerafetin Temsilcisi Hz. Ali”
Kahramanının Hz. Ali Efendimiz olduğunu söylerdi. Onu haksızlık yapmaktansa haksızlığa uğramayı tercih eden, en sıkıntılı anlarda bile ilmi, cesareti ve asaleti buluşturan kusursuz zerafetin temsilcisi ve kamil insan modeli” olarak tasvir ederdi.
“ Yezid’in harcı zulüm, yiğidin burcu ölüm” demişti. Evlad-ı Resûlü maddi- manevi yiğitliğin varisi olarak işaret ederken; keza zaferden değil, seferden sorumlu olduğumuzu hatırlatırdı. Yine aynı saikle nefes nefes, satır satır yazmıştı hayatına, “ Allah var, gam yok!”
Yazar Ahmet Turgut, gerçek dostluğun da bize bu yazdıklarıyla tanımını yapmış olduğu kalbinden akan, kaleminden damlayan sözlerle dostu, ‘Ağabeyi’ dediği Ömer Lütfi Mete’nin de “sevdiği ve rehber edindiği insanlara kuru iltifatlar dizmekte yetinmeyip, dost bildiklerinin ahlakıyla ahlaklanmanın uğraşını verirdi” dedi.
Yazar Ahmet Turgut üstadımıza hangi kitabını Ömer Lütfi Mete’ye ithaf ettiğini sordum.
Yazar Ahmet Turgut:”Temiz Akla Çağrı" kitabımız Ömer Ağabeye ithaftı...”
Bu yazıyı yazmama ilham olduğu için Üstadımız Ahmet Turgut’a en derin saygım ve şükranlarımı sunuyorum.
Gerçek dost size Allah’ı hatırlatandır. İyilik ve sevgi dostluğun anahtarıdır. Yüzünü görmezsiniz, şeklini şemalını bilmezsiniz bazı dostların… Fakat, ruhunuza damlayan sözlerini bilirsiniz.
Gönül coğrafyanızın hiç bir vakit susuz kalmamasını diliyorum.