Antalya bölge itibariyle her zaman kış aylarında yoğun yağış alan bir bölge. Meteoroloji günler öncesinden ‘kod’larla uyarılarda bulunmasına rağmen her ne hikmetse her aşırı yağışta sınıfta kalıyor.
Bakıyorsunuz alt geçitler dolmuş, belediye çalışanlarının elinde demir çubuklar, giderlerin kapaklarını açmaya çalışıyorlar, suyun akıp gitmesi gereken yerler yeterince temizlenmemiş. Evleri, dükkanları su basmış ve daha çok fazla felaket manzarası…
Yani önce geliyorum denilen felaketi yaşıyoruz, sonra tedbir almaya çalışıyoruz. Sonra o tedbirler de sanki sadece o hafta için geçerli kalıyor. Ertesi haftaya her şey unutuluyor.
Sonra başlıklarda, manşetlerde Antalya felaketi yaşadı oluyor. Kimse demiyor “Antalya’ya felaketi yaşattık” diye…
Özellikle Serik, Aksu, Manavgat, Kumluca, Demre tarımın yoğun yapıldığı bölgeler ve her türlü alt yapının, dere temizliğinin, kanalların sonbaharda kusursuz işlem görmesi gereken bölgeler. Her daim ekipler sahada temizlik ve bakım çalışmalarını yürütmeli ki aşırı yağmurda su akacağı yolu bulsun. Bu bölgelere şiddetli yağmur yağdığı vakit, suyun akıp gideceği kanallar tıkalı olunca haliyle ekili alanları, seraları su basıyor.
Sonra ne oluyor biliyor musunuz!
Su basması demek milyonlarca ekonomik kayıp demek,
Milli gelir demek,
Evlenecek çocukların çeyizi demek,
Çiftçinin emeği, gece uykusuzluğu, nöbet beklediği geceler demek,
Eli nasırlı teyzemin, beli bükülmüş amcamın bir yıllık hesabı demek,
Bütün bunların hesabını vermek yerine yetkililer hiçbir şey olmamış gibi, geçmiş olsun ziyaretinde bulunuyorlar. Üzülmüş gibi yapıp son model araçlara binerek olay yerinden hızla uzaklaşıyorlar.
Hiçbir yöneticinin kendini ve ekibini bu konuda sorguya çektiğini sanmıyorum. Biz neyi eksik yaptık bu felaketi önleyemedik diyeni hiç duymadım henüz. O, olay orda kalıyor, üstü kapatılıyor. Sonra bir daha bir daha… Yıllardır bu sorun çözülmeden, çiftçi de kaderim diyerek üretmeye devam ediyor.
Derelerin üstüne beton dökülürse, dereler tapulu alanların içerisine masa başında alınırsa, bataklık burası diyerek kurutulursa, yani suyun önü kapatılırsa suyun da yapacağı iş kapatılan yerlerden kendine akacak yer bulması.
Bu konuda yetkilileri işlerinin başına davet ediyoruz. Daha duyarlı, daha takipçi olmalarını rica ediyoruz.
Bu görüntüler dünya kenti Antalya’ya ve hiçbir ilçesine yakışmıyor diye düşünüyorum. Hele üreticilerimizin emeklerinin heba olması telafi edilir bir durum değil!