20 Eylül 2005 tarihinde Kepezde ki Dokuma alanı 49 yıllığına MDC Turkmall (Multi Turkmall) firmasına tahsis edilmişti. O dönem birçok sivil toplum örgütü ile beraber, CHP, DYP, MHP, ANAP ve DSP il başkanları tahsise tepki koymuş, çadır eylemleri gerçekleştirmiş ve Antalya İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma kararı ile tahsisin iptali için dava açmışlardı. Antalya İdare mahkemesi bu talep karşısında görevsizlik kararı vermişti.
Bu gelişme üzerine siyasi partiler, görevsizlik kararını temyiz etmek üzere Danıştay’a başvurmuş, yaklaşık bir yıl süren davayı görüşen Danıştay 10. Dairesi, 13 Aralık 2006 tarihinde oybirliğiyle yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Bu süreçler devam ederken, yükselen kamuoyu tepkisiyle beraber uzun süre sessizliğini koruyan dönemin AK Parti İl Başkanı Hamza Taş, Antalya Dokuma Fabrikasının 488 dönümlük alanının Kepez Belediyesince MDC Turkmall firmasına tahsisini içine sindiremediğiyle ilgili açıklamalarda bulunmuştu.
Geçmişte yaşanan olaylar bu şekilde cereyan ederken, gelelim günümüze…
Bilindiği üzere Kemerağzın’da 6 bin 274 metre karelik bir alan, Pazar yeri yapılması için bir firmaya ihale edildi. Her ne kadar ihale edilen alan 6 bin 274 metre karelik bir alan ise, kullanılan alanın 13 bin metre kareyi geçtiği konuşuluyor. Aksu Belediye Meclis oturumun da, alanın ihale edilmesi büyük tartışmalara neden olmuş, sonrası esnaf temsilcilerinden bir grup, meclis üyeleri ve Başkan Halil Şahin ile başkanlık makamında bir araya gelmiş, ancak bir uzlaşı ortaya çıkmamıştı.
Daha sonra Pazar yeri ile ilgili ihalenin iptali için, yargı yolu seçilmişti.
MHP Meclis Üyesi ve Grup Sözcüsü Mustafa Poyraz ile esnaflar, ihalenin yasal olmadığı gerekçesini öne sürerek, yargıya başvurmuşlardı.
Gerekçe olarak da uygulama yapılacak olan alanın, daha önce imar planlarında yeşil alan olarak ayırtıldığı, daha sonra değişikliklerin yapılarak, bir tarafı spor alanı, bir tarafı da Pazar yeri alanı olarak ayırtıldığını, ancak Turizm Bakanlığının 2013 yılında bu alan üzerindeki gerçekleştirilen tüm planları iptal ettiğini, imar planı olmayan bir alanda ise herhangi bir çalışmanın yapılamayacağını ve yapılmasına yasaların izin vermediğini sunmuşlardı. Yani başka bir değimle, alan üzerine yapılacak herhangi bir çalışmanın kaçak statüsünde olacağı ifade edilmişti.
Şimdi ise, 2’inci İdare mahkemesinde yürütmenin durdurulması için açılan dava, Konya Bölge İdare mahkemesine sevk edilmiş. Mahkemenin en geç 30 gün içerisin de dava dosyasını karara bağlamasını, davacı avukatlar tarafından bekleniyor.
Tabi ki bu süreçte Kemerağzı’nda çarşının inşaat çalışmaları tüm hızıyla ile devam ediyor. Dükkanların bir kısmı kiraya verildi bile…
Ayrıca 2 yüzü gecik dükkânın elektrik ve su aboneleri verildi. Bu da ayrı bir muamma. Çünkü imar planı olmayan bir alanda yapılacak olan çalışma kaçak statüsünde olduğu için, ruhsat verilemez. Ruhsatı olmayan bir alana elektrik su abonesi verilemez. Bunu ben değil, yasalar söylüyor.
Geçmişte Pınarlı Belde Belediyesi’nde buna benzer süreçler yaşanmış, birçok kaçak pozisyondaki eve elektrik ve su aboneleri verilmiş, bu abonelere imza koyan dönemin Belediye Başkan Vekili Mevlüt Karaçalı hala yargılanıyor.
Geçmişin bu kadar gerçeği varken, neden hala bazı şeylerden ısrar ediliyor, bunu anlamak gerçekten mümkün değil.
Bu örnekleri vererek, bu yazıyı yazmamda ki maksat, dostane uyarı da bulunarak, kasırga öncesi sessizliği haber vermekti.
Dokuma alanın da, kamuoyu tepkisine rağmen, dönemin Belediye Başkanı Erdal Öner ısrarından bir türlü vazgeçmedi.
Ta ki, yalnız kalana kadar…
Ta ki partisinin başkanı rahmetli Hamza Taş’ın, “Dokuma’nın tahsisini bende içime sindiremiyorum” diyene kadar.
Sonrası tüm uzatmalara rağmen, yargı kararını verdi. Ama belediye büyük yükümlülüklerin altına girdi.
Şimdi aynı senaryo, birileri tarafından Kemerağzı’nda sizlere oynatılmak isteniyor.
Belediye kazanacak diye, yasal olmayan bir sürece sizi empoze etmeye çalışıyorlar.
Yasaların izin vermediği kazançlar illegal oluyor sayın başkan. Bir idareci olarak bunu sizin çok daha iyi bilmeniz gerekiyor. Bu alanın ihale edilmesine inanın ne İl Başkanınız Rıza Sümer, ne de Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel sıcak bakmıyorlar. Çünkü yasal hiçbir şey yok orta da.
Gün gelecek, yargı kararını verecek, bir bakmışsınız ki yalnız kalmışsınız. Uzman akıl hocaları bir şekilde, tereyağından kıl çekermişçesine, kendilerini sıyıracaklar. Çünkü onlar sıyırma uzmanı.
O yüzden, bu kasırga öncesi sessizlik, pekte hayra alamet değil.
Bir an önce hipnozdan kurtulun, kendinize dönün.
Dost acı söyler, benden söylemesi…
Ha, bu arada Sayın Başkan, iptal edilen asfalt ihalesi de ayrı bir facia…
Kemerağzı Pazar yeri ikinci bir Dokuma vakası mı?
Paylaş
İsa Yıldırım 7 Yıl Önce
Evi yıkılan halkımızın evlerini asıl yıkanların kim olduğu ortada. Adamına göre adalet. Yolsuzluklarına gelince. Halkın hakkını burunlarından getirmek İsa Yıldırımın vatandaşlık borcudur. Halkın hakkını çalanın uykusunun kabusu olmazsam namertim. Çakal av sezonu başladı.