Geçmişte ülkemizin tek geçim kaynağı tarım, covit-19 yaşananlarının ardından bilgi ve teknoloji ile birleşerek ülke açısından stratejik sektörler arasında kendi tahtını kurmayı başardı.
Ülkemizde ve dünyada yayılmaya başladığı ilk günden bu yana Covit 19 salgını, dünyayı kasıp kavurmaya uzun süre devam etti. Bunun ağır sonuçlarıyla karşı karşıya kalan dünya da tarım faaliyetleri nerdeyse durma noktasına gelirken, ülkemizde tarım faaliyetleri hız kesmeden yoluna devam etti. Çünkü insanların yaşamlarını sürdürebilmesi için ihtiyaç duyduğu beslenmeye ihtiyacı ancak ve sadece üretimden geçtiği bilincini taşıyan üretici bu dönemde ülkeyi ve dünyayı doyurmaya devam etti.
Bu süreçten önce ülkemizde neredeyse kaçış noktasına gelinen tarım, u dönüşü yaparak covit-19 salgınıyla beraber ‘tarıma hücum’ şekline döndü. Her türlü önlemi alarak üretim yapmaya devam eden üreticiler, ülke insanının ihtiyacını karşılarken diğer yandan da ihracat yapmayı başardılar.
Bir diğer konu ise yine bu dönemde hiç işi tarım olmayan sermaye sahipleri de diğer sektörlerin sekteye uğramasıyla tarıma yatırım yapmaya başladılar. Bu süreçte doğru danışmanlık ve bilgi alan yatırımcıların, tarımda yaşanabilecek risklere karşı önceden önlem alarak kaliteli ürün ve kazanç konusunda karlı çıktığı görüldü.
Günümüze geldiğimizde saha çalışmaların da görünen o ki tarım artık bilinen orta yaş ve üstü nüfusun dışına çıkarak, genç ve kadın üreticilere de cazip hale gelmeye başladı. Bu konuda devlet tarafından verilen destekler gençlerin toprağa daha sıkı sarılmasını teşvik ediyor. Gençler işleri ve meslekleri ne olursa olsun bir yandan da üretime katkı da bulunma çabasındalar. Tarımı teknolojiyle birleştiren gençler, çok daha kaliteli ürünü üreterek, ihraç etmeyi başardıkları gibi ülkeye de döviz girdisi sağlamaktalar.