Dünyada yaşayan bütün insanları etkisi altına alan koronavirüs geldi, yokladı, can aldı ve almaya da devam ediyor. Binlerce insan bilim ve teknoloji çağında göz göre göre hayatını kaybetti. Geride kalanlar ‘hayatta can sağlığından daha değerli bir şeyin olmadığını’ dile getiriyorlar.

 Bilim adamları ısrarla –‘Eskisi gibi normal bir yaşam süreci içinde değiliz’ diye açıklamalarda bulunsalar da, insanlar eski haline çoktan geri döndüler bile.  

 Çekilen onca sıkıntı, evde geçirilen süreler hemen unutuldu. Güya bu virüsten epey bir ders aldık. Yine trafikte hız ve öfke başladı. Kadın cinayetleri, küçük kız çocuklarının ortadan kaybolmaları ve ardından cansız bedenlerinin bulunması, sosyal medya üzerinden kadınlarımıza çirkin saldırılar, bıçaklı, tüfekli kavgalar. Bunları izlerken, okurken, İnsanoğlu hiç mi ders almaz! Diyerek hayıflanıyoruz.

 Çok uzak değil, geçen hafta ülkemizde, ilimizde yaşananlardan birkaçını burada paylaşmak istiyorum;

Giresun’da 7 yaşında ki İkra Nur’un hala ne olduğu açıklanamayan bir şekilde, derede cansız bedeni bulundu. Aile ne olduğunu bilmiyor, köylüler sorguya çekiliyor.

Burdur’da 35 yaşında bir kadın, 17 yaşında ki kızının gözleri önünde eski kocası tarafından 12 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Haberi okuduğum vakit içim ürperdi. Öldürülen kadına mı yanarsın, kocanın şiddetine mi kızarsın, yoksa çaresizlik içinde “Ama ben annemin can çekiştiğini gördüm. Annemle konuşamadım. Çünkü ben ona yardım bulmaya çalışıyordum." diye feryat eden genç kıza mı?

Durun daha bitmedi. Engelsiz plajda, engelli bireylerin denize girmesi için tasarlanan alanların, engelli olmayan bireyler tarafından işgal edilmesi haberi yapıldı. Engelli bireyler için özel ayrılmış alanlar resmen işgal edilmiş.

Asker uğurlamasında eğlence yapılması bir yana bir de havaya silahla ateşler edildi. O kadar ki her şeyi unuttuk.

Bu ve benzeri o kadar çok şey yaşandı ki kısa zamanda.

Yaşanan olaylara baktığımız zaman bu dönemde de mi? Diye sormadan edemiyorum. İnsanın her an canıyla mücadele verebileceği bir dönemde bu yaşananlar içler acısı…

Ben sanmıştım ki, bu pandemi cehaletimizi de beraberinde alır gider. Pandemi döneminin yoğun yaşandığı vakitler herkes pek bir mülayim, saygılı ve sevgi dolu olmuştu.

Bu pandemi dönemi illa ki atlatılır, biter. Ya cehalet!

Normalleşme sürecine adım atılır atılmaz, cehalet yine kaldığı yerden hortladı…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.