16 Nisan 2017 referandum seçimlerinden hemen sonrası, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan "metal yorgunluğu" olarak ifade ettiği parti teşkilatları ve partili belediye başkanlıklarında değişimin olması yönünde açıklamalarda bulunmuştu.
Erdoğan, bu açıklamalarını her platform da dile getirmişti. Akabinde İstanbul, Niğde Bursa, Ankara ve Balıkesir Belediye Başkanları görevlerinden istifa ettirilmiş ve 22 İl başkanı da görevden alınarak görevlerine son verilmişti. Bununla beraber kabine de bir revizyona gidilmişti.
Atılan bu adımlar bir nebze de olsa, tabanda heyecana neden olmuştu. Teşkilat ve belediye başkanları operasyonunun tamamlamasının ardından, "2019 başkanlık seçiminin ilk raundu" niteliğindeki Mart 2019 yerel seçimleri gerçekleştirildi. Ama bu değişimler, istenildiği ölçüde bir başarı getirmedi. Çünkü yukarda da ifade ettiğim gibi, bu değişimler, tabanda bir nebze heyecana neden olmuştu. Tabanın tam anlamıyla istediği değişim bir türlü gerçekleşmedi.
Sonuç olarak; AK Parti elinde bulundurduğu başta İstanbul Ankara olmak üzere, Antalya gibi büyükşehir belediye başkanlıklarının yanı sıra, birçok İlde de belediye başkanlıklarını kaybetmişti. Aksu’da kıl payı seçim kazandı. Şayet muhalefet cephesi kendi arasında bir bölünme yaşamamış olsaydı, AK Parti en büyük hezimeti Aksu’da almış olacaktı. Bu da gösteriyor ki bu sonuçlar, metal yorgunluğu adı altında gerçekleşen göstermelik değişimler, tabanın sesine yeterince kulak verilmediğinin göstergesidir.
Gelinen süreçte, 31 Mart seçimlerinin üzerinden 6 aylık bir zaman dilimi geçti. Bu süreç zarfında AK Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, bir kere basın toplantısı gerçekleştirdi. Kısa bir değerlendirme yaptığı toplantıda gazetecilerin, “Ortada kaybettiğiniz bir seçim var. Nerede hata yaptınız. Bununla ilgili seçim sonrası özeleştiri de bulundunuz mu? Kendinizi başarılı buluyor musunuz?” ve benzeri sorularına muhatap oldu. Verilen cevaplar, dudak uçuklatan nitelikteydi. Kaybedilmiş seçime rağmen, hala kendilerini başarılı bulan bir yönetim kadrosu. İğne deliği kadar hala hatayı kendilerinde aramayan bir duruş.
Şimdi gelelim Aksu’ya…
Neredeyse dokuz sene oldu, Aksu siyasetini yakından takip ediyorum. Bu süreç, mevcut İlçe Başkanı Tevfik Fuat Cebeci ile beraber, Mehmet Akif Ordu ve Durmuş Kaan Şahin’in yürüttükleri Aksu İlçe başkanlığı görevlerini, yakından analiz etmeme neden oldu.
İlk geldiğimizde, Mehmet Akif Ordu AK Parti İlçe Başkanlığı görevini yürütüyordu. Yerel anlamda muhalefet konumunda olan AK Parti Aksu Teşkilatı'nın kapısı her daim açıktı. İletişime gireceğiniz İlçe yöneticileriyle beraber, maaşlı çalışan bir sekreter, partide görev yapıyordu. Herkesin bildiği gibi siyaset bir gönül işidir. Yerel anlamda muhalefet konumunda olmanız, beraberinde cebinize dokunacak birçok bedel ödemenize neden olur. Bu insanlar, zamanında o bedeli ödemiş olmalılar ki, partinin kapısını her daim açık bir şekilde bıraktılar. 20 kişiden oluşan yönetim kadrosunun, gerçekleşen yönetim kurulu toplantılarında 15’i bir araya geliyordu. Bunun yanı sıra partinin kapısını çalan her vatandaşın çözülebilecek sorunlarını çözme adına, ellerini taşın altına soktuklarına yakın şahidim. Ve buna benzer birçok iyi şeylerin yapıldığını, en azından kucaklayıcı bir siyaset modeli çizdiklerini Aksu kamuoyu çok yakinen bilir.
Sonrası Durmuş Kaan Şahin dönemi.
Şahin göreve gelir gelmez, yaptığı ilk çalışmalardan biri, parti binasının yerini değiştirmek oldu. İçinde toplantı odalarının ve her birim başkanının ayrı odasının bulunduğu, ayrıca vatandaşın karşılandığı bekleme salonundan oluşan 3 katlı bir binayı, Partinin İlçe binası yaparak, partinin kurumsal kimliğini ön plana çıkartacak bir görsellik oluşmasına vesile oldu. Her hafta Salı günleri, ‘Halk günü’ düzenleyerek, partinin kapısına gelen vatandaşların dertlerini dinledi. Yine partinin kapısını her daim açık tuttu. Gerçekleştirdiği haftalık yönetim kurulu toplantılarında yerine göre 12, yerine göre de 15 yönetim kurulu üyesi katıldı. Kadın Kolları ve Gençlik Kolları başkanları Aksu’da girmedikleri ev ve sıkmadıkları el bırakmadılar. 6 seçim geçirdiler. Kaldı ki, bu seçimlerin her birinin apayrı bir stresi var. Bu detayların her birini Aksu kamuoyu yakinen bilir. O yüzden fazla sözü uzatmadan gelelim şimdiki mevcut yönetime. Yani Tevfik Fuat Cebeci’nin başkanlığına…
Cebeci, 31 Mart seçimleri arifesinde atamayla İlçe Başkanı oldu.
Tevfik Fuat Cebeci göreve gelir gelmez daha önceki yönetimlerde samimi bir şekilde görev alan kişileri, oluşturacağı yönetim kadrosuna almadı. Bu adıma İl teşkilatı da ses çıkarmadı. İl teşkilatının oluşturulan listeye neden müdahale etmemesine, parti kulislerinde, “kişiler kendi ekibiyle gelir. Başarı da başarısızlık da kendi hanelerine yazılır” diye yorumlandı. Hatta ifadenin Cebeci’ye bire bir söylendiği de parti kulislerinde konuşuldu. Haliyle bu adım parti içerisinde birçok küskünlüklere de neden oldu. Akabinde mevcut sekreterin işine son verildi. Yani geçmişe dair tüm izler silinmek istendi. Bu durum ara sıra partinin kapısının kapanmasına neden oldu. Hatta bizler İlçe teşkilat binasının açık olması gereken kapının, kapalı olmasını geçmişte kulis olarak gündeme taşımıştık. Ayrıca, gelenek haline getirilen halk günü defteri kapandı. Çok özveriyle çalışan kadın kolları teşkilatı, deyim yerindeyse adeta lav edildi. Kadın kollarının varlığı yokluğu belli değil. Şu an ise güvenlik personeli olarak, bir hanımefendinin kadın kolları başkanı olarak görevlendirileceği ifade ediliyor. İlçe Genlik Kolları’nın çalışma şevki kırılmış durumda. Kırgınlıklar ve küskünlükler de işin cabası. Tüm buna rağmen her hafta rutin olarak gerçekleşen yönetim kurulu toplantıları da yerine göre 4, yerine göre 5 veya altı kişiyle gerçekleşiyor. Bunu da sosyal medya da paylaşılan fotoğraflardan biliyoruz. Oysaki kural gereği toplantılara mevcut bir yönetimin yarısından bir fazlasının, toplantılara katılması gerekiyor.
Maalesef 18 yıldır, ülkenin tarihinde çok büyük yer alan, AK Parti’nin Aksu’da düştüğü durum bu. Şayet, metal yorgunluğunun tarifi bizim anladığımız manadaysa, bu durum tam anlamıyla bir metal yorgunluğu olsa gerek.