Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı
2021-01-19 12:25:47

CHP’li Bayar’la on dakikalık bir sohbet

Ergin ÇEVİK

ergin.cevik74@hotmail.com 19 Ocak 2021, 12:25

CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar, geçen hafta bazı İl yönetim kurulu üyeleri ve partisinin Milletvekili Rafet Zeybek’le beraber Aksu İlçe Teşkilatı’nı ziyaret etti. Burada partililerine hitap ettiği konuşmada, mevcut iktidara sert eleştirilerde bulundu. Sonra partisine katılanlara vekil Zeybek’le beraber rozetleri taktı. Rozet merasiminde ki konuşmaların detaylarını gazetemizde haberleştirdik.

Bu arada Sayın Bayar’a birkaç soru sormak istedim. Toplantı odasına çıkarak, başka bir odaya geçtik. CHP’li Başkan Bayar’la 10 dakikalık soru cevap faslımız oldu.

İlk sorum, birkaç detayın birleşmesiyle ortaya çıkan “CHP’de neler oluyor?” sorusu oldu.

Bilindiği üzere Sayın Muhittin Böcek geçirdiği rahatsızlıktan sonra, hastaneden çıkmasının hemen ardında sitem dolu bir paylaşımda bulunmuştu. Aynı şeklide Sayın Bayar’ın kamuoyuna yansıyan “Başkan Böcek’e ulaşamıyorum” şeklinde bir açıklaması. Öncesiyse Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Çevikol’un yetkileri kısıtlanmış, Hüseyin Karakuş Genel Sekreter Yardımcılığı görevine atanmıştı. Bu atamanın kamuoyunda CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla yapıldığı ifade edilmişti. Göreve dönen Başkan Böcek, ayağının tozuyla atamayı iptal etmişti.

İşte bu ayrıntıları hatırlatarak Sayın Bayar’a ilk “CHP’de neler oluyor?” sorusunu sordum.

Söze “CHP’de hiçbir şey olmuyor” diye başlayan CHP İl Başkanı Nusret Bayar, “Hızla iktidara yürüyoruz. Türkiye’deki bulunan sıkıntıları hep beraber yaşıyoruz. Adalet, ekonomi, hukuk, eğitim anlamında yaşıyoruz. Parti olarak bizlerin görevlerinden biride bunları çözmektir. Muhittin başkanım 17 Ağustosta COVİT 19 hastalığına yakalandı. Ondan sonraki süreçte CHP’yi yıpratmak isteyen dış mihraklar manipülasyonlar yaparak dedikodu yaptı. Bunların hiç birine inanmıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Sonrası soru cevap faslımız şu şekilde devam etti.

Manipülasyon diyorsunuz. Ama ortada bazı realiteler var. Sayın Böcek, hastaneden çıktıktan sonra yaptığı sitem dolu bir açıklama mevcut? Buna ne diyeceksiniz.

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, hastanede yoğun bakımda yatarken, sağlığına kavuşması için dualar ettik. Onu yakinen takip ettik. Az bir zaman değil. 115 güne yakın bir zaman diliminde hastanede kaldı. Şimdi bu süreç içerisinde Başkan Vekili, bir Genel Sekreter yardımcısını görevlendirdi. Belediye Başkanımızı temsilen Büyükşehir Belediyesini yönettiği için, bizde o arkadaşımızın arkasında kaldık. Elbette Belediye Başkanı çalışacağı insanları kendisi seçer. Bu onun hakkıdır. Siyasiler, siyaset mecrasında çalışmalarını yapar. Sıkıntıları da Belediye başkanına iletilir. Çözüm yeri neresi? Belediye. Bizim görevimiz de siyasetçiler olarak kamuoyundaki, kırsaldaki ve merkezde ki sorunları tespit edip, belediyemize iletmek. Diğer bir görevimiz ne? Belediyelerimizin yaptığı çalışmaları kamuoyuyla paylaşmak. O genel sekreter geldi, bu genel sekreter yardımcısı gitti. Onu atadı, bunu atadı, bence bunların hiçbir önemi yok. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızın o sitem dolu sözlerine, nedenleriyle ilgili grup başkan vekilimiz güzel bir açıklama yaptı. -Kolay değil- dedi. -3, 5 aya yakın yattı. Psikolojik duygusal bir konuşma- dedi. Ben öyle düşünüyorum. Büyükşehir hızla çalışmalarını devam ediyor.

Sizler iktidara yakın olduğunuzu ve en yakın bir seçimde iktidar olacağınızı ifade ediyorsunuz. İktidar partisine sert eleştirilerde bulunuyorsunuz. Bunun yanı sıra CHP’de ki iç çekişme kamuoyuna sürekli yansıyor. Nasıl iktidar olacaksınız? Muhalefet görevini yeterince yerine getirebiliyor mu?

Siz basınsınız. Bende kendi ilçemde yerel gazete çıkarmış bir arkadaşınızım. Basının sıkıntılarını biliyorum. Çiftçinin sıkıntılarını biliyorum. Hala çiftçilik yapıyorum. Esnafın sıkıntılarını biliyorum. Her gün onlarla iç içeyim. Bu ülkede müteahhitler bile gidişattan memnun değilseler, Türkiye’nin iyi yönetilemediğinin göstergesidir. Basın özgürlüğü yok. Bizler sürekli sahadayız. Çalışıyoruz. Toplumun çeşitli katmanlarıyla bir araya geliyoruz. Muhtarlarımızla görüşüyoruz. Muhtarlar demokrasinin ve tabanın en ince noktasında bulunan kişilerdir. Ülkenin sorunlarını en iyi tespit eden, mahallelerinin en uç noktasında olandır. Bundan dolayıdır ki, anlattıkları ve söyledikleri doğrudur. Bizler devamlı sokaktayız. Siz söyleyebilir misiniz Türkiye’de işsizliğin ve açlığın olmadığını?

Bunlar tamam da, muhalefet partisi olarak sizler iktidara alternatifsiniz. Projeler ve çözümlerle sahaya çıkmanız gerekirken, sunni gündemlerle ortadasınız. Biraz da pencerenin bu tarafından baksanız.

Bakın, sunni gündemler şu şekilde. Belirli gazeteler var. İsim zikretmek istemiyorum. Amaçları ve konuları belli. Kime vuracakları belli. Onlara verilen görevler belli. Dün Serik’te toplantı yapıyoruz. Gazetelerde yok. Hal esnafını geziyoruz. Yine gazeteler yok. Sonra gazetelere bakıyoruz. İl Başkanı nerede ne yapıyor. Şeklinde haberler. Ya il başkanı bugün burada. Programa katıl. Soruları ilet. Tarafsız bir şekilde haber yap.

Burada teşkilatlara da biraz iş düşmüyor mu? Partinin İl başkanı bir yerlere program düzenliyorsa, basına da haber vermeli. Siz bugün buradasınız. Ama bizlere bir davet yapılmadı. Biz kendiliğimizden geldik. Sizin teşkilat yöneticileriniz basınla iletişime girmezse, burada birazda kendinizi de sorgulamanız lazım. 3-4 aya yakın bir zamandır, İlçe başkanınız ortada yok. İletişim kopukluğu var. Biz bunları dile getirdiğimiz zaman taraf olmuş oluyoruz. Durum bu.

Eksiklikler olabilir. İğneyi kendimize batırıyoruz. Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır. Biz bu ülkenin Cumhuriyet rejiminin sıkıntıya girdiğinden endişeliyiz. Her tarafımızı düşman sardı. Üç gün önce Sayın Genel Başkanımızın söylemleri oldu. Bazı basın kuruluşlarını bir kenara bırakıyoruz. Hiç biri söylemleri dile getirmiyor. Bunlar, havuz medyası dediğimiz medya. Basın özgür olmalı. Ben seksen yıllarını yaşayan biriyim. Hiçbir dönemde, bu dönemde yaşananlar olmadı. Eski siyasiler eleştiriliyordu. Ama hiç biri birini mahkemeye vermiyordu. Gazeteci yargılanmıyordu. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı demedin diye, nerdeyse içeri atılıyorsunuz.

Son olarak şunu sormak istiyorum. İlk başta sorduğum soruların arasında vardı. Ama yanıtını alamamıştım. Yineleyecek olursak, sizin Sayın Böcek’e “ulaşamıyorum” şeklindeki açıklamanıza ne diyeceksiniz.

Basının, bir totemin içerisinde bir kısmını alıp, diğer kısmını es geçerek yaptığı haber, haber değildir. O gün bir ajansın muhabiri aradı. Röportaj yapacağını ifade etti. Bende açılıştaydım. Üç dakikaya yakın bir konuşma yaptık. Konuşma bittiğinde, giderken “Başkan Böcek’le görüşebiliyor musunuz?” şeklinde bir soru yöneltti. “Bende whatsApp’tan aradım. Ulaşamadım” dedim. Bu ne demektir. Hiç görüşemiyorum anlamında değil. O anda telefonu açamamış olabilir. Müsait olmayabilir. Zaten yeni bir hastalıktan çıkmış. Telefonu kapalı olabilir. Sonra geriye döner. Ve döndü. Halada belediye başkanımızla belirli iletişimimiz, konuşmamız ve görüşmemiz var. Şimdi sadece bunu alıp, öbür tarafta ki 2 dakikalık kısmı hiç göremeyip te, o üç saniyelik kısmında dağ yaratmak çok doğru değil. Şu anda sizinle söyleşi yaparken, belediye başkanımız benim arayıp ulaşamaması halinde, o arada birisi, Sayın Böcek’e, “İl Başkanıyla görüşüyor musun?” şeklinde bir soru sorması halinde, “O da şimdi aradım. Ulaşamadım- demesi, hiç ulaşmıyor anlamını mı çıkarmak lazım. Bir saat sonra iletişime girilir. Veya ben ararım iletişime girerim.

Sayın Bayar’la on dakikaya sığdırdığımız konuşmanın özeti bu şekilde. Ama yine de bir yorum yapacak olursak, iktidara talip olan bir partinin, kısır çekişmelerden uzak durması gerektiğini hatırlatmakta yarar var. Başkan Bayar, her ne kadar kamuoyuna yansıyan gelişmeleri abartılı olarak lanse edildiğini ifade edip, kabullenmiyorsa da, ara sıra çat kapı olarak teşkilat binalarını ziyaret etmesi gerektiği kanısındayım. O yöneticilerin çilingir sofralarında ayırdığı zamanın, ne kadarını parti çalışmalarının yanı sıra vatandaşa ayırdığını görecektir. Ayrıca kapalı kapılar ardında hangi kuyuların kazıldığına da şahit olacaktır. Benden söylemesi. Buradaki amacım körü körüne eleştirmek değil. Madem ülke olarak bir enkaz durumunu yaşıyorsa, bunun suçlusunu tek olarak iktidarda aramamak lazım. İktidara talip yöneticilerinde sırra kadem basmamaları gerekir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.