‘Neyin kafasını yaşıyorsun’ sözü, son zamanlarda klişe olan ve aynı zamanda haddini aşan kişilere karşı söylenen bir sözdür. Bu tanımdan sonra şimdi gelelim esas konumuza. Yani, neden, “Neyin kafasını yaşıyoruz” başlıklı bir köşe yazısını yazdığıma.
Geçen hafta Cuma günü Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin’le bir görüşmem oldu. Görüşme yaptığımız yer, Başkan Şahin’in makam odası. Görüştüğümüz konu, 2. dönemin birinci yılını geride bırakan Şahin’in, 1 yıllık çalışmalarının değerlendirmesi. Yani tamamen haber amaçlı. Görüşme ortamında Aksu Belediye Başkanı Şahin’in Basın Servisi Müdürü Nurfi Yar bulunuyordu. Ara sıra yine basın servisinde Zübeyde Yıldız ile teknik servisten bir personel makam odasına girip çıkıyordu. Bu detayları vermemdeki maksat, yapılan görüşmenin ne kadar şeffaf ve etik olduğunu ifade etmemdir.
Kaldı ki mesleğini hakkıyla icra eden bir gazetecinin, bir siyasetçiyle şeffaf bir şekilde bir araya gelmesi kadar doğal bir şey yoktur. Ama fikri zikri ayrı apayrı oynayanlar için, bu durum çok acayip gelebiliyor. Bundan dolayıdır ki, bu doğallığı her zaman için farklı tarafa çekmenin hesabı peşindeler.
Gelelim görüşmenin öncesine. Haliyle görüşmenin gerçekleşmesi için, önce bir randevu talep edilmesi gerekiyordu. Randevu talebine dönen Nurfi Hanım, Cuma günü saat 9.30’da Başkan Şahin’in uygun olacağını ifade etti. Bizim içinde uygun olunca kabul ettik. Bu randevu görüşmesi Çarşamba günü oldu. Perşembe günü bir baktık ki, çok ayıplı bir iş yapmışsız gibi, birçok kişinin dilinde. Bu görüşmenin olacağına inanlar ve inanmayanlar var. Resmen iki ayrı takım oluşmuş. İnananlar ve inanmayanlar takımı. Her bir takım farklı görüş peşinde. Hayretler içerisine düştük. “Allah, Allah” dedik, kendi kendimize. Acaba bilmeden “Yanlış bir şey mi yaptık” düşüncesi hasıl oldu. İşte o günü böyle bir ruh haliyle geçirdik. Sonra güldük geçtik.
Bundan dolayıdır ki, neyin kafasını yaşadıklarını bilmediğimiz arkadaşların, bir nebzede olsa bilgi sahibi olmaları için bir şeyler söylemek istiyorum.
Öncelikle başta da belirttiğim gibi, bir gazeteci mesleğini icra ettiği süre içerisinde, her zaman için etik ölçülerde, her siyasetçiyle bir araya gelmesi kadar doğal bir şey yoktur. Bu gerçek, siyasetçi içinde geçerli. Nihayetinde her ikisi de kamu görevi yürütüyor. Ayrıca her ikisinin de birbirine küsme lüksleri yoktur. Ayrıca gerçek gazetecinin görevi, tarafsız ve objektif ölçülerde, kamu yararı gözeten haberler yapmaktır. Bu realite dünyanın her yerinde geçerlidir.
20 seneyi gecik bir süredir bu mesleği icra ediyorum. Bunun 10 senesi Aksu’da. Bu süreçte bir çok usta ve duayen mesleki büyüklerimle çalıştım. Hiç bir zaman için mesleki değerlerime zede getirecek bir sürecin içerisine girmedim. Aksu’nun ilk gazetesiyiz. Bu geleneği Aksu’da sürdürdük. Kentin değerlerine hep sahip çıktık. Eleştiri hakkımızı kullandık. Doğruya doğru, yanlışa da yanlış demesini bildik. Bedeller ödedik, ama hiçbir zaman doğrulardan taviz vermedik. Gün geldi, ekonomik ambargolara maruz kaldık, gün geldi tehditler aldık, ama doğrulardan taviz vermediğimiz gibi, yanlışlıklar karşısında da eğilmedik ve bükülmedik. Kent yöneticilerine taşıdıkları misyondan dolayı saygılı olduk. Kimsenin emir eri olmadık.
Hala görüştüğümüz Aksu’nun eski Belediye Başkanı İsa Yıldırım’a da, başkanlığı sürecinde eleştirilerimizi dile getirdik. Yapılan yanlışları yazdığımız gibi, yaptığı doğruları da gazetemizde haber olarak verdik. Yine o dönemin eski AK Parti, CHP, MHP ilçe başkanlarıyla ilgili yanlışları ve doğruları yazdık. Gün geldi makamlar gitti. Ama hala bu kişilerle görüşüyorum. Onlarda aynı şekil de. Çünkü, kimseye bir kan davam yok. Onlarında yok. Kamu yararına bir iş yaptığımızdan dolayı, mesleğimizin gereğini yerine getiriyoruz. Eleştiri hakkımızı kullanıyoruz. Belgeli haberler yapıyoruz ve haberlere konu olan taraflara sayfalarımızda yer veriyoruz.
Şimdi gelelim günümüze…
Kentin Belediye Başkanı Halil Şahin. 6’ıncı senesini geride bıraktı. Bu süreç zarfında kendisiyle ilgili sayısız haberler yaptık. Belediyenin basın servisinden gelen haberlere de yer verdik. Gün oldu eleştiri hakkımızı kulandık. Yanlış gördüklerimizi dile getirdik. Hiçbir belgeli habere, ‘mal bulmuş, mağribi gibi’ balıklama atlamadık. Araştırdık. Doğruluğuna inandığımız haberlere yer verdik. Yer verirken de kendisini aradık, görüşüne yer verdik. Basın toplantılarında bir araya geldik. Sorularımızı sorduk. Dışarıda karşılaştığımızda saygımızdan ödün vermeden elimizi uzattık. Hal hatır sorduk. Aynı karşılığı kendisinden de gördük. Kısaca olması gerekeni yaptık. Dün neyse bugünde aynısını yapıyoruz.
Hal böyle olunca da Aksu Belediyesi’nde gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi çok acayip karşılayanlara söylenecek bir tek söz var. Oda, sahi siz “neyin kafasını yaşıyorsunuz”