AK Parti'de kongre süreci başladı. Bilindiği üzere 7 Ekim'de başlayan olağan kongre takvimine göre, belde statüsünde olan yerlerin 7 Kasım'da belde kongreleri başlayacak. 29 Aralık'ta sona ermesi planlanan belde kongrelerinin ardından 11 Ocak'ta ilçe kongreleri başlayacak, 26 Nisan'da sona erecek. İl kongreleri ise 1 Haziran'da başlayacak ve 27 Eylül 2020'ye kadar tüm kongreler tamamlanmış olacak.
Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu takvim öncesi hemen hemen her gittiği yerde ve katıldığı toplantılarda, hem teşkilatlara, hem de bünyesinde bulunan belediye başkanları ile meclis üyelerine önemli uyarılarda bulundu.
Peki, neydi bu uyarılar…
“Toplumun her kesimine yönelik ayrı ayrı etkinlikler planlayarak icra etmeliyiz. Çalmadık kapı, sıkmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak şekilde, bu süreci seçim gününe kadar aralıksız devam etmeliyiz. Belediye personelinin vatandaşla olan ilişkisinin, memnuniyet düzeyini daha da düzeltmeliyiz. Bürokrasiyi hızlandırmalı, belediye hizmetlerini arttırmalıyız. Halkın tepkisini çeken her türlü tavır, davranıştan lüksten şatafattan, kibir ve gurur çekişmeden uzak durmalıyız. Gönüller kazanmalı, her kesime ulaşmalı ve icraatlar da ayrım yapmayarak, tüm kesimleri, gözeten çalışmalar yapmalıyız” vb. açıklamalar.
Merak ettiğim ana tema ise, kimler, yani hangi belediye başkanı, meclis üyeleri, teşkilat başkanları ve yönetim kadroları, Sayın Erdoğan’ın bu söylemlerini harfi harfine dikkat ederek, uygulamaya koyacak.
Örneğin, içlerinde çeşitli meslek gruplarına mensup İl yönetim kurulu üyeleri, Ankara’da çeşitli bakanlıklarda kendi bireysel menfaatleri için, yürüttükleri iş takibini bırakacaklar mı?
Milletin oyuyla seçilen ve yaşadıkları kent için hayati karalara imza atan meclis üyeleri, eş dost, hısım ve birinci derece akrabalık bağlarından sıyrılarak, milletin menfaati doğrultusunda çalışacaklar mı?
Meclis üyesiyiz diye, sorumlu oldukları belediyelere personel olarak, çocuklarını, gelinlerini, kardeşlerini, yeğenlerini belediyelere almaktan vazgeçecekler mi? Birinci derece akrabalık bağından kaynaklı, personel alımıyla ilgili sayısız örnekler mevcut. Kaldı ki, bu siyasilerin hiç biri seçim sahtın da, “Beni seçerseniz, personel alımlarında önceliği birinci derece de yakınıma ayırtacağım” ifadeler kullanmamasına rağmen, şu an birçok belediyede, personel olarak meclis üyelerinin birinci derece yakın akrabalarıyla dolu. Tüm buna rağmen gerçekten işe, aşa ihtiyacı olan çok sayıda kişi, iş umuduyla o sözde vatandaşların sözcüsü pozisyonunda meclis üyeleri ve başkanların ağzından çıkacak bir olumlu söze bakıyor.
Yine bununla beraber merak ettiğimiz başka konulardan biriyse, biz vatandaşlar tarafından kendilerine emanet olarak tayin ettiğimiz o başkanlık koltuğuna oturan, belediye başkanlarının oturdukları o koltuğun, emanet süresi dolduğunda o koltukların tekrar altlarından alınacağının farkındalar mı?
Şayet farkındalarsa, neden kibir ve gurur içerisinde hareket ediyorlar?
Yine yasa tanımaz bazı belediye başkanları, uygunsuz ihaleler gerçekleştirmekten vazgeçecekler mi? Bu gerçekleştirilen ihaleler sonucu, belediyeler de kamu zararları oluştuğu herkes tarafından aşikâr.
En önemlisiyse, vatandaşların bir umut olarak gördüklerinden dolayı kapısını araladığı AK Parti teşkilatlarından saatlerce bekletilmesi. Bunun sayısız örnekleri AK Parti İl Teşkilatı’nda mevcut. Hem de bu bekletilme öyle bir bekletilme değil.
Bir önemli konu ise AK Parti İl Başkanı Sayın İbrahim Ethem Taş’ın telefon fobisi.
İşte bu buna benzer sorunlar çözüldüğü taktirde AK Parti fabrika ayarlarına dönmüş olacak. Umarım kongreler öncesi Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın yaptığı uyarılar, teşkilat mensupları tarafından dikkate alınır ve silkinmeye vesile olur.
