Antalya’da bir kadın daha hunharca öldürüldü.
Eski kocası tarafından…
Defalarca uzaklaştırılma alınmasına rağmen…
Öyle sessiz sedasız değil, bağıra bağıra öldürdü.
Cani adam! Etrafa saldıra saldıra öldürdü!
Üstelik kimse gelip elinden almasın diye son nefesini verinceye kadar başından ayrılmadı.
Öyle ki hakim karşısına çıkınca pişmanım diyecek kadar; pişkin, aciz, zavallı, bir o kadar da korkak!
Bu olayın üzerinden çok geçmedi ki, bir kadın daha öldürüldü Antalya’da…
Sevgilisi tarafından!
Ormanlık alana çağırıldı önce sevgilisi, konuşmak için… Sonra kafasına taşla vura vura öldürdü.
Üstelik 8 yaşında küçük oğlunun gözleri önünde…
Annesini öldürdüğü yetmedi, cinayete tanık oldu diye çocuğu da elini ayağını bağlayıp boğazına plastik kelepçe geçirerek onu da evinde öldürdü.
Kadının büyük oğlu olayı anlatırken; sürekli kavga ettiklerini ve evlerini başka yere taşıdıkları halde yakalarını bırakmadığını ve en acısı da küçük kardeşinin su içmesine bile tahammül edemediğini söyledi.
Bu cinayetler bölge halkı tarafından büyük üzüntü ve öfkeye neden olsa da, olduğu yerde kalıyor maalesef!
Toplum olarak sessiz kalıyoruz bu tür olaylara, yeterince ses çıkaramıyoruz…
Sıradan geliyor artık ne yazık ki!
Bakın edindiğim istatistiki bilgilere göre son beş yılda Antalya’da cinayete kurban giden kadın sayısı, 2020 – 2024 yılları arasında 62 can olduğu ifade ediliyor. Ülke genelinde bu sayı çok fazla. Uzmanlar bu cinayetlerin nedenleri arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yetersiz cezalar ve kadına yönelik şiddetin yeterince engellenememesini gösteriyor. Kadın cinayetlerinin son bulması için daha etkili yasal düzenlemeler yapılması çağrısında bulunuyor.
Kadın cinayetlerinin önlenmesi için uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları, şu önerileri de dile getiriyor:
Yasal Düzenlemeler: Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve cezaların artırılması için yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi.
Koruma Önlemleri: Mağdurların etkin bir şekilde korunması ve uzaklaştırma kararlarının sıkı bir şekilde uygulanması.
Toplumsal Bilinç: Cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda toplumsal bilinçlendirme kampanyalarının artırılması.
Destek Hizmetleri: Şiddet mağduru kadınlar için daha fazla sığınma evi ve psikolojik destek hizmeti sunulması.
Bana göre toplumsal bilinç en başta gelmeli. Çünkü erkek çocukları üst düzey sorumluluklarda ve merhamet duygularıyla yetiştirilmeli diye düşünüyorum. Önce koca, sonra baba olma özelliklerini yerine getirebilmeli.
Kadın cinayetleri diye adlandırılmak gerçekten çok üzücü.
Toplum olarak ne kadar insan olabilirsek ne kadar insani değerlere saygı gösterirsek cinsiyet ayırmadan o kadar yol alabiliriz.
Bizi köklerimize döndürecek ve medeniyeti yaşatacak değerlerin saygı, iyilik, merhamet olduğu inancındayım.