Kim ne derse desin, siyasi anlamda karar mercii hep sessiz çoğunluk olmuştur. Mesleğim icabı AK Partiyi kurulduğu günden bu yana yakinen takip etmişimdir. Bu süreçte Cumhuriyet mitinglerine AK Parti karşıtı yürüyüşlere, askeri muhtıralara, laiklik tartışmalarına, medya aracılığıyla oluşturulan algılara, gezi eylemlerine, tencere tava eylemlerine, 17-25 Aralık gibi operasyonlara ve en önemlisi 15 Temmuz darbesi gibi olaya tanık oldum.
Tüm bu olaylar sonrası yapılan siyasi analizlerde, AK Parti’nin büyük oranda kan kaybettiği, hatta seçimlerde baraj altında kalacağı kanısı hep yaygın olmuştur. Ama gözden uzak olan sessiz çoğunluk ta bu algıyı hep yıkmıştır.
İşte bir AK Parti ve sessiz çoğunluk gerçeği
Hepimizin bildiği gibi Refah Partisinden İstanbul Belediye Başkanı olan Erdoğan, 12 Aralık 1997 tarihinde Siirt'te düzenlenen bir mitingde yaptığı konuşma nedeniyle Diyarbakır DGM Savcılığı tarafından "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılmıştı.
Belediye başkanlığı görevinden ayrılarak 26 Mart 1999'da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999'da siyasi yasaklı olarak tahliye edilmişti. Ve siyasi yasağından dolayı o günlerde kendisi için ‘muhtar bile olamaz’ ifadeleri kullanılmıştı.
14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı ve partinin genel başkanlığına seçildi.
Parti, girdiği ilk seçimler olan 2002 genel seçimlerinde %34,43'lük oy oranı ile Anayasayı değiştirecek çoğunluğa yakın bir sayı olan 363 milletvekili çıkarmıştı.
Siyasi yasağının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan yasa değişikliği talebinin uygulamaya girmesiyle siyasi yasağı kalktı. 9 Mart 2003'te gerçekleştirilen ara seçimlerinde Siirt milletvekili olarak meclise girdi. 14 Mart 2003'te başbakanlık görevine geldi.
28 Mart 2004 Yerel Seçimlerin de AK Parti %41 oy alırken CHP %18, MHP %10 oy aldı. İllerin büyük çoğunluğunda belediye başkanlıklarını AK Parti kazandı. AK Parti, 12’si büyükşehir olmak üzere 58 ilde, CHP ise 2’si büyükşehir olmak üzere 8 ilde belediye başkanlığı kazandı.
Adalet ve Kalkınma Partisi, 2007 genel seçimlerinde oyların %46,58’ini aldı. CHP 2007 Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'ın adaylığına şiddetle karşı çıkmış ve bu yolda bütün anayasal haklarını kullanacağını belirtmişti. 24 Nisan 2007 günü AK Parti cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül'ü belirlemişti.27 Nisan 2007 günkü oylamada 367 milletvekili yeter sayısı bulunamayınca CHP, mahkemeye başvurmuş. Aynı gece Genelkurmay Başkanlığı laiklik ile ilgili sert bir açıklama yapmıştı.
2011 genel seçimlerinde ise oyların %49,83'ünü alan AK Parti, Erdoğan'ın başbakanlığında sırasıyla 60. ve 61. hükûmetlerini kurmuş. Parti ayrıca, oyların %41,67'sini aldığı 2004 yerel seçimleri, oyların %38,39'unu aldığı 2009 yerel seçimleri ve oyların %43,40'ını aldığı 2014 yerel seçimlerinde de en çok oy toplamayı başaran parti konumunda. 2007 anayasa değişikliği referandumu sonrasında anayasada yapılan değişiklikle birlikte cumhurbaşkanının ilk defa doğrudan halkoyuyla seçilmesinin önü açılırken, adaylığını koyduğu 2014'te yapılan seçimlerde aldığı %51,79'luk oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildi ve başbakanlık ile partisindeki görevinden ayrılarak cumhurbaşkanlığı görevine 28 Ağustos 2014'te başladı. Davutoğlu Başkanlığın da ki AK Parti, 7 Haziran seçimlerinde 18 milyon 867 bin 134, 1 Kasım - 23 milyon 669 bin 933 oy aldı. Şimdi yine bir sürecindeyiz. 16 Nisanda, ülke olarak bir karar vereceğiz. Sonuç ne çıkarsa çıksın, inşallah bu süreç ülkemize güzel günlerin habercisi niteliğinde olur
.