Malumunuz Antalya İYİ Parti Teşkilatında bir istifa furyası yaşanıyor. İstifaların en başrolündeki isimlerden biri İYİ Parti Antalya Milletvekili ve aynı zamanda İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Tuba Vural Çokal hanımefendi. Neden istifa ettiğini sosyal medya aracılığı ile kamuoyuna duyurdu.
Bir muhalefet partisi durumundaki siyasetçinin gelebileceği en üst nokta genel başkan yardımcılığı görevi, bunun bir tık üstü genel başkanlıktır. Bu göreve Tuba Hanım layık görülmüş olmalı ki kendisi bu göreve getirildi. Ardından böyle bir istifanın yaşanması yani partinizde A Takımına alınıyorsunuz birlikte çalışıyorsunuz, kararları birlikte alıyorsunuz, sonra istifa etmeniz bir yana partinizin işleyişi ile ilgili her şeyi ortaya döküyorsunuz. Bu davranışlar vatandaşın da partilere ve parti yöneticilerine olan inançlarının bir hayli sarsılmasına neden oluyor.
Bu yapılan istifa açıklamaları çerçevesinde Tuba Vural Çokal’a şunları sormak isteriz. Genel başkan yardımcılığı görevini size sağlayan kim? Partiniz. Bu konumdayken ne olması gerekiyordu sizce? Kanaat önderi ve uzlaştırıcı olmanız ve henüz siyasete yeni adım atmış bir siyasetçinin dahi yapamayacağı bir hatayı, birine küsercesine yapmış olmanız çok manidar doğrusu. Partinizden istifa ettiğinizi hem de gece yarısı üstelik sosyal medyanızdan paylaşıyorsunuz.
Oysaki nüfusu 2 milyonu aşmış bir şehir olan Antalya’nın muhalefet partisi muhatabı pozisyonundayken ve bu tür hataları yapacak olan partinizde görev alan üyelerinize bile çözüm odaklı davranıp, rol model olmanız gerekirken, kalkıp ta bunu ilk sizin yapmanız sizce ne kadar yakışık alır bir durum.
Peki, bunu niçin yapıyorsunuz? Kepez ve Muratpaşa ilçe başkanlarının görevden alınması. Peki, alınma gerekçeleri ne? Üye kaydının yapılmaması.
Partiniz bir kongre süreci yaşıyor. Hem YSK’nın belirlediği bir ölçü hem de partinizin üst kurul ve sislerinde içerisinde bulunduğu üst kurulun istediği, seçimlerde alınan oy oranının yüzde onluk limitinin üye yapılması şartının teşkilatlardan istenmesi. Kulislerde konuşulanlara göre bu iki teşkilatın başkanı olan kişilerin, bu kıstası yerine getirmeme anlamında inat etmeleri. Bu bile başlı başına hiyerarşik yapıya ters düşen bir durum değil mi?
Az önce belirttiğim gibi başta parti genel merkezi sağlıklı bir şekilde kongresini yapma adına üye kaydını teşkilatlardan talep ediyor. Bu talebin yerine gelmemesinin adı olsa olsa genel merkezin kararlarına uymamaktır. Karara uymayan bir çalışmanın yada başkanının yerinde kalmasının bir anlamı olmamalı siyasette.
Bu anlamda İl başkanınızın takındığı tutum olması gereken bir tutum. Ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı pozisyonundaki sizin de en azından partinizin genel başkanınıza ve alınan kararlara duyduğunuz saygıdan ve konumunuzdan dolayı İl Başkanınıza köstek değil, destek olmanız gerekmez miydi? Kaldı ki il başkanı Yavuz Temizer İYİ Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı statüsündeyken, Antalya’da yaşanan gruplaşmalardan dolayı, Genel Başkanınız Meral Akşener tarafından kayyum olarak atanmış biri. Sizde bu atamayı yapan genel başkanın yardımcısıydınız. Neden kayyum atandı? Kavgaları, karışıklıkları, gruplaşmaları gidermek ve partiyi kongre sürecine taşıma adına görevlendirme yapılması için atandı.
Konumunuz itibariyle Genel Başkan Yardımcısı olarak İl Başkanınıza destek olmanız ve önünü açarak bölgenin milletvekili olmanızdan dolayı birlikte yol almanız gerekirken, kendinizi farklı bir statüye koyarak istifa etmeniz eminim ki bu şekilde partinin de hayrına olmuştur.
Bir kadın olarak ve mecliste başından beri başarılı çalışmalarınızı takip eden biri olarak açıkçası size yakıştıramadım. Siyasette kadının sesi güçlü olmalı. Kadın, analığın verdiği bir sorumlulukla derleyen, toparlayan, savaşmayan ve yön veren olmalıdır diye düşünüyorum. Siyasette yer almış kadınlarımız bunun hakkını sonuna kadar verebilmeli. Yoksa hem inandırıcılıklarını hem de kadınlarımızın güvenini sarsmış olurlar diye düşünüyorum.
Ayrıca bir siyasetçi seçildiği parti üyeliğinden istifa ederken, aynı zamanda seçildiği makamdan da istifa etmeli. Seçildiği makamdan istifa etmiyorsa bu etik davranmadığının göstergesidir. Bu öngörüm sadece Tuba Hanım’a yönelik değil.
Hangi partiden kim olursa olsun, partisinin işaret etmesi sonrası seçmenin iradesiyle bir konuma geldikten sonra partisinden istifa ediyorsa, seçildiği makamdan da istifa etmeli. Aksi halde seçmenin iradesini dikkate almamış olur. Geçmişte bu tür hareketler içerisinde olanların sonunun hüsran olduğunu herkes biliyor.
Hilal Hanım, ASAT Cihadiye mahallesine hiç bakmıyor,orası ile ilgilenmiyor.Cihadiye Mahallesinde,Antalya Park Fabrikasının olduğu sokakta su patlağı var,aynı zamanda Cumhuriyet caddesinde su patlağı var