Bilindiği üzere Corona virüsle mücadele için Cumhurbaşkanlığı tarafından bir yardım kampanyası başlatıldı. Gönüllü kampanya için pek çok “kamu kurumu” maaşlardan kesinti kararı aldı. Birçok kurum ve finans kuruluşu, ihtiyaç sahipleri vatandaşlara destek olunması amacıyla milyonlarca lira bağış yaptı.
Bu kampanyayı başlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan’da 7 aylık maaşını bağışlayarak kampanyaya destek oldu.
Tüm dünyayı saran bu küresel salgından dolayı, ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Şimdi daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. İstişare ve diyaloğa ihtiyacımız var. Herkes gücünün yettiği kadarıyla elini taşın altına koymalı.
Yine bu çerçevede, belediyelerin yardım kampanyalarını, “devlet içinde devlet oluşturuluyor” mantığı ile engellemek, “Böylesine önemli bir mücadeleyi siyasi hesaplaşmaya çevirmekten öteye geçmez” diye düşünüyorum.
Şimdi gelelim madalyonun bir başka tarafına. AK Parti’nin 17 yıllık iktidarı dönemimde birçok kişi farklı paralarla tanıştı, iş insanı oldu. İhalelere girdi. Milyar TL’lik ihalelere imza attı. Hayatları değişti. Sosyal statüleri arttı.
Bunun yanı sıra, birçok parti yöneticisi, iş insanları ve bürokrasi arasında mekik dokuyarak arabuluculuk rolünü üstlendi. Bunun sonucunda kayda değer komisyonlar aldı. Servetlerine servet kattı. Birçok belediye başkanları bir nevi adrese teslim ihalelerle, servetlerine servet sahibi oldu. Birçok meclis üyesi ve başkan yardımcısı bu pastadan nemalandı.
Partiyle sözde yakınlığı olan birçok iş insanı, kamunun malının üzerine çöreklendi. Yasa ve kural dinlemeden 80 milyon insanın hakkını adeta gasp etti. Buna benzer birçok örneği sıralayabiliriz. Sözün özü birçok zenginler türedi.
Bu örnekleri verirken de camianın içerisinde vatanını milletini seven, onuruyla helal rızık için çalışan, harama el uzatmayan çok sayıda saygın insanı da unutmamak gerek. Bu kişiler her zaman samimi bir şekilde bedel ödeyenlerden olmuştur. Yani anlayacağınız bu insanlar inandığı değerler adına bırakın iğne kadar bir şeyler almayı, hep ceplerinden ödemişlerdir.
Gerçi bu düzeni sırf AK Partiye bağlamak, bir nebze de olsa haksızlık olur. Hepimizin bildiği gibi her devrin bir iktidarı ve o iktidarında zenginleri olmuştur. Zamana ve devre göre hareket edenler, güç kimden yana ise, o yana yalakalıklarını yaparak gününü gün etmeyi bilmişlerdir.
Şimdi gelelim günümüze. Başta da belirttiğimiz gibi, ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Cumhurbaşkanlığı, “Biz bize yeteriz” kampanyası çerçevesinde bir yardım seferberliği başlattı. SMS’ler aracılığıyla bazı vatandaşlar 10 TL’lik bir bağışta bulunurken, kimisi de gücünün yettiği kadarıyla bu kampanyaya destek oluyor. Vatandaşlar bu zor durumlarında dahi elini taşın altına koyarken, bu iktidar sayesinde parasına para katan kişiler acaba para desteğinde bulundular mı?
Fazla da öteye gitmeye gerek yok. Her birimizin Aksu’dan, Antalya Merkez’den partiyle ilişkisi olan ve servetine servet katan bildiği birçok tanıdığı vardır. Bunun yanı sıra partili belediye başkanları, meclis üyeleri, başkan yardımcıları. Ayrıca kamunun malına çöreklenerek iş yapan iş insanları.
Şimdi sorarım size kim daha vatansever? Cebindeki son 10 TL’sini ödeyen mi, yoksa her türlü nimetten yaralandığı halde elini taşın altına sokmayan mı?
Kim daha vatansever?
Paylaş