Gün geçtikçe daha öfkeli, daha tahammülsüz bir topluma dönüşüyoruz.

Sinir katsayımız o kadar yüksek ki en ufak bir hata karşısında kendimizi kaybediyoruz. Bu öfkenin en görünür hâli ise trafikte ortaya çıkıyor. Hiç tanımadığımız bir insana, belki de istemeden yaptığı bir hatadan dolayı bağırıyor, küfür ediyor, arabasını tekmeliyor ya da daha da vahimi silah çekiyoruz.

Artık sorunun kaynağını öğrenmeye, önce konuşmaya, anlamaya dair bir çaba göstermiyoruz. Doğrudan saldırganlığa yöneliyoruz.

Bu durumu sadece trafikte değil, yaşamın her alanında görebiliyoruz. Televizyonlarda, sosyal medyada, haberlerde defalarca görünür olan şiddet olayları, ne yazık ki toplumu da bu düşünceye alışkanlık haline getirdi. Şiddeti izlemek ve yaymak, adeta bir günlük rutin haline dönüştü. Şiddet eğilimi olan kişiler bu görüntülerle daha da körükleniyor. Bu kısırdöngüyü kırmak için şiddet içeren görüntüler yerine farkındalık yaratacak ve empati duygusunu geliştirecek içerikler sunmalıyız.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, bu duyarsızlığın ne kadar korkunç boyutlara ulaştığını gösterdi. Bir annenin, masum bir çocuğuna "nefesini keserim" diyerek uyguladığı vahşice şiddet ve yanındaki kişinin bu anı kameraya çekerken bir film izler gibi kayıtsız kalması, toplumsal çöküşün en somut göstergesiydi. Artık şiddete alışıldı, insanlar bağırış çağrış duyduklarında bile kıllarını kıpırdatmaz hale geldi.

Eskiden toplumu bir arada tutan nezaket, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler giderek kayboluyor. Artık selam vermek, tatlı bir söz söylemek neredeyse unutulmuş durumda. Merhamet sahibi insanlar parmakla gösterilecek kadar azaldı. Herkesin dilinde sert, öfkeli sözcükler var. Dört bir yanımızdan öfke akıyor.

Bu gidişata dur demek için ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Şiddeti besleyen görüntüler yerine, toplumu bilinçlendirecek yayınlar yapılmalı. Medya, şiddet haberlerini sansasyonel hale getirmek yerine, sorunun önlenmesine odaklanmalı. Şiddeti tetikleyen bireyler için daha sert yaptırımlar uygulanmalı. Çocuklarımızı nezaket, empati ve sevgi ile yetiştirmek için ebeveynler bilinçlendirilmeli.

Artık daha çok öfkelenmek değil, daha çok anlamaya çalışmak zorundayız. Toplum olarak birbirimize destek olmalı, iyiliği ve hoşgörüyü yeniden inşa etmeliyiz. Ancak o zaman öfkenin gölgesinden çıkıp, huzurlu ve mutlu bir toplum olabiliriz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.