Ülke genelinde Temmuz ve Ağustos aylarında hissedilen aşırı sıcaklıklar, Anadolu coğrafyasında ‘Eyyam-ı Bahur’ olarak biliniyor.
Bu aşırı sıcaklar Antalya’da çok daha fazla hissediliyor. Öyle ki yaşamımızın her yanını derinden etkileyecek şekilde…
Şimdi sırada meşhur Eyyam-ı Bahur adı verilen sıcaklar, kapının eşiğinden adımını atmak üzere ülkemize.
Arapça kökenli Eyyam-ı Bahur ‘baharın günleri’ anlamına geliyor. Ancak burada bahsedilen bahar, ilkbahar değil, yazın ortasındaki yoğun sıcaklık dönemi olması. Bu sıcaklıklar genellikle Temmuz sonu ile Ağustos başı arasında etkili olup ve birkaç hafta sürebiliyor.
Edindiğim bilgilere göre Eyyam-ı Bahur sıcaklıklarının oluşumunda, çeşitli meteorolojik ve coğrafi faktörler rol oynuyor. Bunlar: Yüksek Basınç Sistemleri, Sıcak Hava Dalgaları ve Küresel Isınma.
Eyyam-ı Bahur’un Etkilerine gelince burası çok önemli işte!
Etkilerini sıralayacak olursak; ilki sağlık sorunları; yüksek sıcaklıklar, güneş çarpması, dehidrasyon gibi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Tarım ve Hayvancılığı da etkiliyor. Aşırı sıcaklıklar, tarım ürünlerinin verimini, su kaynaklarının azalması gibi olumsuz etkilere de neden olabiliyor. En önemlisi hepimizi yakından ilgilendiren şehir yaşamı. Şehirlerdeki beton yapılar, sıcaklığı daha fazla tutarak “ısı adası” etkisi yaratarak ve bu durum şehirde yaşayan insanların sıcaklıkları daha yoğun hissetmesine neden olabiliyor.
Eyyam-ı Bahur’da alınacak önlemleri şu şeklide sıralıyor uzmanlar: Bol su tüketimi, güneşten korunma, serin alanlarda zaman geçirme, hafif ve dengeli beslenme.
Sonuç olarak Eyyam-ı Bahur sıcaklıkları, yaz mevsiminin en zorlu dönemlerinden biri olarak görülüyor. Ancak, doğru önlemler alındığında bu dönemi daha rahat geçirmek mümkün. Doğanın bu sert yüzüne karşı hazırlıklı olmak, hem sağlığımızı korumak hem de yaşam kalitemizi artırmak açısından büyük önem taşıyor.
