Aksu’nun bir Macun Deresi var, Aksu’nun başına dert mi dert. Ne yapmışlarsa ıslah olmamış. Hangi yöntemler denenirse denensin tutmamış. Sonunda teşhisi koymuşlar bu dere hiçbir şekilde ıslah edilmeyeceğine göre yok edelim gitsin demiş büyükler.

Adı üzerinde dere, yani su kaynağı, yani yaşamın ta kendisi. Dünyada ve ülkemizde kaç tane deremiz kaldı? Nehirlerimizin, derelerimizin ya suyu azalıyor; ya tamamen, kuruyor yâda üzeri kapatılıyor. Gelecek nesillere bırakacak tek bir tane canlı akan suyumuz kalmayacak. Nehir, akarsu, dere bunlar sadece kitaplarda kalacak.

Önceki yönetim, Macun Deresi için inanılmaz yöntemler denedi olmadı, şimdi ki yönetim Macun Deresi’nin üzerini betonla kapatıp çarşı, pazar yapacakmış. Aksu’da çarşı, pazar, kapalı, açık otopark yapacak onca yer varken Macun Deresi’nin üstü kapatılacak.

Oysa Aksu’da olması gereken alt yapı çalışmaları tam anlamıyla yapılsa, hiçbir işletme güzelim Macun Deresi’ne atıklarını bırakmaz. Macun Deresi’ne atıklar bırakılmadığı vakit derenin mevcut temiz suyu ortaya çıkabilir, derenin ıslah çalışması yapıldığı zaman sorun ortadan kalkar diye düşünüyorum.

Macun Deresi’nin kendi doğal haliyle sağlık açısından bir tehdit unsuru oluşturduğunu sanmıyorum, etrafındaki işletmelerin yeterli alt yapısı olmadığından, işletmeler atıklarını dereye bıraktıklarından, hem dereyi hem de çevreyi kirletmekteler. Yani kirli olan Macun Deresi değil, kirli olan o dereyi kirleten bizler. Alt yapı sorunu tam olarak çözülmeden derenin üzerinin kapatılması ilerisinde önü alınamayacak sorunlara neden olmaz mı? Uzmanlar bunun bir felaket olduğunu dile getiriyor.

Hem Macun Deresi Aksu’nun olmazsa olmazı, lütfen üzerini kapatmayınız, içerisinde yaşam olan bir yeri yaşanır hale getiriniz. Üzeri kapandığı vakit, Macun Deresi kanalizasyon çukuru haline gelebilir, sanırım hiçbir Aksulu ve siz sayın yetkililer bunun böyle olmasını istemezsiniz.

Aksu’ya çok şiddetli yağmur yağdığı zaman bu dere Aksu’nun can simidi oluyor. Çünkü şiddetle yağan yağmurdan oluşan akıntılar bu derede toplanıyor. Buna defalarca şahit olduk. Bu derenin üzeri kapatıldığı zaman Aksu sular altında kalabilir.

Benim anladığım bir yerin ıslah edilmesi demek, o yerin temizlenmesi, etrafının düzenlenmesi, doğal yaşama katılmasıdır. Islah etmek demek, “Yok etmek anlamı taşımıyor?” diye düşünüyorum. Eğer yanlış biliyorsam düzeltin lütfen.

Benim derdim çocuklar, her yeri asfalt yaptık onların elinden sokak ve sokak oyunlarını aldık, şimdi onlar sanal alemde oyun oynuyorlar, sanal alemlerine de müdahil oluyoruz, hiç birimiz suçu kendimizde aramak istemeyiz, çocukların elinden her şeylerini alırız, içi boş bir dünya bırakır bununla da övünürüz. Doğal yaşamı korumak için lütfen en zor kararları verelim.

Bu yazıyı 05 Ağustos 2014 yılında kaleme aldığım vakit, pek rahatsızlık uyandırmıştı. Şimdi Macun deresinin üzerinin betonla kapatılmasının ikinci etabı da tamamlanmak üzere, gözümüz aydın olsun. Düşünebiliyor musunuz! Güzelim Macun Deresi beton yığını haline getirildi. Adı ıslah oldu. Geriye ne kaldı, otopark.

Keşke bu dere gerçekten uzman yardımları alınarak temizlenip, etrafı düzenlenerek, yeşillendirerek, peyzaj çalışmaları yapılarak üzerine küçük küçük köprüler, belki oturma yerleri yapılarak, günümüze taşınsaydı hem toplumsal bir çalışma hem de kent için mali bir kaynak olurdu.

Ofisimiz Macun Deresi’nin hemen yakınında olduğu için, burada yaşananlara yıllarca yakından tanıklık ettik. İçerisinde kaplumbağa ve balıklar ve başka canlılar vardı. Demek ki içerisinde yaşanılabilir temiz su mevcuttu. Şiddetli yağmur yağdığı zaman Aksu’nun sele kapılmamasının, sular altında kalmasını önleyen tek yer burası oldu. Bu duruma defalarca şahit olduk.  İnanabiliyor musunuz? Dereyi kendi ellerimizle yok ederek, işletme atıkları için alt yapı çalışması yapmıyoruz, buraya akıtıyoruz sonra da bu dere kirli kapat üstünü gitsin. Bunlar olmamalı.

Atalarımız boşuna söylememiş, su akar yolunu bulur, dere yatağına geri döner, diye. Gün gelir bu dere üzerinde ki beton yığınından kurtulup, özüne geri dönmek isteyebilir.

 Bu konuda uzman değilim, sadece doğaya duyarlı biri olarak yapılan çalışmalara bakıyorum. Uzmanlardan aldığım görüşlerle, düşüncelerim örtüşüyor. Kent yöneticileri; doğal yaşamı korumak, yaşatmak, gelecek nesillere temiz, yaşanılabilir bir kent bırakmak için daha fazla bilgi ve uzman görüşü alabilmeliler.

Yeşilin, ağacın, suyun yok olmaya yüz tuttuğu dünyamızda, Aksu gibi dünya harikası bir ilçe, ülkemizin doğal yaşam alanı olarak varlığını, korunarak, sürdürmeli diye düşünüyorum. Umarım yaşadığımız kentte, başka su kaynaklarının üzerine beton dökmeyiz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.