İYİ Parti’nin Aksu Belediye ve aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Ramazan Özen, 25 Nisan günü saat 10.45’te sosyal medya da bir paylaşımda bulundu.
Yaptığı paylaşım şu şekilde;
Kemerağzı Bölgesinde kaçak yapılan dükkânların mührünü kırıp yapmaya devam eden abinizi kurtarmak için ne taklalar attığınızı takip ediyorum. Hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman...
Bu yapmaya çalıştığınız Hukuksuzluğu yasal yönden çözemezsek bile sizi tüm Türkiye'ye afişe etmezsem...
Aksuluların hakkını birilerine peşkeş çekmenize müsaade etmeyeceğiz...
Yapılan paylaşım her ne kadar kendisine göre, iyi niyetli ve vatandaşın hakkını korumaya yönelik bir paylaşım olarak gözükse de, kullandığı dil, konumuna bir o kadar da yakışmayan türden söylemlerle içerikli.
Öncelikle Özen, kendisinin bir misyonun olduğunu unutmaması gerekir. Her ne kadar farkında değilse de, artık kentin yönetimini içerisinde bir rolünün olduğu ve bir yönetici pozisyonunda olduğu gerçeğini kavramalı. O yüzden ağzından çıkacak her türlü söylemleri bin düşünüp bir söylemeli. Sıradan insanlar öfkelerine yenik düşüp, her türlü hoş olmayan söylemleri söyleyebilir. Çünkü o söylemler kendilerini ilgilendirir. Ama toplumun aynası pozisyonunda olan yöneticilerin, kesinlikle söylemlerine dikkat etmeleri gerekir. Tehdit içerikli söylemlerden kaçınmalı. Daha sağduyulu ifadeler kullanmalı. Ama kendileri açısından, ama toplum açısından yaşadıkları sorunları, yasaların belirlediği sınırlarda, etik ölçüler içerisinde çözüm arayışına girmeleri gerekir. Bunu uygulamayan yöneticiler sıradanlaşır ve belli bir süre sonra tarihin tozlu raflarında yerlerini alır.
Belki bu dostane söylemlerimizle Sayın Özen’i bir nebze de olsa üzüyoruzdur. Şayet dostluğun hakkı verilecekse de, dostlar her zaman acı söyler. Buradaki amaç, bu acı söylemlerle dostların daha da büyük yanlışlıkların içerisinde girmesine engel olmak. Bu yazıyı kaleme almamdaki maksatta bundan ibarettir.
Peki, nedir Sayın Özen’in paylaşımındaki yanlışlıklar?
Öncelikler başta da belirtiğim gibi bir tehdit dilinin kullanılması. İsim verilmeden bir yerlere mesaj gönderilmesi. Özen’in, “Kemerağzı Bölgesinde kaçak yapılan dükkânların mührünü kırıp yapmaya devam eden abinizi kurtarmak için ne taklalar attığınızı takip ediyorum. Hadi bakalım el mi yaman bey mi yaman...” şeklinde yaptığı paylaşımda ki cümlelerden anlaşılıyor ki, ortada ciddi bir sorun var.
Şayet bu sorun yasaların çiğnenmesi sonucu ortaya çıkmışsa, yine bunu çözecek olan tek merci Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemeleridir. Bununla ilgili gerekli mercilere suç duyurularında bulunulur. Böylelikle ilk adım atılmış olur. Yani bu sorunun çözümü sosyal medya da yapılan bir paylaşım olmamalı. Ayrıca Özen hepimizin bildiği gibi kentin yönetimi içerisinde yer alan bir birey. Bu konumundan dolayı, kamuoyunu bilgilendirmek istiyorsa, elindeki bilgi ve belgelerle, basın açıklamasında bulunur. Sesini daha etik ölçülerde kamuoyuna duyurmuş olur. Bu yolu izlemediği takdirde, yaptığı paylaşımın, illegal taleplerde bulunan bazı kişilerin yaptığı paylaşımdan bir farkı kalmaz.
Özen’in paylaşımında göze çarpan ikinci bir husus ise, “Bu yapmaya çalıştığınız Hukuksuzluğu yasal yönden çözemezsek bile sizi tüm Türkiye'ye afişe etmezsem” söylemi.
Başta da belirtiğim gibi, Özen’in yaptığı paylaşımda kesinlikle bir art niyet aramıyorum. Tamamen iyi niyetli, kamunun ve vatandaşın hakkını korumaya yönelik yapılan bir paylaşım. Her ne kadar ülkemizde adalet ağır aksak işliyorsa da, sorunlarımızı çözeceğimiz merci hukuksal yolla olmalı. Her tür husustan dolayı hakları ihlal edildiğini düşünenlerin başvuracakları yol ve yöntemler hukukumuzda bellidir. Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk herkese lazımdır. Hepimiz hukuka güvenmeliyiz. Er ya da geç, adalet tecelli eder. Dostum Özen’e acizane tavsiyemdir.
Belediye personeli zor durumdaymış?
Geçen hafta Belediye çalışanlarından birkaç kişi beni aradı. Görüşmek istediklerini ifade ettiler. Sonrası emekçilerle gazete ofisinde bir araya geldik. Hayli tedirgin gözüken emekçiler, zor durumda olduklarını söylediler. Nedeni sorunca, maaşlarını tam alamadıklarından dolayı, ekonomik olarak darboğazda olduklarını dile getirdiler. 2 aydır, hesaplarına aylık biner lira para yattığının altını çizen emekçiler, “Bizler aile geçindiriyoruz. Sorumluluklarımız var. Ödeme planlarımız var. Ama hesabımıza aylık bin lira yatıyor. Bu para neyimize yetecek. Çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Hata parmağında ki yüzüğü satan arkadaşlarımız bile var” şeklinde sorunlarını dile getirdi. Bizlerde bu emekçi kardeşlerimizin sorunlarına bir nebze de olsa merhem oluruz düşüncesiyle, onların haykırışına yer verdik.