Domates ve biber üreticisinin bugünlerde başı belada.
Neden mi?
Çünkü İsrail'den gelen tohumlarda ortaya çıktığı için 'İsrail virüsü' denilen ve kısa sürede diğer bitkilere de yayılan virüs nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Hastalığın tespit edildiği seralar, 14 gün karantinaya alınıp, tamamen ilaçlanıyor, ürünler ise imha ediliyor.
Virüsle ilgili üreticinin en büyük korkusu ise hastalığın coronavirüs gibi bitkiler arasında temas ve polen taşınmasıyla kısa sürede yayılması. Bitkiyi hastalıktan kurtarmak isteyen üreticinin uygulayacağı yöntemler ise sınırlı. Hata yok denecek kadar az. Bu detaylar bana ait yorumlar değil. Tecrübeli bir çok Ziraat Mühendisi ile yine hastalığın baş gösterdiği seralarda ki çiftçilerden edindiğim bilgiler.
Anlatımlara göre 3-4 yıl önce ülkemizde görülmeye başlanmış. Başta pek önemsenmeyen bu olay, yayılma hızı sonucu sektörü korkutmaya başlamış. İsrail’den ithal edilen domates fidelerinde görüldüğü için ‘İsrail virüsü’ olarak adlandırılan hastalık, fideler büyüyüp, ürün verdiği süreye kadar belirti göstermiyor. Ürün alınacağı dönemde ise fideler, tepe kısmından kararıp, çürürken, domatesler de içten çürüyerek, kahverengiye bürünüyor. Ürünün tam olgunlaşmadan bir anda çürümesi, büyük verim kaybına neden oluyor. Aynı zamanda pazar kaybı oluşuyor. Akdeniz Üniversitesi’nde bu konuyla ilgili çalışma başlattıldığını, ancak şu an itibariyle çözümün oldukça zor olduğu ifade ediliyor.
Temas yoluyla diğer ekili alanlara bulaşan bu hastalığın bir nebze de bulaş riskini azaltmak için dezenfekte işleminin çok önemli olduğu ifade ediliyor. Ürünün meyve verimi bittiği zaman, kesilen yeşilliklerin toprağa bulaştığı, aynı zamanda bekletildiği için o yapraklarda bulunan virüsün toprağa bulaştığını dile getiren Ziraat mühendisleri, tekrar tarlanın zirai alet edavatlarla sürülmesi sonucu, virüsün o ekipmanlara bulaştığı ve o ekipmanların muhakkak dezenfekte edilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar. Ayrıca arazi de çalışan bireylerin, çalışırken kullandıkları elbiselerle başka seralara girmemelerini tavsiye ediyorlar. Yine ürünün döllenmesi için kullandıkları bambus arıları, diğer bir serada kullanılmaması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Buna benzer birçok geçici çözümler. Bu çözümlerin hiç birisi hastalığın baş gösterdiği serada çözüm değil.
Bu tablo böyle giderse, ileriki zamanlarda tarım sektörüne büyük bir yara açacağa benziyor. Bundan dolayıdır ki, ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan ve olmazsa olmazlarımızdan tarımın içinden çıkılmaz bir hal almaması için, yetkililer bir an evvel kolları sıvayarak çözüm bulmalı. Aksi halde iş işten geçmiş olur.