Antalya’nın 19 ilçesi arasında en son doğan ilçeyiz. 2008’de ilçe olduk ve bir yıl sonra, yani 2009’daki yerel seçimde ilk ‘ilçe belediyesi’nin yönetimini belirledik. O günden bu yana özlemle dile getirdiğimiz sözcükler döküldü dudaklarımızdan: “Bir gün gelecek, biz de Muratpaşa ve Konyaaaltı gibi olabilecek miyiz?”
Kentleşme konusundaki bu özlem için pek bir şey söyleyemeyeceğim. O konuda henüz yolun başındayız. Tramvayın, köprülü kavşakların, üst geçitlerin yapılması mutlaka çok şeyi ifade ediyor, ancak her şeyi ifade etmiyor. Alınmadan kırılmadan, bu gerçeğin altını şöyle bir çizelim… Kentleşmede yiyeceğimiz daha on fırın ekmek var, imar sorunlarını aşmadan, mülkiyet sorunlarını çözmeden uçuşa geçmeye kalkarsak, yere çakılmamız an meselesi olur.
.jpg)
Benim bu haftaki yazımda asıl sözünü etmek istediğim, Aksu’nun sessiz devrimi olacaktır. Ekonominin akıncı beylerini anlatmak istiyorum sizlere; Avrupa’dan Arap ülkelerine, Afrika’dan Türk Cumhuriyetlerine kadar çok geniş bir coğrafyada iş bağlantıları yapmak için çaba sarfeden Aksulu işadamlarını ne kadar tanıyoruz?
Ve hepsinden önemlisi onları ne kadar takdir ediyoruz? Farkında mısınız bilmem, Aksu Girişimci İş Adamları Derneği (AKGİAD) Başkanı Mustafa Altıntaş, bir süre önce gazetemize yaptığı açıklamada, “Aksu ekonomisinin dışa açılması için bir projenin hazırlığı içindeyiz. İlçemizin örtü altı sebze üretimini Batı Avrupa ülkelerinde bir markaya dönüştürmek için 2017’de harekete geçiyoruz” dedi.
.jpg)
Bekledik ki bu açıklama bir yerlerden yankı bulsun, alkışlansın… Aksulu işadamlarını kutlasınlar… Ama nerde bizde o duyarlılık! Tam tersine, bizde çalışan adamın ayağına “yere düşsün, işleri ters gitsin” diye bir de çelme takarlar… Burada, AKGİAD yönetimini ve üyelerini bir kez daha kutlayıp, ilçemizden yurtdışına açılım konusunda birkaç örnek vermek istiyorum. Çobanoğlu Tarım’ın sahibi Yusuf Çoban’ın şu sıralarda Azerbaycan’ı adım adım dolaştığını ve yeni iş fırsatları için görüşmeler yaptığını biliyor musunuz? Sayın Çoban, Azerbaycan ve İran’da önceki yıllarda başlattığı yatırım atağını yeni projelerle sürdürüyor ve bunları sosyal medyadaki hesabında dostları ile paylaşıyor. Yusuf Çoban, Aksu’nun girişimci ruhunu anlatabilmek için mükemmel bir örnek olarak duruyor karşımızda.
May Sera-May Çelik’in enerjik patron Aydın May’a gelince. Orta Asya ülkelerini ikinci adres olarak belirleyen Aydın May, firmasının markasını güven sözcüğüyle özdeşleştirdi. Her ay yeni bir iş bağlantısı haberiyle çıkıyor karşımıza. Diyebiliriz ki, Aydın Bey gününün önemli bir bölümünü havaalanlarında ve uçaklarda geçiriyor. May Sera-May Çelik markasının oluşturduğu sinerji bölge işadamları için yeni kapıların müjdecisi olacaktır, hiç kuşkumuz yok…
.jpg)
Bir Aksu markası olan Agroweld’in ilçemizin sanayi sitesinde başlattığı bilimsel ve teknolojik devrimin ünü dünyaya taştı. Bundan ilçemizde kaç kişinin haberi var? Kutlanacak işadamlarımızdan biri de Agroweld’in girişimci ruhu taşıyan patronu Mehmet Yalçınkaya’dır. Uluslararası fuarların sürekli katılımcıları arasında yer alan Yalçınkaya, bizleri şaşırtan projeler ve yeniliklerle karşımıza çıkıyor.
Aksu’nun fide üretiminde bir dünya markasına dönüştüğünü de anımsatalım bu arada. Fide Birlik’in Başkanı Mümin Şahin’in verdiği bilgilere bakılırsa, ilçemiz fide üretimi bakımından dünyanın önde gelen ülkeleri ile rekabet edebilecek konuma ulaşmış. Aksu iş dünyasının yurtdışına açılma serüveni konusundaki diğer örnekleri de önümüzdeki haftalarda sizlerle paylaşmayı düşünüyorum…
Şimdi, sözü fazla uzatmadan sormak istiyorum. Buna ‘sessiz devrim’ denmez de ne denir? İş dünyasının kendi çabaları ile ortaya koyduğu bu olağanüstü çabayı ve başarıyı ilçemizin genç patronları örnek almalıdır. Birilerinin size el uzatmasını, teşvik etmesini beklemeden, içinizde saklı duran enerjiyi harekete geçirmelisiniz. Aksu sizden bunu bekliyor…
